Başkan Erdoğan'dan grup toplantısında 128 milyar dolar yalanına videolu yanıt!

Son dakika haberine göre Başkan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Erdoğan, CHP başta olmak üzere muhalefetin bir süredir gündemde tuttuğu "128 milyar dolar yalanı" hakkında da konuşurken; "Baştan sona yanlış, baştan sona cehalet" dedi. Erdoğan ayrıca 128 milyar dolar yalanını söyleyenler hakkında "Cehli mikap" ifadesini kullandı.

Başkan Erdoğan, partisinin grup toplantısında çok önemli açıklamalarda bulundu. Bir süredir muhalefetin gündemde tuttuğu "128 milyar dolar" konusu hakkında konuşan Erdoğan, "Ne rakam doğru, ne rakama yüklenen anlam doğru, ne bu rakam üzerinden yürütülen kampanya doğru" dedi. Başkan Erdoğan bu yalanı söyleyenler hakkında "Cehli mikap" ifadesini kullanırken, "128 milyar dolar nerede yalanına sarıldılar." dedi.

İşte Başkan Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar
CHP'nin ve onun peşine takılıp gidenlerin bir süredir sanki hazine bulmuş gibi sarıldıkları 128 milyar dolar meselesini, işte bu fotoğraf içinde okumak gerekiyor. Esasen, ortada gerçekten 128 milyar doların akıbetini anlama arayışı olmadığı için, söylenen sözlerde doğru olan hiçbir şey de yoktur. Ne rakam doğru, ne rakama yüklenen anlam doğru, ne bu rakam üzerinden yürütülen kampanya doğru… Baştan sona yanlış... Baştan sona cehalet...

Tabii cehalet deyip geçmemek lazım... Biliyorsunuz, üç çeşit cehalet vardır. Birincisi, "cehli basit"tir, yani bir şeyi bilmemektir. Güzel tarafı bilmediğini biliyor olmaktır. Cehli basit, konunun "ne" olduğunu bilmediği için mazurdur, öğrenmeye de açıktır.

İkincisi, "cehli mürekkep"tir, yani cehaletin karesidir. Cehli mürekkep, öğretim gördüğü için konunun "ne" olduğunu bilir, ama eğitimi olmadığı için "nasıl"ını bilmez. Bunlara gafil denir, ihtiyaçları da iyi bir eğitimdir.

Üçüncüsü ise, "cehli mikap"tır, yani cehaletin küpüdür. Cehli mikap, öğretimden geçtiği için konunun "ne" olduğunu bilir, eğitimli olduğu için "nasıl"ını da bilir. Bu kesimi tehlikeli kılan ise, bilerek ve isteyerek konunun nedenini ve niçinini karıştırmak, doğrularla yanlışları harmanlayarak, sürekli senaryolar peşinde koşmalarıdır.

Herhalde bu cehli mikap kesimi size tanıdık gelmiştir. Erdoğan düşmanlığı, AK Parti düşmanlığı, Cumhur İttifakı düşmanlığı bu cehli mikap kesiminin gözlerini öyle bir kör etmiştir ki, ülkenin ve milletin felaketinden medet umar hale gelmişlerdir. Nedir bu diledikleri felaket?

Bunların artık gizlemeye dahi ihtiyaç duymadıkları temennileri, Türkiye'nin önce, tıpkı 1994 ve 2001 yılında olduğu gibi çok derin ve keskin bir ekonomik kriz yaşaması, ardından da siyasi değişime maruz kalmasıdır. Hatta artık temenniyle de yetinmeyip, böyle bir felaket yaşanması için fiilen beşinci kol faaliyeti yürütmeye de başlamışlardır. Öyle ki uluslararası sermayeye "Türkiye'ye yatırım yapmayın çağrısında" bulunacak kadar muvazeneyi yitirmişlerdir.

Her sosyal ve siyasi çalkantıda ekonomiyi durdurun çağrıları yapan bu yıkım ekibini milletimiz çok iyi biliyor, çok iyi tanıyor. CHP'nin etrafında kümelenen bu ekip son günlerde yine, yurt dışındaki ve yurt içindeki yatırımcıları ürkütmek, milletimizin moralini bozmak, girişimcilerimizi tereddüde sürüklemek için dört bir koldan çalışıyor.

