Aslında bu yazının üç-beş başlığı var. Mesela biri; "Burası Dingo'nun ahırı değil, biri buna çüş demeli!"
Ama önce bilmeyenler için şu Dingo'ya bir not düşelim, diğer nadide başlıklara ve 'teferruata' sonra geçeriz.
Tramvayları hatırlarsınız, bir zamanlar 2 atla çekilirdi bunlar.
Atların dik Şişhane yokuşunu çıkabilmeleri için de ahırda dinlenmeleri gerekirdi. Dingo işte o ahırın sahibi bir Rum vatandaş.
İçeri girip çıkanlar da çeşit çeşit yorgun argın zavallı 'çüş'ler...
Bizim zavallı tweet yorgunu 'çüş' ise Erol Köse... Twitter dünyasını ahıra çevirdi çünkü. O yüzden dedim, bir Allah'ın kulu yok mu diye...
Dün gece girdim yeni tweet hesabıma, bir baktım Köse bu kez de 'ölülerle' ününe ün katmaya çalışıyor. Üstelik biri aile dostum, ünlü Türk cazcısı Sevinç Tevs.
Köse ne anlar cazdan tabii, rahmetliyi sadece söz yazarı Şehrazat'ın annesi olduğu için biliyor. Peki ne uydurmuş Sevinç teyzem hakkında? "Sevinç Tevs eroinden ölmüşmüş" Çocukluğumdan beri bilirim Tevs'i. Değil eroin, sigara bile içmezdi. Sesini korumak için elbette. Genellikle bizim evde toplanırlardı, biz bebeler de ayak altında dolanır dururduk.
Bilmiyorum Köse'nin, o dönemlerde aile içinde ne gibi sohbetler edilirdi ama bizim çocuk kulaklarımız daha çok edebiyat-müzik yani sanat konuşmalarıyla dolardı.
Mesela bir efsane gibi anlatılırdı 1948'de Sevinç Tevs'in ABD'ye gidip, New York jazz festivalinde "For You" adlı besteyle birinci olduğu. Beste, ayrıca hepinizin bildiği, hepimizin de aile dostu olan Arif Mardin'e aitmiş. Ki kendisi (Köse farkında değildir) on iki kez Grammy ödülü kazanmıştır. İşte bu gibi insanların arasında (Köse'ye göre) Sevinç hanım eroin kurbanı oluverdi...
Ne diyeyim biz tımar edemiyoruz, Allah ıslah etsin bari.
Not; Sevin Tevs'in birinci olduğu yarışmada, ikinci kimdi bilmek ister misiniz? Dünyanın en ünlü jazz sanatçılarından biri olan Sarah Vaughan!
* * *
KIZMA BE S.B. ABLA!
'Kadınlar' maçında (Fenerbahçe-Manisaspor karşılaşması tarihe bu adla geçecek) bir hanımefendinin erkek sanılması büyük olay oldu.
Bizim şaşkın muhabirler S.B.'yi erkek sanıp fotoğraflarını çekmişler, altına da yazmışlar; "Maçta erkek var!"
Haliyle sinirlenmiş S.B, "Bu haberler psikolojimi bozdu, kadın kadına maça gittik, rezil ettiler beni, komşularımla bile konuşmak istemiyorum, insanlık hali, böyle de yaratılmış olabilirdim ama şu anki halim zaten fotoğraftaki gibi değil" diyor ve gazetelere dava açmaya hazırlanıyor. Büyük ihtimal yüklüce de bir para da isteyecektir.
O zaman benim de dava açmam gerekiyor birilerine, çünkü beni de tam tersi kadın sanıyorlar. Hatta makyaj öneren bile var. Yıllar önce daha da uzun saçlı bir fotoğrafım vardı Radikal'deki köşemde. Bir okurum da beni meğer hemcinsi sanırmış.
Haber yollamıştı; "Yüce Tanrının yarattığına çirkin demem çarpılırım ama söylesenize şu 'hanıma' bari azıcık makyaj yapsa!" İyi mi S.B. abla, bize de böyle diyorlar işte.
Hatta yıllar önce daha da uzun saçlıyken yolda karşılaştığım iki yumurcaktan biri "Aaaa... Kadın adam" demişti şaşkınlıkla.
Bu yüzden boşver gitsin...
Gerçekten biri iki rötuş yap kendine, benim diyen kadından daha kadın olursun...
Ben de bıyık mı bıraksam yoksa bu arada?