Kore'de yalnız bir Türk kızı!

Eklenme Tarihi 30 Kasım 2013
Engelliler Günü münasebetiyle kaleme alınmış bir yazıdır;
"Dicle'cim iyi ki geldin, ben de Özlem'i arayacaktım!"
"Özlem yok hayatım, Kore'ye gitti."
"Koreli koca buldu inşallah?"
"Yok be canım, yazdığı makale beğenilmiş, adamlar çağırdı!"
"Ne makalesiymiş bu?"
"Özlem'in doktora konusu aslında, görme engellilerin yaşadığı mekanı öğrenmesiyle ilgili..."
"Mekan okuması desene şuna yüksek mimar anası."
"İşte bizim kız da bunu iyi okumuş, yaşanan yerin planlamasını yaparken görme engellilerle gören insanlar için erişilebilir bir bağlantıyı keşfetmiş.
"O kadar da cahil değiliz, Space Syntax yöntemi deniyor hayatım..."
"Aynen, mekan dizimi yani..."
Not: Space Syntax yöntemi; kent ve yapı ölçeğinde inşa edilmiş çevrenin mekansal biçimlenme özelliklerinin tanımlanması ve analiz edilmesi için geliştirilmiş, dijital ortamda yapılan ve teori ile desteklenen bir teknikler bütünü, bilimsel bir analiz yöntemidir.
"Arda sen neyin notunu alıyorsun?"
"Şu Space'in açılımını yazdım araya. Peki bu sempozyumlar ne kadar sıklıkta oluyormuş biliyor musun?"
"Valla 2 yılda bir, dünyanın farklı şehirlerinde yapılıyor. Bu yıl Seul'deki '9'uncusuymuş. Sempozyum bilim kurulu da Özlem'in çalışmasını 'bu alandaki çalışmalar için iyi bir başlangıç noktası' olduğu için kabul etmiş. Mimarlık ve Mekan Dizimi alanlarında, erişilebilirlik teması altında bir ilkmiş ayrıca."
"Dicle'cim ben bunu yazacağım köşemde biraz daha anlatsana detaylarını."
"Mimarlık alanında son yılların en etkin en bilimsel hareketlerinden biri olarak kabul ediliyor bildiğim kadarıyla. Bu Space Syntax alanında çalışan 30 ülkeden, 200'e yakın araştırmacı, uygulamacı mimar bir araya geliyor.
Özlem'in sunduğu bildiri, ilk olması ve devamındaki araştırmalara olanak vermesi nedeniyle dikkat çekmiş.
Aynı zamanda, engelliler ana başlığında tüm insanların erişebilirliği konusunda, mimarlar arasında farkındalık yaratılması açısından da önemliymiş.
"Afferim benim kuzene. Peki hangi parayla gitti Kore'ye?"
"Kendi cebinden verdi. Tek bir Allah kulu da çıkıp, böyle bir çalışma var ortada, ülkeyi temsil ediyor kız deyip sponsor olmadı."
"Pop konserine sponsor olmak varken, engellilerle ilgili çalışmalar kimin umurunda?"
"Sorma! Bir de üstelik insanlar doçentliğini, profesörlüğünü almak için bu sempozyumlara katılmak isterken, içlerinde ilk kez Özlem sadece 'engellilerle ilgili araştırmalar mimarlar arasında yaygınlaşsın' diye yırtınıyor...
Yazacaksan bunu yaz; herhangi bir üniversite veya sivil toplum kuruluşundan en ufak bir destek almadan yapıyor bu işi..."
"Ailemizin salaklığı diye bitirebilir miyim yazımı?"
"Hayır, herkes kendi çıkarının peşinde, ayrıca kıymet bilmez bir ülke olduk desen yeterli."

* * *
HADİ BE ATV!
Evim şahane' benzeri bir program nihayet Star TV'de de başladı. 'Nihayet' diyorum, çünkü fakir fukaraya yaşanası hayatlar sunan her girişim, her proje kabulüm. Ama bu iki program yine de yetersiz. Yapılması gereken sadece ve sadece yoksul kesimin evlerini dekore etmek olmalı. Hele de Star'ın yaptığı gibi, mimar oturup internet üzerinden eşya siparişi vermemeli. Çünkü bu işin bir başka güzelliği de (aslında yürek burkan gerçeği) 'hayatı boyunca evine çatal bile alamamış ev kadınının bizzat çarşıya kendisinin çıkması ve alışveriş yapmanın zevkine varmasıdır.' İşte onu da atv yapacak Allah'ın izni ve benim dürtmelerimle. Çünkü müdür Adem Gürses sesimi duyana kadar ısrarla yazacağım.
Hadi Sevgili Adem, bu 'fikir çalmak' değil, tam tersi her televizyon kanalının boynunun borcu.