Mideyi tıka-basa doldurmak: Tatilcileri bekleyen en büyük tehlikelerden biri açık büfe yemekler. Ağır yemekler sonrasında kan koyulaşıyor ve kalp krizi riski artıyor. Çok miktardaki karışık tür gıdalar nedeniyle mide-bağırsak sorunları gelişebiliyor, tansiyon değerleri de yükseliyor. Hızlı kilo alınması da kaçınılmaz oluyor. Alıştığınız öğünlerin dışına çıkmamaya özen gösterin. Vücudunuzu yormayacak olan alakart yemek çeşitlerini tercih edin.
Yemekten sonra güneşe çıkmak: Tatil mekanı, düşünülenin aksine yan gelip yatma yeri olmamalı. Sabah ya da akşam saatlerinde yemeklerden önce yapacağınız tempolu yürüyüşler endorfin oranını arttıracak ve şeker tüketme isteğinizi azaltacaktır. Öğle yemeğinden hemen sonra güneşe çıkmak yerine serin bir ortamda 1-2 saat istirahat edin. Çünkü yemek sonrası oluşacak kandaki koyulaşma ile kan basıncındaki artışa bir de öğlen dik gelen bunaltıcı güneş ışınları eklendiğinde ritim bozukluğu, tansiyon yüksekliği ile pıhtı atması gibi sağlık problemleri gelişebiliyor.
Uygun kıyafet seçmemek: Kıyafet seçiminizi hava sıcaklığını göz önüne alarak yapın. Tatilinizi sıcak bölgede geçirecekseniz açık renkte, ince, teri emen pamuklu elbiseler tercih etmeli ve mutlaka şapka almalısınız. Açık renkli giysiler sıcağı yansıtma özelliğine sahiptir, bunun aksine koyu renkli kıyafetler ise ısıyı içeriye hapsederek vücut sıcaklığını ve terlemeyi arttırır. Daha soğuk bölgelere gidecekseniz gecegündüz sıcaklık farkını dikkate alın. Çünkü düşen sıcaklık ve rüzgar soğuk algınlığı ile kas ağrılarına neden olur.
Odayı hızla soğutmak: Klimalar yanlış kullanılırsa kas tutulmaları, gribal rahatsızlıklar ile yüz felci gibi sorunları tetikleyebilir. Kalacağınız yerin merkezi klima temizliğini sorgulamanız, ortamı yavaş yavaş soğutmanız, geceleri uyku modunu kullanmanız ve üfleme yönünü yataktan farklı noktaya yönlendirmeniz klima çarpmasını önleyecektir. Klimayı üzerinize gelmeyecek şekilde ayarlayın. Doğrudan üflemeye maruz kalmanız kas tutulmalarına yol açar.
Yüksek rakımda aşırı efor sarf etmek: Deniz seviyesinden yüksek rakıma gidecekseniz ilk günlerde istirahat etmelisiniz. Yüksek rakımda akciğerlerin aldığı oksijen miktarı azalıyor. Atmosfer basıncındaki düşmeyle birlikte halsizlik, nefes darlığı ve kalp hızında artış oluyor.Vücut bu duruma 1-2 günde alışıyor
SOĞUK SUYA ATLAMAYIN
Kızgın güneşten kaçıp suya dalma fikri oldukça serinletici gelebilir. Ancak özellikle soğuk suya sahip denizlerde suya aniden dalmak, istenmeyen sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Geçici nefes darlıkları, tansiyon düşmesi ve çarpıntı sık gelişen yakınmaları oluşturuyor. Ayrıca soğuk duş almak da benzer sonuçlara neden olabiliyor. Çoğu duşlarda su sıcaklığı havuz ve deniz suyu sıcaklığından düşük oluyor.
SIVI ALIMINI İHMAL ETMEYİN
Sıcaklarda sıvı ihtiyacı artıyor. Özellikle kıyı bölgelerde nem yüksek olduğu için daha fazla sıvı kaybediliyor. Doç. Dr. Ahmet Karabulut güneş yorgunluğu ve güneş çarpmasında da sıvı kaybı yaşandığını belirterek şunları söylüyor: "Bu durum, tansiyon düşüklüğünden çarpıntı ve baygınlığa kadar uzanan birçok soruna neden olabilir. Tatilde en az 2 litre su içilmeli. Taze limonata, komposto ve ayran da suya takviye sıvılardır."
ALKOL TÜKETME SODAYI ABARTMA
Yaz sıcağında sıvı ihtiyacını alkollü içeceklerle karşılamaya çalışmak da sık yapılan hatalardan biri. Alkollü içecekler suyun yerini tutmadığı gibi vücuttan fazla su atılmasına yol açıyor. Bunun sonucunda tansiyonda düşme, güneş yorgunluğu ve baygınlık olabiliyor. Ayrıca sodayı da günde 2 şişe ile sınırlamalı.