Tarihi 27 Mart 2013

Simon beni aradı, "NABER" dedi

Ben çok SİMONpure bir adamım.
Simonpure halis saf demektir.
Alnı ak, lekesiz anlamına gelir.
ParSİMONy olanları...
Yani cimri ve pintileri hiç sevmem.
SİMONiac bir durumum yok.
Kutsal değerleri satın alan adamlara...
Batıda Simoniac diyorlar.
HayalPERESt hiç değilim.
SİMON PERES aradı dün.
Şu İsrail Cumhurbaşkanı var ya...
İşte o. "Bekir naber" dedi.
"İyiyim Simon senden" dedim.
O da iyiymiş.
Bahçede ağaç suluyormuş.
Hal hatırdan sonra...
Asıl meseleye girdi;
"Seninle görüşmek istiyorum.
Türk kamuoyuna vermek istediğim...
Çok önemli mesajlar var.
Hürriyet'e röportaj verdim ama...
Bazı konuları atlamışım.
İkinci röportajı sana vereyim bari"
dedi.
Cumartesi bekliyormuş beni.
Obama'nın diktiği ağacın altına çağırdı.
Defterime baktım.
Haftasonu verilmiş sözüm vardı.
Bir yerlere incir ağacı dikecektim.
"Gelemem Simon...
Hürriyet gazetesi ile idare et."
dedim.
Bunların hiçbiri olmadı tabi.
İsrail Cumhurbaşkanı Simon Peres...
Kiminle ve hangi gazeteyle konuşup...
Türkiye'ye mesaj vereceğini çok iyi bilir.
Çok ama çok iyi hem de.
İsrail özür diledi Türkiye'den...
Hemen anında röportaj yaptı Hürriyet.
Yani anında röportaj başvurusu olamayacağına göre
Simoncuğum arattı demek ki Hürriyet'i.
Öyle bir devlet başkanını arayacaksın...
Randevu isteyeceksin.
Anında çağrılacaksın.
Yok öyle.
MOSSAD'ı salıyorlar üzerine...
Adamın donuna kadar araştırıp...
Ağaç köklerine kadar giriyorlar.
En başta dedim ya ...
Bendeniz Simonpure bir adamım.
Saf adamlardan yani.
Hayalperest hiç değil.
Simoncuğum beni ne arar...
Ne de sorar.
Bana karşı "Persimony"dir.
Cimri ve pinti yani.

* * *
ÖPÜYORUM O BEYNİN SAHİBİNİ
Madem bahçede ağaç sulayan...
Simon Peres'ten girdik olaya...
Bir de çiçek sulamayla devam edelim.
Sabah saat 08.15'te 2. köprüden...
Levent kavşağına girdim dün.
Her gün 10 dakikada aldığım yol...
Bitmek bilmiyordu.
Aman Allah'ım o ne trafikti.
Bir saatte geçebildim Levent'i.
Işıkları geçer geçmez bir baktım...
Bir tanker sol şeridi kapatmış.
Yolun ortasındaki çiçekleri suluyorlar.
Yani binlerce insan...
Sulanan çiçekler yüzünden...
Trafikte kilitlenmiş bekliyor.
Bir saat sonra yapsalar o işi trafik açılıyor.
Yok öyle olmaz.
Binlerce insan bekleyecek...
İşe geç kalacak...
Ekmeğinden olacak...
Ama o çiçekler mutlaka ama mutlaka...
Trafiğin en cıvcıvlı saatinde sulanacak.
Bu kimin fikriyse alnından değil...
Beyninden öpüyorum.
Toplantıya geç kaldığım...
Hayatımdan bir saat çaldığı için...
Onu Allah'a havale ediyor...
Hakkımı helal etmiyorum.
Öpülmüş beyine HAK helal edilmez.