Tarihi 25 Haziran 2010

Hay sizin reytinginize!

Saddam, Bush saldırdığında "Amerika'ya bol bol tabut göndeririz. Bu görüntüler Bush'u iktidardan indirir, savaşı bitirir" diyordu… Ancak savaşta o fotoğraflar ve görüntüler yayınlanmadı Amerika'da… Tam tersine Amerikan Genelkurmayı savaş bölgesinde tanklar içinde gazetecileri gezdirip, istediği görüntüleri çektirdi ve yayınlattı… Ekranda bir uzman konuşuyor… "Amerika Irak'ta ve Afganistan'da binlerce askerini kaybetti. Dev uçaklarla tabutlar geldi Washington'a… Bir kez gazetenin biri çekti bu tabutların fotoğraflarını ve yayınladı. Amerika'da ortalık ayağa kalktı… Skandal olarak nitelendi…"
Ülkemizde ise daha tabutlar gelmeden başlıyor iş… Bir asker yanındaki heyetle birlikte sokağa giriyor… Peşinde çok sayıda kamera… Bir apartmana doğru yöneliyor… Balkonlardan kadınlar bakıyor… Hepsi acayip merak içinde "Bu gelen kalabalık hangi apartmana girecek?" diye… Ve izleyip de dehşet içinde kaldım… Balkondaki bir kadın dövünüp çığlıklar atmaya başlıyor… Çünkü oğlu askerde ve heyet o anda kendi apartmanına giriyor… Kameralar balkonda çığlıklar yapan anneye zoom yapıyor… Perfore dediğimiz spiker sesinden sonra efektler açılıyor. Annenin feryatları milyonlara dayatılıyor… Balkonda travma geçiren bir anne… Ekran başında travma geçiren milyonlar… Bir anneye oğlunun şehit olduğunu söylemek bile haber oluyor… Evlere giriliyor, dövünen analar-babalar feryatlarıyla ekrana taşınıyor… Bitmiyor… Ertesi gün tabutun konduğu musalla taşının olduğu yerden canlı yayına geçiliyor… Muhabir canlı yayında gözü yaşlı babaya yaklaşıyor. "Efendim oğlunuzun ölmeden önce hayatta ulaşmak istediği en büyük hayali neydi?" gibisinden kahredici bir soru yöneltiyor… Şehit babası zaten oğlunu kaybetmiş, travma geçiriyor. Bu soruyla travmanın üzerine travma bindiriliyor. Yayını yapan kanal reyting topluyor… Türkiye kahroluyor, ağlıyor… Kandil dağında uydudan bu görüntüleri seyreden 5 bin terörist sevinç çığlıkları atıyor… Belki de büyük (!) habercilerin yaptığı canlı yayınları izleyen teröristler içinde göbek atanlar bile çıkıyor… Kandil'dekiler "Ohhh iyi ki teknoloji ve medya var." diye seviniyor… Türk medyasına şükran duyuyor… Yurt dışından Belçikalardan yayın yapan terör kanalı açıkmış, kapalıymış hiçbir terörist umursamıyor… Nasıl olsa Türk televizyonları var… Korkuyu, dehşeti, acıyı, gözyaşını vererek ayakta kalmanın yolu propagandadan geçiyor. Bu amacın hoparlörü olan tv kanalı çok Türkiye'de… Göbek atmasınlar da ne yapsınlar?
Basın özgürlüğü terör örgütünün hoparlörü olmak mıdır?... Türkiye artık bunu ciddi anlamda sorgulamalıdır.. "Televizyon haberlerini ve gazeteleri yönetenler bir araya gelsin, centilmenlik anlaşması yapıp karar alsın" teraneleri ile yıllardır oyalanıyoruz.
Devlet artık bu işe ciddi anlamda el atmalıdır… Amerikan medyası tabutları bile göstermiyor….
Biz tabutlar gelmeden balkonlarda şehadetten habersiz bekleyen annelerden başlıyoruz… Utanmasak mezarın içine bile kamera sokacağız… Hay sizin reytinginize!