Diğer konularda dikiş tutturamayınca, şimdi "cehli mikap" olarak yanlış ve yalan olduğunu en iyi kendilerinin bildiği "128 milyar dolar nerede" yalanına sarıldılar.

"HESAP UZMANIYIM DER"
CHP'nin başındaki zata sorsanız, "hesap uzmanıyım" der, ama geçmişte bilinen tek yönetim hikâyesi SSK'yı batırmasıdır. Görevi devraldığımızda Merkez Bankası döviz rezervi 27,5 milyar dolardı. Görevden ayrıldığımda 153 milyar dolara çıktı. Şu an itibariyle bırakınız 128 milyar doların ne olduğunu, nasıl yönetildiğini, 128 tuğlayı üst üste koymuşluğu dahi yok olan Kılıçdaroğlu kalkmış bunları konuşuyor.

Bu kişinin sözcüsü olan kişi ise, önce BDDK'daki göreviyle, sonra Hazine Müsteşarı olarak, 2001 krizinin en önemli sorumlularından biridir. Şayet bu kişi "128 milyar dolar nerede" sorusunu Merkez Bankası bilançolarını okumayı bilmeden soruyorsa, geçmişte kendisine tevdi edilen görevlere yazık. Yok, bunu bildiği halde aynı soruyu soruyorsa, cehli mikap olduğunu kabulleniyor, ülkesine ve milletine taammüden ihanet içine girdiğini de ikrar ediyor demektir.

Meselenin önüne arkasına bakmadan bu kampanyanın peşine düşenlerin bir kısmını üzülerek, bir kısmını gülerek seyrediyoruz. Hele hele sağa sola pankart asarak, sosyal medya trollerinin peşine takılarak, koca koca unvanlarından utanmadan bu yalan kampanyasına figüranlık yapanları görünce, içimizde bir acıma duygusu uyanmıyor da değil...

"CEVAP VERMEK VACİP OLDU"
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı olarak bu meseleye doğrudan girmemek için epeyce sabrettik. "Yeni bir yalan kampanyasıdır" diyerek, konuyu çok da önemsemedik. Ama sonra baktık ki, birileri bizim önemsememekten kaynaklanan sessizliğimizi korku sanarak, yalanların ve iftiraların dozunu artırıyor. Artık bunlara bir cevap vermek vacip oldu diyerek, bugün etraflıca meseleye girme kararı aldık.

Öncelikle şunu söylemek isterim ki, Türkiye bu manzarayı hak etmiyor. Türkiye bu muhalefet anlayışını, bu muhalefet üslubunu kesinlikle hak etmiyor. Türkiye, yalanı su içer gibi söyleyebilen bu karikatür tipleri de hak etmiyor. Hep dediğimiz gibi, biz karşımızda projede yarıştığımız, hizmette yarıştığımız, eserde yarıştığımız, vizyonda yarıştığımız bir muhalefet görmek istiyoruz.

Sağlıktan eğitime, ulaşımdan enerjiye, tarımdan spora her konuda bizim yaptıklarımızdan daha fazlasını milletimize taahhüt eden bir muhalefet görene kadar huzur bulmayacağız. Küresel senaryolara payandalık etmek yerine kendi ülkesinin siyasetinde başrole soyunan bir muhalefet görene kadar, bu yalan ve iftira kumpanyasının gerçek yüzünü deşifre etmeyi sürdüreceğiz.

"128 MİLYAR DOLAR DİYE BİR RAKAM YOK"
Aslına bakarsanız ortada 128 milyar dolar diye bir rakam da yok. Merkez Bankası işlemleriyle ilgili analizi hangi tarihten başlattığınıza ve hangi tarihte sona erdirdiğinize bağlı olarak pek çok farklı rakamla karşılaşabilirsiniz.

Piyasa dediğimiz dinamik sistemde, şu anda bile, belki yüz milyonlarca dolar el değiştirdiği, bunların önemli bir kısmı da Merkez Bankası üzerinden gerçekleştiği için rakam her an yenileniyor, büyüyor. Yine de madem onlar böyle bir rakam telaffuz etmişler, değerlendirmeyi onun üzerinden yapalım.

