Doğum ya da hamilelikten dolayı işten çıkartılma olayları iş hayatında sıklıkla karşılaşılmaktadır. İşverenler hamile kalan veya doğum yapan kadının eski veriminde çalışamayacağını düşündüklerinden, iş akdini feshetme eğilimi gösterebilirler. Fakat iş hayatında işverenin bu tutumuna karşı işçiyi ve kadını korumak sosyal devlet anlayışının bir sonucudur ve işçiler haklarını bilerek hareket etmelidirler. Hamilelik ya da doğum sürecinde bulunan işçinin sırf hamilelik veya doğum sürecinde bulunması nedeniyle iş akdinin feshedilmesi, geçerli bir fesih nedeni olmadığı gibi, aynı zamanda kötü niyetli bir fesihtir. Bu durumda işçi 30 kişiden fazla kişinin çalıştığı iş güvencesi hükümleri kapsamında olan işyerleri için işe iade davası açıp, işe iadesini mümkün olmaz ise boşta geçirdiği süre ile 8 aylık maaşına kadar işe başlatmama tazminatı alabileceği gibi, kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte tüm yasal haklarını da dava ederek alabilir. Ayrıca hamilelik veya doğum sürecinde olan işçinin işten çıkartılması kötü niyet de oluşturacağından 30 kişiden az işçi çalıştıran ve iş güvencesi kapsamında olmayan işyerleri aleyhine de kötüniyet tazminatı talepli dava açılarak 6 maaşa kadar kötü niyet tazminatı da talep edilebilecektir. Fakat işçi hamile iken işverenin işçiyi işten çıkartması için geçerli veya haklı bir nedeni doğmuşsa, bu durumda elbette işveren işçinin hamileliği veya doğum sürecinde olması ile ilgili özel bir durumla karşı karşıya kalmayacak, geçerli veya haklı nedenle feshe ilişkin hükümler uygulanarak fesih geçerli veya haklı sayılacaktır. Örneğin, hamile işçinin amirine veya işverenine eleştiri sınırını aşan hakaretler etmesi, küfür etmesi, hamile işçinin hırsızlık yapması veya işyerinin hamile işçinin çalıştığı departmanının kapanması gibi nedenler karşısında artık feshin geçersizliğinden söz etmek mümkün olmayacaktır.
YALAN REKLAMA ÇİFTE CEZA
'4 günde yabancı dil öğretiyoruz!' gibi ilanlar görüyorum. Yalan reklamın cezası var mıdır?
Gerçeğe uygun düşmeyecek, kişileri maddi ve manevi olarak durumunu zarar uğratacak her durum tehlikelidir. Burada yapılacak olan başlıca iş, vaat edilen durumların uygunluğuna bakılıp, yanıltıcı özellikte olup olmadığını irdelemek olacaktır. Reklamların yalan ve yanıltıcı durumda olması ise tüketicilerin şikâyetleri üzerine söylenen beyana göre kuruma para cezası uygulanıp reklamın yayından kaldırılması ile sonuçlanabilmektedir. Dikkatli bir kullanıcı ve alıcı olmak ise bu noktada önem taşımaktadır.
SİZ SORUN YAZARIMIZ CEVAPLASIN - FERİDE HİLAL İMAL
hukuk@takvim.com.tr
