Osmanlı'nın barış ve adalet götürdüğü bir ülkeydi. Tam 20 milyon insanı o ülkede boğazlarından zincirleyip köle olarak Batı'ya taşımışlardı.
Ecdad o topraklara girdiğinde köleliği ortadan kaldırmış, insan ticaretinden para kazanan İngilizlere büyük darbe vurmuştu.
1800'lü yılların sonlarında İngilizler o ülkeyi tekrar işgal ettiler. Müslüman ülkeyi hristiyanlaştırmak için seferberlik başlattılar. Okullar açtılar, binlerce misyoneri içeri soktular. Bu ülke onlar için çok önemliydi. Çünkü topraklarından PETROL ve ALTIN fışkırmak üzereydi.
Bugün nüfusu 150 milyonu geçen o ülkenin adı NİJEYA'ydı.
Nasıl Ortadoğu'da petrolü keşfedip cetvelle yeni haritalar ve sınırlar çizdilerse aynı dönemde Nijerya'yı da işgal ediyorlardı. Evet henüz arabalar, uçaklar pek yoktu ama olsundu. Adamlar geleceğe 100 yıl sonrasına yatırım yapıyorlardı. Önce Nijerya'yı yeryüzünün en çok darbe yapılan ülkelerinden biri haline getirdiler. Nüfusu hızla hristiyanlaştırdılar. Bugün gelinen noktada ülkenin yüzde 50'si müslüman yüzde 40'ı ise hristiyandı. Müslümanlar arasında fitne çıkardılar, birbirlerine düşürdüler, bölüp parçaladılar. Ve çoğunluğu müslüman olan ülkede 25 milyon müslüman oyu olmasına rağmen 12 milyon oyla hristiyanların iktidara gelmesini sağladılar.
Müslümanları fakirliğin kol gezdiği kuzeye hapsettiler, hristiyanların zenginliğin ve yeraltı kaynaklarının bolluk yaşadığı güneye hakim kıldılar.
Ve ülkeyi soymaya başladılar.
Dünyanın petrol devleri Exxon, Mobil, Chevron petrol yağması için Nijerya'yı işgal ediyordu.En büyük pastayı almak üzere ise İngiliz Shell ülkeden içeri giriyordu.
Petrodorlar, baronlar kasalarını ağzına kadar dolduruken, Nijerya sefalet içinde yaşıyordu. Dünyanın en büyük 10 petrol üreticisinden biri olan ülkede, benzin yerli halka dünyanın en pahalı ürünü olarak satılıyordu. Afrika'nın en büyük ülkelerinden biri PARA İMPARATORLARI tarafından kurulan düzen sonucu TALAN ediliyordu. Ülkede halk homurdanmaya başlamıştı. Baronlar tedirgin oldular. Kurdukları soygun düzeni son yıllarda tehlikeye giriyordu.
Maşalara ihtiyaçları vardı artık.
PARA ile adam satın aldılar, örgütler kurdular, bir gün camileri ertesi gün kiliseleri bombalattılar.
Ülkeyi bölmeleri, zengin petrol ve altın yataklarının olduğu hristiyan bölgesini ayırmaları lazımdı. Bunun için de taşeron müslüman görünümlü örgütlere ihtiyaçları vardı. Gittiler BOKO HARAM diye bir örgütü hayata geçirdiler. "Allahuekber" diye bağırarak alışveriş merkezlerine saldıran, yüzlerce sivili doğrayan, binlerce müslüman kız çocuğunu kaçırıp satan taşeron örgüt faaliyetteydi artık. Tüm dünya ayağa kalkıyor, "İşte İslam" diye bağırıyor, adı müslüman olan örgüt BARONL ARIN ekmeğine yağ sürüp bal döküyordu. Bir taşla yüzlerce kuş vuruyorlardı. Ülkeyi bölünme noktasına getirip petrol ve altını hristiyanların kontrolüne geçirme planı işliyordu.
Müslümanı müslümana kırdırıyorlardı aynı zamanda.
Aynı El-KAİDE ve IŞİD'in yaptığı BÜYÜK müslüman ÖLDÜRME HİZMET'inin benzeriydi durum. Bu yöntem çok işe yarıyordu.
Tüm dünyaya da "İslam terörü"
ALGISI'nı pompalıyordu. Üzerine de tonlarca PARA kazanıyorlardı. Karlı bir işti bu KIRDIRMA yöntemi. Tüm KAOSLAR ve KAVGALAR onlara yarıyordu.
Bazılarınız "Bize ne Nijerya'dan" diyebilir. YENİ TÜRKİYE'de de oynanan oyunları görmeyebilir. Bizi nasıl sağcı-solcu, Türkçü, Kürtçü, laikanti laik, muhafazakar-Kemalist diye yüzlerce parçaya bölmeye çalıştıklarını hissetmeyebilir. Terörle nasıl parçalamaya, müslümanları, müslümanım diyenlere kırdırmaya, dörtgenlere, beşgenlere çevirmeye çalıştıklarını anlamayabilir.
Artık devir anlayanların anlamayanlara anlatma devri. Sokağa çağrılan çocuklarımıza sahip çıkma devri. Fitne ateşi yakanlara "DUR" deme zamanı.
Çünkü bu ülke hepimizin.
Birileri boğazımıza zincir vurup KÖLE PAZARI'na çıkarmak istiyor bizi. UYANALIM!!!