ARDA USKAN

ARDA USKAN

Tarihi 11 Mart 2013

Beyler, hala ne konuşuyorsunuz?

Rekabet Kurulu'nun babasının canına rahmet! Bankaların hak ettiği cezaları nihayet karara bağlamış. Ama başta Bankalar Birliği Başkan Hüseyin Aydın olmak üzere sektör ileri gelenleri isyandalar; "Bu ceza adaletsiz oldu" diyorlar.
Bir de; "Bankacılığın itibarına zarar verildiği ve bunun yargıya götürüleceğinden' dem vuruyorlar.
Şimdi vatandaş soruyor; "Sizinki itibar da bizimki nedir acaba?" İnsana köpek muamelesi çeken haciz avukatların kırdığı onurlardan söz ediyorlar en başta. "Hanımefendi şu an hastanedeyim, daha sonra görüşsek!" "Kardeşim duygu sömürüsü yapma, ödeyeceksen öde, yoksa haciz ekibini yolluyorum az sonra, 'Küt'!" Sonuncusu, yüze kapanan telefon sesi!
Bu arada sağolsun Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, kararın gerekçesini gayet anlaşılır bir dille özetlemiş; ''Bugün eğer bankacılık sisteminde belli bankalar, vatandaşın vereceği kredi kartı faizini, vatandaşa verdiği kredi kartının ücretlerini ve kullandırdığı faizini 'bir araya gelerek ortak teşebbüsle belirliyorsa, rekabeti ihlal ediyorsa', hiç kimse kusura bakmasın gereken ceza mutlaka ne olursa olsun verilmelidir!"
Yani beyler bir araya gelip müşterisine karşı 'tuzaklar' geliştiriyorsa, vatandaş da el ele verip pekala haklarını arayabilirler diyor.
Şimdi bunun nesine gocundular anlayamadık.
Bu arada elbette vatandaş, bankacının babasının oğlu değil, aldığı paranın faizini kuruşuna kadar ödeyecek! Ama zamanında kullanılan10 milyarlık (eski parayla) krediye 25 milyar ödeyip paçayı kurtaramamışsa ve bu gün hala üstüne üstlük bir '30' milyarlık borç daha çıkarılıyorsa...
Ve bu adama dolandırıcı, bankayı da itibarlı müessese deniyorsa...
Şahsen Rekabet Kurulu'nun doğru bir iş yaptığına gönülden inanıyorum.
Ama inşallah yapılan, bir gövde gösterisinden ibaret kalmaz!

***
21. Yüzyılda bir ülke!
Geçen hafta Türkmenistanlı yaşlı bir karı- kocayı misafir ettim. Ülkemin şansına iki cinayet peşpeşe işlendi aynı gün ve ekranlara yansıdı. Biri, eski bir öğretmen silahı ile yeğenini öldürüp intihar etti; diğeri bir apartman yöneticisi iki kişiyi vurdu... Şaşkına dönen konuklarımın erkek olanı sordu; "Türkiye'de herkesin silahı mı var?" Sizin yok mu dedim, anlattı;
"Polisler, onların da banka koruyucularında vardır. Mesai bitince iş yerinde bırakılır silahlar. Genelde olay olmadığından tabanca filan görmeyiz biz."
"Peki vatandaş taşırsa, ruhsatlı!"
"Av tüfeğine verilir ruhsat. Sadece av mevsiminde kullanılır. Onun dışında çelik sandıklarda, çocukların görmeyeceği şekilde saklanır.
Ayda bir de kontrol edilir. Hatta kuş mevsiminde tavşan avlarsan silahı yine alırlar elinden!"
"Peki sizde koca, karısını neyle öldürür?"
"Bizde kocalar, karılarını öldürmezler!"
"Hırsızlık da yoktur o zaman?"
"Son zamanlarda tek tük görülüyor ama Türkmenistan halkı arasında yoktur genelde!"
"Peki uyuşturucu?"
"Ölen Başkanımızın sevgilisi Leyla hanım havaalanında, yurt dışından gelirken kokainle yakalanmıştı. 25 yıl hapse çarptırıldı. Şimdi nerede bilen yok Leyla hanımı!"
"Peki ülkeye ticaret amaçlı uyuşturucu sokmaya çalışanlar?"
"Hangi ülkeden giriş yapıyorlarsa, orada kalırlar ve ömür boyu Türkmenistan'a giremezler."
"Gençlerde madde alışkanlığı?"
"Özel kamplarda sabahtan akşama çalıştırılıyorlar, bu işten vazgeçene dek. Zaten çok azlar. İkinci kere yakalananlar hapse atılır. Bu yüzden çocuklarımız çok korkar uyuşturucudan!"
"Çocuklara neler yasaktır peki, bakkaldan içki almak mesela?"
"18 yaşına girmedik çocuk sigara bile alamaz. 250 lira cezası var. Hem bakkala hem aileye. Bizde sokakta sigara içen genç göremezsiniz.
Arabaların ön koltuğuna 16 yaşına varmadan oturmazsınız. Cezaları çok büyüktür."
Canım ülkemde 14 yaşında velet, otobanda kamyon kullanırken bu misafirim de ne diyor yahu?
Yoksa biz ana-babalara cenneti mi tarif ediyor?