Yüce dinimiz, sosyal durumu ne olursa olsun; zengin ya da fakir, kültürlü ya da cahil bütün Müslümanları kardeş yapmış; birbirlerine kardeşçe davranmalarını ve yaklaşıp kaynaşmalarını emretmiştir. İslâm'ın getirdiği kardeşlik daha ilk günlerde etkisini göstermiş, Medine'de çok eski tarihlere dayanan kabileler arası düşmanlıkları ortadan kaldırmış ve birbirleriyle dostça ve kardeşçe yaşamalarını sağlamıştır. Kardeşlikle bağdaşmayan çirkin huylardan birisi kibirdir, böbürlenmek ve kendini beğenip gururlanmaktır. Bu huy, kişinin insanlar tarafından sevilip sayılmasına ve hakkı kabul etmesine engeldir.
DOYUMSUZ HALE GELİR
Rabbimiz Kur'an'da şöyle buyuruyor: "İnsanlara karşı avurdunu şişirme, böbürlenme. Yeryüzünde çalımla yürüme. Çünkü Allah gurura kapılıp kendini beğenen hiç kimseyi sevmez." (Lokmân, 31/18). Kibirli insan daima kendisinden yüksektekilere bakar, onları kıskanır, onlar gibi olmak, hatta onları geçmek için çabalar durur. Bu arzusuna ulaşamazsa hayattan zevk alamaz hale gelir ve sürekli halinden şikayet eder. Arzusunu gerçekleştirdiğinde de sonuç çok farklı değildir. Zira her yükselişinde daha üstün kimselerin olduğu düşüncesi elindekilerle yetinmekten, bunlarla mutlu olmaktan uzaklaştırır onu; doyumsuz hale getirir. Hz. Peygamber,
"Sizden daha aşağı olanlara bakın! Sizden üstün olanlara bakmayın! Allah'ın nimetini küçümsememeniz için en uygun olanı budur" sözleriyle haline şükreden kanaatkar bir kul olmayı tavsiye etmektedir. Şeytan insana daima kötülüğü ve hayasızlığı emrettiğinden Kur'an'da "apaçık bir düşman" olarak tanıtılır. Onun Kur'an-ı Kerim'de bahsedilen en belirgin özelliği kibridir. Allah Teala insanı yarattığı zaman meleklerine, ona saygı ile eğilmelerini emretmişti. Bu buyruğa İblis dışında herkes uymuştu. O ise Rabbine karşı gelmiş, Adem karşısında eğilmekten yüz çevirmiş ve büyüklenmişti. Yüce Allah kendisine,
"Sana emrettiğim zaman seni saygı ile eğilmekten ne alıkoydu?" diye sorduğunda şöyle cevap vermişti: "Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın." Böylece kibir ve gurur, şeytanın Hakk'ın huzurundan kovularak lanetlenmesine neden olmuştu. Kibir, gizlenmesi mümkün olmayan bir günahtır. Bu yüzden o, insanın beden diline ve konuşmasındaki tonlamalara varıncaya kadar yansır. Bu hastalığa yakalanmış kişiler kendilerinin olağanüstü ve farklı özelliklerin olduğuna inanırlar, kendini beğenirler, bütün iyilikleri kendilerinden bilirler ve böbürlenirler.
ONLARI KÜÇÜK GÖRÜR
Bu hastalığa yakalananlar, otururken, kalkarken, el-ayak hareketlerinde ve mimiklerinde bir farklılık yaratarak, üstün bir kişi olduğunu göstermeye çalışırlar. Buna karşılık başkalarını çok sıradan görürler. Özellikle de kendisine rakip gördüğü kişilerin büyüklüğüne, faziletine ve bu özelliklerle övülmesine asla tahammül edemez, çok öfkelenirler. Onları küçük görür ve gösterme gayreti içinde olurlar. Bu bazen onları düşman görme derecesine kadar varır. Etrafındaki herkesi horlar ve hafife alır. Kibirli insan gösterişçidir. Müsrifliğiyle, mal, evlat ve ailesinin çokluğu ile övünür. O, kimsenin kendisinden üstün olmasını hazmedemediği için kıskançtır.