Meğer Psikologlara göre düşük zeka belirtisi kabul edilen alışkanlık oymuş
Hepimizin kendimizi zeki hissetmediğimiz anlarımız vardır. Ancak bazı alışkanlıkların aslında düşük zeka seviyesinin göstergesi olabileceğini biliyor muydunuz? Psikolojinin bu konuda bazı büyüleyici içgörüleri var. Ortaya çıktı ki, daha düşük entelektüel kapasitenin habercisi olabilecek belirli davranışlar var.
Hepimizin kendimizi zaman zaman yeterince zeki hissetmediğimiz anlar vardır. Günlük yaşamın karmaşası içinde, zihnimizi meşgul eden sayısız düşünce ve sorumluluk arasında kaybolabiliriz. Ancak psikoloji bilimi, bazı alışkanlıklarımızın ve davranışlarımızın, entelektüel kapasitemiz hakkında ipuçları verdiğini ortaya koymuştur. Bu içgörüler, kendimizi daha iyi anlamamıza ve potansiyelimizi gerçekleştirmemize yardımcı olabilir. İşte Psikologlara göre düşük zekâ belirtisi kabul edilen alışkanlıklar.
Merak eksikliği
Merak genellikle zekayla ilişkilendirilir. Albert Einstein'ın kendisi bir keresinde şöyle demişti: "Benim özel bir yeteneğim yok. Sadece tutkuyla meraklıyım." Psikologlar Einstein'ın görüşüne katılıyor. Meraklı bir zihnin daha yüksek zekanın temel göstergesi olduğunu düşünüyorlar.
Bu nedenle, merak eksikliğinin tam tersini ifade etmesi şaşırtıcı olmayabilir. Eğer biri nadiren bir şeyleri sorguluyorsa, yeni şeyler öğrenmeye az ilgi gösteriyorsa veya genel olarak herhangi bir konuyu derinlemesine araştırma isteğinden yoksunsa, bu daha düşük bir zeka seviyesine işaret ediyor olabilir.
Sık sık erteleme
Hepimiz zaman zaman erteliyoruz. Ancak psikolojiye göre, sık ve kronik erteleme düşük zekanın bir işareti olabilir. Mesele şu ki, erteleme kötü bir alışkanlıktan daha fazlasıdır. Zamanımızı etkili bir şekilde yönetemediğimizin veya zamanımızı nasıl kullanacağımıza dair rasyonel kararlar alamadığımızın bir işaretidir. Özünde, zekanın temel bir bileşeni olan yönetici işlev becerilerimize kötü yansır.







