Namaz müminin miracıdır
Namaz, insanın ruhunu yıkar, kalbini saf ve temiz bir hale getirir. İnsan namazda Allah’a yaklaşır. Kur’an-ı Kerim’de, namazın kötülüklere engel olacağı belirtilir.
Peygamber Efendimiz bir hadislerinde: "Evimizin önünden akan bir nehir olsa, günde beş defa bu nehirde yıkansanız, üzerinizde kirden pastan hiç eser kalır mı? İşte beş vakit namaz böyledir, günahları siler süpürür" buyurmuştur. Yani namaz insanın ruhunu yıkar, kalbini saf ve temiz hale getirir. Kur'an-ı Kerim'in ifadesiyle, 'Yerdeki ve gökteki bütün varlıklar Allah'ı tesbih ederler' (el-İsra 17/44). Yani kendi dilleriyle O'na ibadet halindedirler. İşte namaz, onların hepsinin ibadet şekillerini içinde toplamaktadır. İnsan namazda kıyamda iken dikey, rükûda yatay bir halde bulunur. Secdede ise başı yerdedir. Bu sonuncu halde iken Allah'a yaklaşır. Secde vaziyeti, insanın Rabbi'ne en yakın olduğu haldir. İnsan Allah karşısında maddi olarak ne kadar eğilir ve küçülürse, manen o nispette büyür ve yücelir.
ALLAH'A YÖNELİŞ
Kur'an-ı Kerim'de namazın kötülüklere engel olacağı belirtilir (el-Ankebût 29/45). Sahibini ahlâksızlık sayılan tutum ve davranışlardan vazgeçirmeyen namaz, faydasızdır. Kur'an'da gaflet içinde ibadet edenler için "Yazıklar olsun o namaz kılanlara" (Mâun Sûresi) buyrulur. Hadiste ise "Nice namaz kılanlar vardır ki, kıldıkları namazdan ellerine geçen sadece uykusuzluk ve zahmettir" denilmiştir. Namazın özü, Allah'ın huzurunda kalbin saygı ile dolması, dil ile Allah'ın anılması, bedenle O'na azamî derecede saygı tavrı sergilenmesinden ibarettir. Bu üç unsur öteki dinlerin ibadetlerinin de özü sayılır. Bu üçü arasında en önemli olan ise birincisidir. Dilsiz kimse ikincisini, kötürüm kimse de üçüncüsünü yerine getiremeyebilir. O halde namazda özün özü kalpteki Allah'a yöneliş, O'na olan sonsuz saygı ve sevgi duygusunu canlı tutuştur.
Kur'an-ı Kerim'de namazın kötülüklere engel olacağı belirtilir (el-Ankebût 29/45). Sahibini ahlâksızlık sayılan tutum ve davranışlardan vazgeçirmeyen namaz, faydasızdır. Kur'an'da gaflet içinde ibadet edenler için "Yazıklar olsun o namaz kılanlara" (Mâun Sûresi) buyrulur. Hadiste ise "Nice namaz kılanlar vardır ki, kıldıkları namazdan ellerine geçen sadece uykusuzluk ve zahmettir" denilmiştir. Namazın özü, Allah'ın huzurunda kalbin saygı ile dolması, dil ile Allah'ın anılması, bedenle O'na azamî derecede saygı tavrı sergilenmesinden ibarettir. Bu üç unsur öteki dinlerin ibadetlerinin de özü sayılır. Bu üçü arasında en önemli olan ise birincisidir. Dilsiz kimse ikincisini, kötürüm kimse de üçüncüsünü yerine getiremeyebilir. O halde namazda özün özü kalpteki Allah'a yöneliş, O'na olan sonsuz saygı ve sevgi duygusunu canlı tutuştur.
'SEN EN YÜCESİN'
Kur'an-ı Kerim'de namaz zikir, yani Allah'ı anma, O'nu hatırlama olarak da ifade edilir (el-Ankebut 29/45). Bir kimsenin namazı, o sırada Allah'ı hatırlaması ölçüsünde değer taşır. Gaflet içinde kılınan namaz, şeklen namaz olsa bile gerçek namaz olmaktan uzaktır. Bununla birlikte namaz sırasında bir an bile Allah'ı hatırlayıp, kendini O'nun huzurunda hissetmek bile bir başarıdır. İnsan namaz kılarken en azından böyle bir huzur anını yakalamayı düşünmelidir. Bu büyük bir mutluluktur. Namazda ilk okunan dua olan 'Sübhâneke' kelimesinin anlamı "Allah'ım seni tesbih ve tenzih ederim, sen en yücesin, sen en büyüksün" demektir. Bu düşünce ve duygularla Allah'a yönelen kul, O'nu içinde duymaya çalışır. Daha sonra 'Fâtiha' suresi okunur. Burada Rabbi'mizle bir konuşma söz konusudur. Önce Allah'a hamdedilir. O'nun âlemlerin Rabbi olduğu, her şeyin sahibi ve hâkimi bulunduğu belirtilir. "Yalnız sana kulluk ederiz" denir. Daha sonra "Yalnız senden yardım dileriz" denir. Yani bana kulluk etme imkanı ve gücünü veren de sensin demektir. O halde, "Ya Rab, ben sana sığınıyorum. Bizi sırât-ı müstakîme (doğru yola) ilet" diye dua ve niyazda bulunulur.
Kur'an-ı Kerim'de namaz zikir, yani Allah'ı anma, O'nu hatırlama olarak da ifade edilir (el-Ankebut 29/45). Bir kimsenin namazı, o sırada Allah'ı hatırlaması ölçüsünde değer taşır. Gaflet içinde kılınan namaz, şeklen namaz olsa bile gerçek namaz olmaktan uzaktır. Bununla birlikte namaz sırasında bir an bile Allah'ı hatırlayıp, kendini O'nun huzurunda hissetmek bile bir başarıdır. İnsan namaz kılarken en azından böyle bir huzur anını yakalamayı düşünmelidir. Bu büyük bir mutluluktur. Namazda ilk okunan dua olan 'Sübhâneke' kelimesinin anlamı "Allah'ım seni tesbih ve tenzih ederim, sen en yücesin, sen en büyüksün" demektir. Bu düşünce ve duygularla Allah'a yönelen kul, O'nu içinde duymaya çalışır. Daha sonra 'Fâtiha' suresi okunur. Burada Rabbi'mizle bir konuşma söz konusudur. Önce Allah'a hamdedilir. O'nun âlemlerin Rabbi olduğu, her şeyin sahibi ve hâkimi bulunduğu belirtilir. "Yalnız sana kulluk ederiz" denir. Daha sonra "Yalnız senden yardım dileriz" denir. Yani bana kulluk etme imkanı ve gücünü veren de sensin demektir. O halde, "Ya Rab, ben sana sığınıyorum. Bizi sırât-ı müstakîme (doğru yola) ilet" diye dua ve niyazda bulunulur.
Oruçlu kimse abdest alırken hata ile boğazına su kaçırırsa orucu bozulur mu?