28 Eylül cuma saat kaçta kılınacak? İstanbul Ankara il il cuma namazı saatleri

Türkiye'nin en kalabalık şehirleri İstanbul, İzmir, Ankara başta olmak üzere vatandaşlar cuma namazı saat kaçta merak ediyor. Malumunuz Cuma namazı saatleri 81 ilde birbirinden farklı saatlerde kılınıyor? Peki 28 Eylül Cuma namazı saati saat kaçta? İstanbul, Bursa, İzmir, Ankara gibi büyükşehirlerin Cuma namazı kaçta kılınacak? İşte, 28 Eylül 2018 bugün İstanbul Ankara İzmir il il cuma namaz saatleri!

Giriş Tarihi 28 Eylül 2018, 00:00 Güncelleme 28 Eylül 2018, 12:54
28 Eylül cuma saat kaçta kılınacak? İstanbul Ankara il il cuma namazı saatleri

İÇİNDEKİLER

Cuma vakitleri, İslam alemi açısından büyük bir öneme sahip ve erkek müslümanlar için şart. Her cuma namaz saati yaklaştıkça en çok merak edilen şeylerden biri cuma namazı bugün saat kaçta kılınacak sorusu oluyor. Peki İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa'da yaşayan vatandaşlarımız da 28 Eylül Cuma namazı bugün saat kaçta? Cuma namazı saat kaçta kılınacak?

Haberimizde 28 Eylül il il Cuma namazı saatlerini bulabilirsiniz.

İSTANBUL CUMA NAMAZI SAAT KAÇTA?

TÜM TÜRKİYE'DE CUMA NAMAZI SAATLERİ

28 EYLÜL CUMA NAMAZI SAAT KAÇTA?

Cuma namazı bugün İstanbul'da 13.01'de okunacak öğle ezanının ardından kılınacak. Ankara'da ise Cuma namazı 12.45'de okunacak öğle ezanından sonra kılınacak. İzmir'de Cuma namazı ise 13.08'de okunacak öğle ezanının ardından kılınacak.

Bursa'da ise Cuma namazı 13.01'da okunacak öğle ezanın ardından eda edilecek.

CUMA NAMAZI NASIL KILINIR?

Öğle ezânı okununca, önce dört rek'at Cum'a namazının ilk sünneti kılınır. Niyet ederken: "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma Namazının ilk sünnetini kılmaya" denilir. Bu namaz aynı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır. İlk rekatta önce Sübhaneke okunur. Sonra Euzü Besmele çekilir. Bütün rekatlarda Fâtiha ve zamm-ı süre okunur. ilk oturuşta sadece Etteahiyyatü okunur.

Son oturuşta:

Etteahiyyatü, Allahumma Salli, Allahumme Barik, Rabbena duaları okunur. Sonra, câmi' içinde, ikinci ezân okunur. Sonra, İmam hutbe okumak için minbere çıkar. Hutbe okunur. Hutbe okunurken cemâ'atin namaz kılması ve konuşması tahrimen mekruhdur. Hatîb efendi duâ ederken, cemâ'at sesli âmîn demez. İçinden sessiz denir. Namaz kılarken yapması harâm olan her şey, hutbe dinlerken de harâmdır. Hutbe okunup bittikten sonra müezzin kamet getirir.
Sonra, cemâ'at ile iki rek'at Cum'a namazının farzı kılınır. Bu namaz aynı sabah namazının farzı gibi kılınır. Niyet şöyle edilir: "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, uydum hazır olan imama" Sonra, dört rek'at son sünneti, Niyeti şöyledir: "Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının son sünnetini kılmaya".

Bu sünnetde aynı ilk sünnet gibi kılınır. Böylece esas itibariyle Cuma namazı farzı ve sünnetleriyle birlikte kılınmış olur. Son sünnetin ardından zuhr-i ahir, niyetiyle dört rekat daha namaz kılınmaktadır. Niyet edilirken şöyle denilir: "Niyet ettim Allah rızası için edâsı üzerime olup da henüz üzerimden sâkıt olmayan en son öğle namazının farzına". Bu şekilde niyet edilirse, eğer o günün cuma namaz şartlarında bir noksanlıktan dolayı kabul olunmamışsa, öğle namazı kılınış olur. Kabul olunmuşsa, en son kazaya kalmış öğle namazına sayılır.

Bundan sonra, iki rek'at vaktin sünneti kılınır. "Niyet ettim Allah rızası için Vaktin sünnetine" diye niyet edilir. Cum'a sahîh olmadı ise, bu on rek'at, öğle namazı olur. Bundan sonra, Âyet-el-kürsi ve tesbîhler okunup, duâ edilir.

CUMA NAMAZI'NIN FARZI NEDİR?

Cuma namazı farz-ı ayındır. Farz oluşu Kur'an-ı Kerim, Sünnet ve İcma ile sabittir. Yüce Allah, "Ey inananlar! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında, alışverişi bırakıp hemen Allah'ı anmaya koşun. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah'ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz." (Cum'a, 62/9-10) buyurmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.s.) de, "Cuma namazına gitmek, ergenlik çağına ulaşmış her müslüman erkeğe farzdır." (Ebû Dâvûd, Tahâret, 130; Beyhakî, es-Sünenü'l-Kübrâ, III, 245-246) buyurmuştur. Cuma namazı, Hz. Peygamber (s.a.s.) döneminden günümüze kadar kılınagelmiş ve bunun farz olduğu konusunda herhangi bir farklı görüş ortaya çıkmamıştır.