ARDA USKAN

ARDA USKAN

Tarihi 30 Mayıs 2013

Ünlü olmanın yolu!

Takvim'in internet sitesinde, 'Kim kimin sayesinde ünlü oldu?' şeklinde bir liste var.
Hemen altında da şöyle bir haber; "Demet'e, Aslan tokadı!" Başlıkta adı 'Aslan' şeklinde geçen zat demiş ki, "Yayın saatinde benim konuşmam Demet Akalın'ın şarkısından daha önemli.
Demek ki; bir daha Demet Akalın çalmayacakmışız.
Şarkıyı dinlemek isteyen albüm alsın; bizde artistliğe prim yok."
'Vay anasını sayın dinleyiciler' tadındaki bu açıklamanın sahibi akıllara, Sacit Aslan'ı getirse de, arkadaşın sıradan bir radyocu olduğunu bilahare anlıyorsunuz. Ve neden böyle bir beyanatta bulunduğunu da! Şimdi eminim bu günden sonra en az Sacit kadar ünlü olur bu vatandaşımız. Ama onun kadar kişilikli ve kalıcı bir yol çizer mi kendine, bilemeyiz tabii.

* * *
REÇETESİZ İLAÇ SATILMAYACAK!
Önce toplu taşıma araçlarına binip hastaneye varıyorsunuz. Sıraya girip doktor randevusu alıyorsunuz. Sıra size gelince doktorun huzuruna çıkıp, "Abi benim oğlanı sivrisinekler ısırdı bir jel yazar mısınız?" diyorsunuz. Doktor Bey reçeteyi yazıyor, sonra bilgisayarında bu matbuatı devlete bildiriyor. Siz elinizde reçete yeniden yollara düşüyorsunuz.
O trafikte şayet ruhunuzu teslim etmemiş ve yeşil renkteki toplu taşıma aracına bindirilmemişseniz, üç saat sonra evinize varabiliyorsunuz. Semt eczanesinden jeli alıp, oğlanın bacağına çalmanız işin en kolay yanı.
Tabii Allah'ın yardımıyla. Ama bu tip angaryaları da artık yüce Yaratıcı'nın omzundan almanın zamanı gelmedi mi sizce?
Not; Buna karşın, 'Amerika'da ilaçlar marketlerde satılıyor!' şeklinde bir inanışa sahibiz. Gelin görün ki bahsi edilen ilaçlar sadece bitkisel kıvamda masum üretimler.
Yoksa oranın doktorları hastaya ilacı 'taneyle' veriyorlar, bizdeki gibi kutular dolusu değil.

* * *
HER MAHALLEYE LAZIM!
Galatasaray taraftarı olduğu iddia edilen imam, şampiyonluktan hemen sonra camiinin minaresini sarı-kırmızıya boyamış. Ahali de 'dine hakaretten' adamı gereken yerlere şikayet etmeye hazırlanıyor. Ahali elbette önce Müslüman, ardından büyük ihtimal koyu Fenerli! Ya da tam tersi...
Oysa bayıldım ben bu imam kardeşimize.
Dinin şartlarını ağdalayıp kabusa çevirmek yerine günümüz yaşam şartlarına uydurup böylesine sevilir kılmak çok daha hoş değil mi?
Bu yüzden, bu hayat dolu, neşeli hocamızı canı gönülden kutluyorum. Minareye çıkıp, "Re re re ra ra ra, Galtsaray, Galtsaray çok yaşa" deseydi daha mı iyiydi arkadaşlar?

* * *
YOKSULLUK SINIRI 3241 LİRA OLMUŞ!
Oh be, nihayet vatandaş gönlünce yiyecekiçecek, kirasını verecek, çocuklarını okutacak, üst baş alacak, elektrik su yakıt paralarını ödeyebilecek, hatta sinemaya-tiyatroya bile gidebilecek! Artık bunlar işlerine de taksiyle giderler. Hatta kilosu 8 liradan kiraz alıp, çocuklarını da Çırağan'da evlendirirler!
Elbette hadsiz bir dalga geçme peşindeyim.
Göze çok görülen bu meblağın günümüz şartlarında nereye kadar yetebileceğini biliyorum çünkü. Ama diğer yanda bakıyorsunuz doktor maaşı da 3.241 TL.
Devlet olmak ne zor iş yav!

* * *
AYNI DEVLET, İÇKİYİ YASAKLIYOR!
Eski içicilerden biri olarak (ki pişman sayılırım) bir devlet hastanesinde tedavi görmekteyim. Şimdi düşünüyorum, şayet bu yasaklama kararının altında "ülkeyi İran'a çevirme gibi" bir art niyet yok ise ve doğrudan 'vatandaşın sağlığı endişesi' taşıyorsa, karşı çıkmadan önce bir kere daha düşünmek lazım. "Kendi iradenle içmeseydin, ille de yasaklanması mı gerekiyor, insanların zevkine senin gibiler yüzünden neden engeller getirilsin" derseniz de, haklısınız. Ama bu öyle bir meret ki bazıları için (özellikle gençler için) tedbir mahiyetinde denetimler gerektirebiliyor.
Aslında garip bir ikilem ile karşı karşıyayız; Devlet eliyle içki sigara üretiliyor, aynı devlet bu meretler yüzünden hastalanan ve devlet hastanelerini dolduran milyonlarca hastayı, milyonlarca masraf yaparak iyileştirmeye çalışıyor! Artık canına tak etmiş olabilir mi?