Tarihi 23 Ocak 2011

Hayatı hissedemeyenler

Artık bilimsel çalışma diye bir şey var…Dev anket şirketleri ile çalışıyor işadamları, siyasi partiler…
Yani kesin sonuç olmasa bile….
Üç aşağı beş yukarı görüyor, hissediyorsunuz ülkenin nabzını…
Mesela barajı kim geçecek?...
Kabak gibi ortada her şey..
Ancak buna rağmen dibe vurmuş, mevta olmaya aday partiler için birbirini yiyenler var.
İşte bunu aklım almıyor…
Bir vatandaş olarak kimin hangi noktaya gelebileceğini ben görüyorum. Bizim marketçi Ali görüyor.
Erzurum'da kasap Hamdi biliyor…
Edirne köylerinden Sakmanların Recep emmi hissediyor…
Ama bu bitik partilerde yönetimi ele geçirmek için birbirini yiyor insanlar…
Veya aklı başında, yıllarca siyasetin kralını yapmış öngörüsü olan insanlar, bu bitik partilere dışarıdan müdahale ediyorlar.
Zaman harcıyorlar hayatlarından…
Sanki bir şey olacakmış gibi…
Bir dönem Ankara'da birileri araştırma yapmış, İşçi Partisi iktidara geliyor sonucuna varmış.
Doğu Perinçek o birilerine güvenerek "Seçimde iktidarız, yoksa istifa ederim" diyordu.
Seçim sonuçlarını bırakın…
Gaza gelmemek gerektiğini bile hissedemeyecek noktalara nasıl geliyoruz anlamıyorum…
Ayşenur Aslan Star tv haber müdürlüğünü yaparken seçim gecesi yaşananları anlatmıştı.
Sandıklar açıldıkça Cem Uzan'ın partisi barajın altında kalıyor…
Bu tablo ekrana yansıyınca Cem Uzan'dan telefon geliyor..
Fırça telefonu…
İşini doğru dürüst yap fırçası bu…
"İktidara geliyoruz bu akşam iktidara. Ekranda bizi baraj altında gösterme" diye bağırıyor Cem Uzan… Sonuç hüsran…
Ben hissediyordum o partinin barajı geçemeyeceğini…
Koskoca Cem Uzan hissedemiyor…
Seçimden bir hafta önce İbrahim Tatlıses ile tartışmıştık…
"Yanlış hissettin, adaylığını koyduğun partiden bir şey olmaz" dediğimde karşılaştığımız kuaförü ayağa kaldırmıştı…
Şimdi bakıyorum irili ufaklı bir sürü parti… Kongreler yapılıyor, biriler başkan oluyor…
Birileri de başkanı indirmeye çalışıyor…
"İktidar olacağız" diyenler var içlerinde…
Ve çok merak ediyorum…
Gerçekten inanarak mı söylüyorlar bunu…
Yılların tecrübesi anlı-şanlı siyasetçiler bunlar…
İnandıklarına inanamıyorum ben de…
Şaşıp kalıyorum.
Anketler, sokağın sesi, her şey meydanda…
Amma velakin buna rağmen "İktidar hayalleri"…
Hissedememek nasıl bir şey acaba diye merak ediyorum…
Ertuğrul Özkök geçtiğimiz hafta açıkladı. "Hayatım boyunca oy verdiğim tüm partilerden iktidara gelen olmadı" diye..
Bu da nasıl bir duygu acaba?..
Ömrünü muhalefete oy atarak geçirmek…
Yazar mı neler hissettiğini, bilemiyorum…
İki hafta önce bir gazeteci dostumu kaybettim…
Sevgili Özcan Genç'i…
Hiç kızmayan, sinirleri alınmış, herkese pozitif enerji veren, dünyayı takmayan ve gülen, hisseden bir insandı…
Bir süre önce bir arkadaşı yanına geliyor. Cep telefonu ile fotoğrafını çekiyor…
Rahmetli poz verirken "Çek, çek ölünce bu fotoğrafımı koyarsınız gazeteye" diyor…
Kısa bir süre sonra kalp krizinden vefat ediyor…
Gazeteye o fotoğraf konuyor…
Bu memlekette ölümü hissedenler var…
Maalesef hayatı hissedemeyenler de…