1- Zencefil: Öğütülmüş zencefil tozunun her yemeğe katabiliriz. Bünyemizi kuvvetlendirirken, yemeklerimizi de gayet lezzetli bir hale getirebilir. Afiyetle yiyebiliriz. Çubuk zencefili de su ve çay ile bolca tüketebiliriz.
2- Stevya: Şekeri hayatımızdan çıkartıp, yüzde sıfır şeker içeren, tamamen doğal olan stevya bitkisini tercih etmeliyiz. Rafine şeker bağışıklığı zayıflatırken, stevya bize güç katar.
3- Taze meyve suları: Konsantre içecekler yerine, taze ve posasıyla sıkılmış meyve suyu karışımlarını içmeliyiz. Kış aylarında nar, portakal ve havuç suyu tam bir enerji deposudur.
4- Portakal suyu: Soframızdan portakal suyunu eksik etmemeliyiz. Özellikle kahvaltı soframızda portakal suyu mutlaka olmalıdır.
5- Bitki çayları: Siyah çay yerine antioksidan özellikli ıhlamur, ahududu, böğürtlen, yeşil çay içmeliyiz.
6- Yoğurt: Yoğurt tam bir şifa kaynağıdır. Her gün 1 kase yoğurt yenilmelidir. Özellikle elektromanyetik kirliliğe daha fazla uğrayan mühendis, teknisyen, hostes gibi meslek gruplarındakiler bolca yoğurt tüketmelidir.
7- Sarımsak: Antiseptik özellikli sarımsağa kış sofralarımızda mutlaka yer vermeliyiz.
8- Boza: Boza tam bir vitamin deposu olma özelliğiyle bizi kışın mikroplardan korur. Bünyeleri daha hassas olan çocuk ve yaşlıların bolca tüketmesinde fayda vardır.
9- Kekik: Antibiyotik etkili kekik doğanın bize bir hediyesi gibidir. Yemeklerimizin lezzetine lezzet katarken, bizi de çok daha dirençli hale getirir.
10- Su: Günde 2 litre su içmeyi alışkanlık haline getirmeliyiz. Vücudumuzu asla susuz bırakmamalıyız.