Taş atan çocuğun hatıra defterinden

Eklenme Tarihi 5 Ocak 2011
Adı Bargiran... 'Dertli' anlamına geliyor. Bir Kürt çocuğu ve 13 yaşında...
Notlarını yazdığı defterin bir yerinden açıp okuyoruz... "... Ben sanırdım ki biz Kürtlerin, ilk özgürlük hareketi Dersim İsyanıdır.
Hani şu 1937'de Tunceli'de olan... Ama babam anlattı, daha öncesi ve sonrasında yüzlerce kere aslanlar gibi baş kaldırmışız. Ona da bapir (büyükbaba) anlatmış.
Mesela ilki taa Osmanlıya dayanıyormuş... Babanzade Abdurrahman Paşa isyanı 1806'da Musul'da gerçekleşmiş.
Ve o dönemde 15'e yakın büyük hareket var. Türklerin Cumhuriyet'i kurmalarından sonra da devam etmiş atalarım özgürlük arayışlarına ve en az 30 Kürt isyanı çıkarmışlar. İlki 1924'de Hakkari'deki Nasturi isyanı, sonuncusu ise benim de içinde şerefle yer aldığım, odumuz PKK ve başkomutanımız Abdullah Öcalan'ın başlattığı en büyük Kürt hareketi... Ama yetmiyor bu ulusça gösterdiğimiz bu çabamız.
Yekîneya Leşkerî'lerimiz (askeri birliğimiz) aslanlar gibi çarpışıyor.
Onlar dağlarda, bizler şehir sokaklarında taşla, sopayla işgalci güçlerin tanklarıyla-tüfekleriyle savaşıyoruz. Kadınımız-analarımız onların ninelerinin kurtuluş savaşlarında yaptıkları gibi top mermisi taşımıyor belki ama tüm yürekleriyle savaşın içindeler. 'Biz gençlerin, istikbalde her hangi bir devletin hegemonyasında yaşamaya mahkum olmamamız için bu savaş şarttır' diyorlar.
Kadın-çoluk-çocuk ulusça sadece hürriyetimizi istiyoruz.
Şimdilik Kumandanımız ellerinde esir. Bana şahsen en çok koyan da budur.
Ama bu uzun sürmeyecek; Biz de tıpkı bir zamanlar Türklerin yaptığı gibi, düşmanı topraklarımızdan çıkarıp kendi meclisimizi, kendi cumhuriyetimizi kuracağız. Bizim olanı bize versinler yeter...
Bizim de bir bayrağımız ve milli marşımız olacak. Biz de Dadgeha Makeqanûn'lerimizi (anayasa mahkemesi) kuracağız... Ve elbette kendi ziman; dayik'mize (ana dilimize) döneceğiz yeniden.
Ve yeniden tüm dünyaya özgürlüğümüzü ilan edeceğiz...
Tabii önceleri biraz sıkıntı çekeceğiz. Türk hükümeti, elektriğimizi, suyumuzu kesecek. Tüm devlet hizmetlerini geri çekecek.
Ama önemli değil, biz tüm bunları kendi kendimize de yapabiliriz, kimseye ihtiyacımız yok.
Ama bir korkum var sevgili defter; Şu hep bizim yanımızda olduğunu söyleyen, büyük kentlerdeki Kürt zenginlerimiz, acaba sözlerinde durup tüm yatırımlarını Doğu'ya yapacaklar mıdır? Yoksa bizi bir avuç çaresiz halk olarak kaderimize mi terk edeceklerdir?
Ama olsun ben yine üzerime düşen görevi yapmaya, sokaklarda Türk devletinin güçleriyle savaşmaya devam edeceğim. Molotoftan parmaklarım kopsa bile...
Çünkü biz anlı şanlı Kürt Ulusuyuz. Ve baş kumandanımız Abdullah Öcalan'dır! Bu topraklar önceleri de bizimdi ve bizim kalacaktır. Azadi'miz (özgürlüğümüz) yakındır..."
***

Yukarıda okuduğunuz, sokaklarda polise taş atan bir Kürt çocuğunun notları değil elbette.
Bir hayali mektup. Ama o gencin tarafına geçip, bizim tarafa doğru bakarsanız , bundan farklı bir şey görmeyeceğinizden eminim.
Bu aynı zamanda ve bana göre tabii, 'Bu genç insanların neden böyle canla başla-ölümüne sokaklarda olduğunun' da bir cevabı... Belli ki beyinleri bu şekilde yıkanıyor.Bu 'banyoya' dur diyebildiğimiz zaman kardeşçe, el ele yürümek o kadar zor olmayacak.