Kanserden korkmayın

Prof. Dr. Mustafa Özdoğan ‘Kanseri gözünüzde büyütmeyin’ dedi ve yüreklere su serpti: Tıp çok gelişti, kanserin ilacı var. Bir hap alıyorsunuz iyileşiyorsunuz. Pazara gidin, sebze meyve alın. Bol bol yürüyün. Kendinizi sevgiyle besleyin...

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 29 Ağustos 2017 Güncelleme 29 Ağustos 2017, 00:31
Kanserden korkmayın

İÇİNDEKİLER

Kanser birçoğumuzun korkulu rüyası... Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye'de yılda ortalama 163 bin 500 kişiye, günde ise 450 kişiye kanser tanısı konuluyor. Memorial Antalya Hastaneleri Onkoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, yüreğimize su serpecek önemli bilgiler verdi... Son yıllarda kanserde çok önemli gelişmeler var. Zannediliyor ki kanserde çok fazla bir yol alınmadı. 'Ben falanı tanıyorum yaşamını kaybetti, o zaman kanserde bir gelişme yok.' Öyle değil bugün binlerce insanın yaşamı modern tedavilerle kurtuluyor ve sağlıklı yaşamlarına dönüyor. Aslında, bir miktar 'kanser çok mu arttı' sorumuzun arkasında da bu var. Çünkü o kadar çok iyileşen var ki, tabi o iyileşen insanları biz sanki kansermiş gibi algılıyoruz. Bugün sadece bir hapla eskiden birkaç ayda kaybedeceğimiz hastalar bir bakıyoruz, yıllardır yaşıyor. Elinde içtiği bir tane hapı var, saçı dökülmemiş ciddi bir yan etki görülmemiş, son derece mutlu, son derece iyi yaşam sürüyor. Artık kansere bakışımızın değişmesi gerekir. Bir de şunu unutmayalım; ülkemizde artık yaşam süresi uzuyor. Bugün ortalama yaşam süresi erkeklerde 70 kadınlarda 80 daha da üstünü istiyoruz. Dolayısıyla kanser bir yaşlılık hastalığıysa önümüzdeki süreçte de biz yaşlandıkça gerek prostat kanseri, gerek akciğer kanseri, gerek diğer kanserlerle karşılaşacağız. Ama artık kanserden korkmuyoruz. Çünkü artık adapteyiz insan bilmediği şeyden korkar dolayısıyla kanserdeki gelişmeler artık bizlere mutluluk veriyor.

BOŞUNA KASIYORSUNUZ
Bu kadar rahat konuştuğumuza göre kanseri nasıl önleyeceğimizi de biliyoruz. Öncelikle sigarayı bırakın. Beslenme konusunda o kadar çok şey konuşuluyor ki, yoruluyoruz artık. Boşuna kendinizi kasmayın. Pazara çıkın ve alışverişinizi yapın. Meyve, sebze, limon, zeytinyağı, sarımsak, yoğurt. Bunlar ulaşamadığınız şeyler mi! Her şeyi kararında tüketin. Spor yapamıyorsanız yürüyün. Çocuklarımızı sürekli bilgisayar oynamaya, masa başında oturtmalara, sürekli bireysel yapacağı şeylere odaklamayalım. Onları takım oyunlarına, sportif faaliyetlere taşıyalım ki, kalp ve damar hastalığından korunsunlar, kanserden korunsunlar. Mutlu olun, olayları fazla büyütmeyin. Doktorunuza sormadan alternatif çözümler aramayın.

EVCİL HAYVAN BESLEYİN
Prof. Dr. Özdoğan Türkiye'nin artık kanserde rehabilitasyonu konuşması gerektiğini de belirtti: Kanserli hastanın rehabilitasyonunu konuşalım, yaşam kalitesini nasıl artırırız onu konuşalım. Kanser ve kanser tedavisi sürecinde çok fazla yanlış bilgiler var. En çok sorunlardan birisi, 'Hocam meme kanseri tanısı aldım, evimde kedim var, bunu başkasına bırakayım mı?' Bakın evcil hayvanlar o kadar kıymetli ki, aslında bizi sosyal izolasyondan kurtarıyor. Karşılıksız bir sevgi alışverişi ve pozitif motivasyon doğuruyor. Hatta öyle duygusal ilişkiler var ki birçok yakın arkadaşınızdan bile yakın oluyor. Siz üzüldüğünüzde, üzüntünüzü paylaşıyor. Onunla dolaşıp hareket edebiliyorsunuz. Akşam sizi bekleyen birisi oluyor.

ERKEN TEŞHİSLE YÜZDE 90 TEDAVİ
Erken tanı ile meme kanserinin tedavisinde başarı oranlarının yüzde 90'ı geçtiğini vurgulayan Prof. Dr. Mustafa Özdoğan şunları söyledi: "Artık şifaya ulaşma oranları çok yüksek. Son 50 yılı değerlendirdiğimizde yüzde 60'lardan yüzde 90'ları buldu. Yarı oranda iyileşme sağlandı. Meme kanserlerinde akıllı ilaç tedavileri var artık."