Seda Sayan'ı bir ense mesafesinde takip eden Ali Öztunç, programa verilen para cezalarını eleştiriyor. Ve özetle diyor ki, "Yarışma programındaki tartışmanın odağında yer alan kayınvalide, ailede gerçekleşen bir durumu açıklamış, gelini, oğlu ve kendi arasında gerginliğin oluşmasına neden olmuştur. Kişinin başkalarının bilmesinden rahatsız olmadığı, izlemesine açık olan yaşam olayları, özel hayatın gizliliği kapsamında değerlendirilemez! Bu yüzden Üst Kurulun, ifadelere yönelik ihlal tespiti yapması yerinde değildir. Ayrıca çifte standart uygulanmıştır!"
İşte bir tek bu sözüne katılıyorum.
Gerçekten kurumumuz çifte standart uygulayabiliyor. Ama nedense hep kuyruğuna basılanlar miyavlıyor. 'Gel pisi pisi derdin nedir' diye soran yok. Ta ki sıra kendilerine gelene kadar.
Ve CHP....
Gördüğünüz gibi hiçbir fırsatı kaçırmamakta. Bu kez de popüler bir senaryoda başrolü üstlendi. Ve ülke halkının sorunlarını bıraktı, televizyonların sabah programlarının ve sunucularının bodyguardlığını yapıyor. Ama korkarız bu dizileri de tutmayacak. Çünkü 'seyirci' fena halde bilinçli artık. Önemli not; İster inanın ister inanmayın yukarıdaki yazıyı kaleme aldıktan saatler sonra öğreniyorum ki CHP'liler değil Seda'yı, başkanlarını bile korumaktan aciz.
Allah muhafaza adamın elinde bıçak olsa...
Kamu spotu;
Recep Tayyip Erdoğan kesinlikle Cumhurbaşkanlığına aday olacaktır! 'Uzman siyasetçiler bile tahmin yürütemiyor, sen nereden bu kanıya vardın' derseniz, benimki tamamen 'sade vatandaş' gözlemi.
Başbakan'ın dün küçük Pamir'in babasını arayıp başsağlığı dilemesi, bildiğimiz insanlığı bir yana, kendisini seven-sevmeyen tüm halkını kucakladığının en önemli göstergesiydi bence. Çünkü o da biliyordu ki, Pamir'in aile bireyleri 'Gezi olaylarında' yer almış ve büyük ihtimal son seçimde CHP'ye oy vermiş 'muhaliflerdendi!' Bu yüzden
'birinci' malum, ikinciye bakalım.
