Çağla Şikel ve eşi Emre Altuğ mekanda yemekte.
Muhabir soruyor;
"Neden Gezi'de değilsiniz?"
"Biz gittik oradaydık" diyorlar.
Görmemişler...
Görünmen lazımmış.
Murat Boz'a soruyorlar;
"Sen Greenpeace organizasyonuna gittin.
Neden gezi parkında yoksun?"
Murat Boz cevap veriyor;
"O farklı bir olaydı, buzullarla ilgiliydi."
Manşet atıyorlar;
"Murat Boz'dan garip açıklama..."
Sanatçılar fişleniyor bugün.
"Gezi'ye gelenler...
Gezi'ye gelmeyenler..."
Memlekete bak.
Ne hale getirdiler.
İlk günlerde ortalıkta görünmeyen
sanatçılardan bazıları, fişlenme ve
devrim oldu zanneden muhabir taciziyle
Gezi'ye koşuyor.
Birçok sanatçının oraya korkuyla gittiğini biliyorum.
Birileri bu ülkede demokratik haktan ifade
özgürlüğünden olaya dalıp, hoop korku
imprataorluğuna taşımaya çalışıyor.
Fişlemeler bitmek bilmiyor.
Tencere tava çalanlar...
Tencere tava çalmayanlar.
Yıllardır aynı apartmanlarda kardeşçe
oturanlar pencereden bakıyor.
Kimler çalıyor tavayı, kimler çalmıyor diye.
Faşist-Komünist diye böldüler bizi.
Yetmedi Laik-anti laik diye.
Şimdi de "Tavacılar-anti tavacılar"!!!
Yetmedi...
Boğaz Köprüsü'nde dörtlüleri yakanlar,
dörtlüleri yakmayanlar.
Ardından yakanlar, yıkanlar, vuranlar, devirenler.
Medya çanak tutuyor.
"Vur, kır, parçala" görüntüleri üzerine;
"Binler uyanıyor" başlıkları.
Yasadışı örgütler ve provokatörler cirit atıyor.
İngiliz, Amerikan, Avrupa medyası
İstanbul'un göbeğinde zil takıp oynuyor, göbek atıyor.
Çünkü hepsinin patronu İsrail.
Kuruluş tüzüklerinde;
"Bu medya İsrail'in çıkarları için çalışacaktır" diye
yeminler yazıyor.
Bu yeminlere sahip dış basın bizim bir
medya kuruluşumuzun da resmi ortağı iyi mi?
İçimizdeler, herkesi sağduyuya çağırmaları
lazımken tahrikleri tavan yapıyor.
Biri polis üç kişi hayata veda ediyor.
12 yaşında çocuğu gösterici kavrıyor, havaya kaldırıyor,
köprüden aşağıya atıyor.
Faiz lobisi cüzdanını kaşıyor.
Olayı "Biz ağaç istiyoruz" konusundan
"3. havalanı yapılmasın"a getiriyorlar.
THY cirosunu 11 milyar dolara çıkarmış.
Almanya Başbakanı Merkel yalvarmış Erdoğan'a.
"Lufthans'a ile THY ortak olsun" diye, reddetmişiz.
Çünkü dünya devi Lufthansa'yı geçmek üzereyiz.
3. havaalanı yapılırsa Avrupa'nın uçuş merkezi
Londra'dan İstanbul'a kayacak.
İngilizler, Almanlar 3.havaalanına karşı.
Bir de Taksim platformu karşı.
Kanal İstanbul Montrö anlaşmasını tarihe gömecek.
İngilizler şiddetle karşı çıkıyor kanala.
Bir de Taksim platformu karşı çıkıyor.
Köprüye, HES'lere karşı çıkıyorlar.
Trilyon dolarlık kazanımlar halkın cebine girecek.
Dış mihraklar Türkiye ile savaşıyor.
Üretim yapmadan dolardan, faizden...
Borsa'dan kazanan puslu hava baronları...
Üç kağıt ekonomisinden cebine servet katıyor.
20 milyar dolarlık turizm sektörü çöküyor.
800 bin turizm çalışanı bu sene açlıkla karşı karşıya.
Böyle halk ayaklanması mı olur?
Birileri bu tarafta birbirimizi yememizi istiyor.
Öte tarafta barış süreci devam ediyor ama
barış imzalanmadı daha.
Unutmayın!
K.Irak Kürdistan'ı tek silah atılmadan kuruldu.
Gençler...
Son cümleyi iyi düşünün.
Hem de çok iyi!!!