DAVAYI KAYBEDERLERSE ORTADA KALACAKLAR
Çaresiz kalan Hasan Gökcen ve ailesi Adalet Bakanlığı başta olmak üzere çok sayıda bakanlık ve kuruma şikayet dilekçesi gönderdi. 3 oğlu ve ailesiyle 4 katlı evde oturan Hasan Gökcen, tahliye edilme korkusu ile yaşıyor. Evin tahliyesi için görülecek davayı kaybetmeleri halinde 18 kişilik aile, ortada kalacak.
'PROSEDÜR BÖYLE İMZALA'
Mobilya ve züccaciye üzerine iş yeri bulunan Hasan Gökcen, o dönem kendisini mobilya imalatçısı olarak tanıtan T.A. ile ticari anlaşma yaptıklarını ve Hızırbey Mahallesi'nde bulunan 4 katlı evi ipotek verebileceğini söylediğini ifade ederek, "Şahıs ertesi gün tekrar gelerek ipotek işlemleri için tapuya başvuru yapacağını belirterek, benden 1 adet vesikalık fotoğraf ve kimlik bilgilerimi aldı. Birkaç gün sonra imza için tapu müdürlüğüne çağrıldım. Müdürün odasında birbirine ataçla tutturulmuş en üstte 'resmi senet' yazan evrakla beraber bana 3 değişik kağıda imza attırdılar. Ben 'Bu senette bir şey yazmıyor' dediğimde o dönemin tapu müdürü 'Prosedür böyle, benden iyi mi bileceksin' diye baskı yapınca okumadan 3 evrakı da imzaladım. Daha sonraki gün T.A.'yı aradım ve telefonuma bakmayınca kuşkulandım. Tapu müdürü ile görüşmeye gittim. Benimle görüşmek istemeyince bir oyuna getirildiğimi anladım" dedi.
'ADALET İSTİYORUM'
Yaptığı bir hatanın bedelinin çok ağır ödetildiğini, ailece hem evlerinden hem sağlıklarından olduklarını dile getiren Gökcen, "Ben adalet istiyorum. Tapu müdürü ile iş birliği içerisinde kaybettiğimiz evimi geri istiyorum. Yetkililer bu konuyu araştırıp doğru karar verilsin istiyorum" diye konuştu.
'NE HUZURUMUZ KALDI NE SAĞLIĞIMIZ'
Eşi Fatma Gökcen ise 17 yıldır her kapı çaldığında icra memurları geldiğini sanarak korku ile yaşadığını anlattı. Fatma Gökcen, "Yalnız başıma evde kalamaz oldum. Sürekli panik atak yaşıyorum. Yalnız başıma odada namaz bile kılamıyorum. Sanki biri arkamdan gelip boğazımı sıkacakmış gibi hisse kapılıyorum. Ne huzurumuz kaldı ne sağlığımız. Bizi bu durumlara düşürenleri Allah'a havale ediyorum" dedi.
'ADALETTEN PAYIMIZA DÜŞENİ İSTİYORUZ'
Gökcen'in oğlu Mustafa Gökcen, babasının evrakı imzaladığı gün kendisinin de tapu dairesinde hazır bulunduğunu ve kesinlikle borç karşılığı değil, teminat için işlem yapıldığını, babasının anlattığı gibi tapu müdürünün telkini ile evrakın imzalandığını anlattı. Mustafa Gökcen, "Hukuki süreçte derdimizi kimseye anlatamadık ve ortada kaldık. Yargıtay'daki dosya 8 senedir çözüme kavuşturulmadı, öyle bekliyor. Bu dosya tapu müdürünün işlediği suçla alakalı, karar olmayınca yerel mahkeme de değerlendiremiyor. 18 kişilik 3 aile, biz nereye gidelim kardeşim? Türkiye bir hukuk devleti biz de hissemize düşen adaletten istiyor, yetkililerden sorunumuza çözüm bulmaları konusunda yardım bekliyoruz" diye konuştu.
'İNŞALLAH YANLIŞ HESAP BAĞDAT'TAN DÖNER'
Ailenin avukatlığını yapan Ertekin Kök süreci baştan beri takip ettiğini, ortada bariz bir hukuk hatası yaşandığını belirterek, şunları söyledi:
"Bu ve benzer konulardan dolayı tapu çalışanları hakkında çete davası açılmış ve 8 yıldır Yargıtay'da beklemektedir. Şikayetçi olan Hasan Gökcen ne yazık ki bu dosyada 'müşteki' sıfatıyla kabul edilmemektedir. Olaydan çok kişi mağdur edildiği için 'resmi belgede sahtecilik', 'nitelikli dolandırıcılık' ve 'örgüt kurma' suçundan iddianame düzenlenmiş, Isparta Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştır. Hasan Gökcen tüm duruşmalara katılmış ancak ne üzücüdür ki bu dosyada 'müşteki' sıfatıyla davaya dahil edilmemiştir. Hasan Gökcen'in mağduriyetini içeren davanın hala görülmekte olan dava ile birleştirilmesi taleplerimiz kabul edilmemiştir. Açtıkları tapu iptal ve tescil davaları da ceza mahkemesi sonucunu beklediğinden 2 ayrı ceza dosyasının birlikte değerlendirilmesi adalet gereğidir. İnşallah yanlış hesap Bağdat'tan döner."