Bir kere daha anladım ki, bu ülkede olup biten tüm kavgaların altında yatan tek neden, güç sahibi olmak. Gerisi teferruat.
Ne vatan aşkı, ne vatandaşın geleceği, ne de ülkenin saygınlığı...
Kimsenin umurunda değil hiç biri. 'O koltuğa oturayım, yandaşlarımı toplayayım, dokunulmaz olayım, hele bir de es kaza tarihe geçersem, tadından yenmez olur!' Bir de bildiğimi okuyayım arzusu tavan yapıyor bu şahsiyetlerde. Tabii insanın bildiği sadece 'böyle sığ dünyevi mevzuular' olunca iş de basitleşiyor. Buyurun işte size CHP Kurultayları... Adamlar 80'lerine merdiven dayamışlar hala partiyi ele geçirme sevdasındalar. Yapılan gizli planlar, eylemler, söylevler hep o ayakları kırılası koltuk yüzünden.
Bu uğurda ne erdemli bir tavır kalıyor ortada, ne de inandırıcılık.
Gözler artık nasıl dönüyorsa, insanlar kendi tutup getirdikleri başkanı yine kendileri devirmeye kalkıyor. Kurultay istiyorlar, duyuyoruz ki en başta onlar gelmeyecekmiş!
Gündemi fuzuli meşgul etmeler, bizleri oyalamalar, kafa ütülemeler tamamen bir gurup eski siyasetçinin rant kavgası yüzünden anlayacağınız. Ne anlı şanlı CHP'nin tarihi umurlarında, ne düştükleri ve düşürdükleri uçurum.
Sadece CHP'ye değil, bu ülkeye çelme takan, rant ve güç uğuruna yaşamı vatandaşa zindan edenlere de gidiyor bu sözüm.
İşte size 28 Şubat... Darbe adı altında yapılan, yine bir çeşit rantın el değiştirme harekatı değil miydi? Başta sanayiciler, eski siyasetçiler, gazete patronları, hükümetin açık kapı bırakmadığı kurum ve kuruluşlar ve nihayet asker... Hepsi de 'ülkeyi kurtarma' gerekçesiyle hareket ettiklerini söylemişlerdi. Yahu ülkeyi kim kurtarsın sizlerden?
Ben şimdi bir de bu insanların sonunu merak ediyorum. Mesela gitmişler öte dünyaya, zangocu da kafaya almaya çalışıyorlar; "Abi şimdi beni niye atıyon ateşe, ben bunca iyilik yaptım, vatanımı milletimi düşündüm, onlar için çırpındım!"
Zangoç da diyor ki, "Hayatım şimdi bir de benim için çırpınacaksın!"
* * *
TAHTA SIRALARDA 4+4+4 YIL...
Yeni eğitim sistemini herkes kendi tarafından çekiştiriyor.
Hükümet diyor ki, "İyi olacak, erken yaşta yetenekleri keşfedilip, o yönde eğitilecekler!" Baş tacı muhaliflerimiz diyor ki, "Bu İmam Hatiplerin önünü açma operasyonudur, tuzağa düşmeyelim." Kadın kuruluşları teyakkuza geçmişler bile, "İlk dört seneden sonra kızlar okulu bırakıp evlenirler!"
Ama ne hikmetse çocukların 'çocuk' psikolojisine aldıran yok!
Düşünsenize toplam 12 yılda anca lise bitireceksiniz.
Koyun üstüne bir de üniversite yıllarını... Gitti sizin ön gençlik!
Daha bunun kız tavlaması var, mastürbasyonu var, internet geyikleri var, dikelen saçları arkaya yatırma mücadelesi var, sivilcesi var, futbol aşkı var, var oğlu var... Peki bu sayamadığım son derece hayati önem taşıyan eylemlere ne zaman vakit ayrılacak bu arkadaşlar?
En azından şu ders saatleriyle, teneffüs sürelerini aynı yapılsın; 30 dakika sınıfta ineklemece, 30 dakika hürriyetin dibine vurmaca...
Not; 'Sen böyle yaptın da ne oldu' derseniz, kabahat bizim zamanımızdaki Maarif müdürlüğünün. Hem 'hayata atılmamı' geciktirdi, hem de beni 'yanlış yönlendirdi!' 'Yazma hevesimi' o zamanlarda keşfetselerdi, boşu boşuna İstanbul Üniversitesi'nin Arkeoloji bölümünü işgal etmeyecektim misal.
* * *
16 SORU LİSELERARASI BİLGİ YARIŞMASI!
Acun Ilıcalı için 'Bilgiye dayalı yarışma yapmıyor' diyenler var. İşte size ve Acun kardeşe bir program önerisi.
Aslında eskiden TRT'de yayınlanırdı. Ülkenin dört bir yanından gelen lise öğrencileri (4'er kişilik guruplar halinde) sorulara cevap verirlerdi. Bu gün de aynısı yapılabilir. Yarışma sorularını öğretmenler veya sponsor olacak dershane hocaları hazırlar ve böylece izleyicinin de lise bilgileri tazelenir. Tabii biraz da aktüalite katılırsa işin içine, reyting işi de tamam olur.
Turnuvaysa; çeyrek final, yarı final vs şeklinde sonuçlanır.
Birinci gelen ekip yani lise hem para kazanır, hem çocuklar hediye alırlar hem de burslar...
Sunucu mu? Benim adayım Metin Uca. Rakibi Kenen Işık'la bir tek o boy ölçüşebilir çünkü.