ARDA USKAN

ARDA USKAN

Tarihi 6 Temmuz 2014

Torba yasada bankalar olacak mı?

Aslında bu tip köşelerde muvazene tesis etmek esastır. Yani ele alınan konularda bir ortak yön, belli bir tarz veya en azından yazınızın başı kıçı bir olmalıdır. Lakin siz değerli okurlarımın bu güne dek böyle bir saadete eriştiğinizi sanmıyorum. Mesela bu gün hafta sonu, hoşça şeyler anlatmam gerekir di mi ama bankamdan gelen, 'Kredi kartı borcunuzu sadece üç takside bölebiliriz' müjdesi sayesinde, görünen o ki bizim saadet işi haftaya kalıyor. Üstelik minimumunu 2 gün geciktirdiğim için, şimdi kartın tüm borcunu ödemek zorundayım.
Tabii bir umut var; 'meclisin hazırladığı yeni torbaya özel bankaları da sokup, azını sıkı sıkıya bağlamak!' Çünkü bu bela, ne vergi borcuna benziyor, ne birikmiş trafik suçu yükümlülüğünüze. Üstelik sözünü ettiğim illet, yıllar geçiyor insanın yakasını bırakmıyor. Bakın geçmişte nasıl bir örnek yaşamışım; Pamukbank vardı hatırlarsınız... Bir gün '105 milyon lira' kart borcuyla çıkagelmişlerdi. O tarihten uzun bir süre önce ısrarla verilmiş bir karttı ve doğru dürüst kullanmamıştık bile.
Üstelik başka bir adrese taşınmıştık.
Neticede gittik Pamukbankçılara sorduk, "Niçin dişlerin böyle kocaman nine?" "Seni daha iyi yiyebilmek için a benim salak yavrum." Gerisini de şöyle izah ettilerdi; "Bu borç nasıl olmuş şu an ekranda görünmüyor, siz önce parayı ödeyeceksiniz, biz bilahare dökümünüzü vereceğiz." Nitekim parayı ödemiş, 'döküm soba' ağırlığındaki kağıt tomarını alıp çıkmıştık. "Bu ormanlar neden yok oluyor nine?" "Bir liralık alacak için bu kadar kağıdı heba ediyoruz da onun için evladım."
Sonra efendim, maliyeci bir dosttan yardım istedik. Sağolsun kağıt tomarını sondan başa doğru saatlerce taradıktan sonra dedi ki, "Hayır, tam tersi sizin 623 bin lira alacağınız var!"
Ve Pamuk Eller Cebe Bank izah etti durumu; Bu 105 milyon, sadece 'kart' bedelinin birikmiş haliymiş! Ama müdür de olsalar böyle bir saçmalık karşısında "Yırtın atın bu aptal evrakları, müşteriye böyle şey yapılmaz, ayıptır" deyip inisiyatif kullanamazlarmış! Bu gün de değişen bir şey yok sevgili okurlar. Belki borcu taksitlendiriyorlar ama ana paranın üzerine bu kez de başka faizler bindiriyorlar. 'Sen de eşek olup sırtına bindirme' diyorsanız, "Aa iii a i a i..."
ALMANYA Başbakanı Angela Merkel,
dün 4 günlük Çin gezisine başladı. Ancak gezi öncesi ortaya çıkan bir skandal, Almanya'da gündeme damga vurdu. Merkel'in dış gezilerinde gelenek haline gelen ve kafileye katılanların taktığı 'iki bayraklı' 'dostluk rozeti', dün de katılımcılara dağıtıldı. Ancak Alman bayrağının yanında Çin bayrağı olması gerekirken, skandal gözlerden kaçmadı.
Rozette Çin bayrağı yoktu, yerine Türk bayrağı vardı. Olayı ilk fark eden Gazeteci Robin Alexander olayı Twitter'den, "Merkel birazdan Çin'e uçuyor. Ancak dostluk bayraklarını programın üzerine yapıştıran, yanlış bayrağı kullanmış" diye yazdı. Bu olay kısa sürede büyük tepkilere neden oldu. Merkel, yardımcılarına bu skandalı sordu ve suçu olanlara ceza verilmesini istedi. Almanya Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, bu durum nedeniyle çok üzgün olduğunu belirtti. Çinli yetkililerden de açıklama gecikmedi. Pekin yönetimi, "Ciddiyetsiz kişilerin Alman hükümetinde olması, üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur" dedi. Merkel'in görüşme sırasında bu konuyla ilgili soru sorması halinde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'den özür dileyeceği öne sürüldü.

Minibüse de binmeyin!

Bu arkadaşlar da benim gibi 'Aa ii'leseler yeridir. Diyarbakır'ın Sur ilçesinde bir grup minibüsçü, çalıştıkları güzergaha belediye tarafından verilen özel halk otobüsünü taşlayarak camlarını kırmış. Gerekçe 'sevgili yolcularını kaybedecek olmaları!' Ama aynı yolcular canlarını bunların elinden zor kurtarmış, artık bu nasıl sevgiyse?
Herifçioğulları kalabalıklar ya önce otobüsün sürücüsünü tehdit ederek başlamışlar zorbalıklarına. Sonra taşlayıp kaçmışlar. Kahramanlık buraya kadar. Bu arada düşünün aracın içinde sabık minibüs yolcuları oturmakta.
Onlar da nasibini almış tabii.
Polis ise olayla ilgili soruşturma başlatmış. Şimdi yaz oğlum; "Bu minibüsler ve şoförleri derhal şehir dışına sürülüp, bundan böyle dağlarda koyun otlatacaklar! Ara ara şehre indiklerinde ise, her gördükleri büyüğün ellerinden küçüklerin de gözlerinden öpecekler. Ayrıca kendilerine günde en az bir defa halk aracına binme mecburiyeti getiriyorum. Ve Ferdi Tayfur abilerine şikayet edeceğim elbette. Yazdın mı oğlum?"
Yazdım Sayın Hakimim ama biliyorsunuz ki bazılarımız için eşeklik baki bir haslet.