BULANIN NEFESİNİ KESTİ
İki yıl önce Ankara'dan Datça'ya gelerek kente yerleştiğini söyleyen Yüksel, "Bu yıl havaların ısınmasıyla ilk kez denize girdim. Deniz dibindeki canlıları izlemeyi seviyorum. Gözlükle dolaşırken, deniz dibinde heykelin kafa kısmını fark ettim. Alın kısmı gözüküyordu. Biraz kenarlarını temizleyince, heykel olduğunu anladım. Jandarmaya haber verdim. Jandarma duyarlı davranıp hemen geldi. Jandarmanın gözetiminde denizden heykeli çıkarıp, kendilerine teslim ettim. Heykeli incelemek üzere Marmaris Müze Müdürlüğü'nün teslim alacağını öğrendim dedi.
Heykeli ilk gördüğümde çok heyecanlandığını ifade eden Yüksel, "Gazetelerde, televizyonlarda görüyoruz. Tarihi eserlerimizin para karşılığı yurt dışına kaçırıldığına duyuyoruz. Ülkemi seven bir insan olarak hayatım boyunca bu tür olaylara hep karşı çıktım. Tarihi mirasımıza sahip çıkılması gerekiyor. Binlerce yıllık bir eserin benim tarafımdan bulunması, ben de son derece heyecan yarattı. İlk gördüğümde adeta nefesim tutuldu. Kenarlarını bile coşkuyla temizledim. Henüz deniz içindeyken, aslanın kadını emdiğini gördüm. Bacağında oyma ve yazılar gördüm. 2 bin belki de 3 bin yıl öncesine ait olduğunu tahmin ediyorum. Araştırdığımda, böyle heykelin benzerine hiç rastlamadım. Aslan yavrusunu emziren bir kadın heykeli bugüne kadın hiç karşıma çıkmadı. Hatta bunu yapan heykeltıraşın, Knidos'un çok değerli Çıplak Afrodit heykelini yapan Praksiteles'in olabileceği söylendi. Ülkemize bu heykeli kazandırdığım için çok mutlu ve sevinçliyim" diye konuştu.