Her ne kadar Merkez Bankası Başkanımız da, Hazine ve Maliye Bakanımız da, partimizin bu işlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı da meseleyi etraflıca anlattı ise de, tabii bunlar ancak, duymak isteyen kulaklara ulaşıyor. Hatta kendi arkadaşlarının doğruyu söylemelerine bile tahammül edemedikleri için hemen meseleyi kendi mecralarına çektiler. Gözleri olup görmeyenler, kulakları olup duymayanlar, dilleri olup söyleyemeyenler, bilhassa da vicdanlarını kiraya verenler aynı teraneyi tekrarlayıp duruyor. Bu soruyu soranların amacı gerçekten Merkez Bankası rezervlerindeki değişimi öğrenmekse, bunun yolu çok kolay.

CHP'nin içinde, az buçuk bilanço okumayı bilenler varsa, Merkez Bankası, BDDK ve Strateji–Bütçe Başkanlığımızın herkese açık olan internet sitelerindeki verilere bakarak, bu hesabı kolaylıkla çıkartabilirler. Eğer CHP içinde bilanço okumayı bilen kimse yoksa partimizden, grubumuzdan veya bürokrasiden bir uzman göndererek kendilerine yardımcı olabiliriz. Ama biliyoruz ki bunların derdi hakikate ulaşmak, hakikati öğrenmek değil.

Karşımızda, yalan ve iftira üzerinden yürüttükleri kirli kampanyaya, ülkenin ve milletin geleceğini ilgilendiren en hayati meseleleri bile meze etmekten çekinmeyen, gözü dönmüş, kalbi kararmış bir güruh var.

Peki, buna rağmen biz bu açıklamalara niçin ihtiyaç duyuyoruz? Ola ki bu sefil kampanya karşısında tereddüde düşen, yüreği yaralanan, kafası bulanan vatandaşlarımız varsa, işte onların kafalarındaki soruları birinci elden gidermek istiyoruz.

TEMEL BAŞLIKLARLA...
Temel başlıklarıyla özetleyecek olursak, "128 milyar dolar nerede" diye yaygarası kopartılan meselenin aslı şudur:

Merkez Bankası 2019 ve 2020 yıllarında, küresel ekonomide yaşanan gelişmeler ve özellikle salgının yol açtığı zorlu süreci yönetmek için çok ciddi döviz işlemleri yürütmek mecburiyetinde kalmıştır.

Bilhassa 2020 yılı dünyayla birlikte ülkemizde de gerçekten sıkıntılı geçmiştir. Çeşitli ülkelerin salgınla mücadele için aldıkları mali tedbirlerin toplamı 16 trilyon doları, merkez bankalarının bilanço genişlemeleri de 10 trilyon doları bulmuştur.

Bu çalkantılı ekonomik iklim, elbette ülkemizi de olumsuz etkilemiştir. Cari açığımız negatif yönde artarken turizm gelirlerimiz düşmüştür. Yabancı sermaye çıkışı ve reel sektörün döviz cinsinden borcunu azaltma gayretleri döviz talebini artırmıştır. Böyle dönemlerde vatandaşlarımızın tasarruflarını döviz ve yine dövizle alınan altına yönlendirmeleri de ilave bir talep ortaya çıkarmıştır.

Bu çerçevede son iki yılda, Merkez Bankası kaynaklarından 30 milyar dolar cari açığın finansmanı için kullanılmıştır. Yabancı sermaye çıkışı için kullanılan rakam 31 milyar doları bulmuştur. Reel sektörün döviz cinsinden borcunu azaltmak için talep ettiği kaynak da 50 milyar dolara ulaşmıştır. Vatandaşlarımız da 54 milyar dolar karşılığı döviz ve altın alarak, tasarruf tercihlerinde değişikliğe gitmiştir. Gördüğünüz gibi, sadece 4 kalemde 165 milyar dolarlık bir rakam ortaya çıktı.

"KAR EDEN SSK'NIN NASIL İFLASA SÜRÜKLENDİĞİNİ ORTAYA KOYUYOR"
CHP Genel Başkanı dün çıkmış, "bu 128 milyar dolarla şunlar yapılırdı, şunlara şu kadar para dağıtılırdı" diye kürsüden atıp tutuyor. Bu zat herhalde, bu 128 milyar doların kendi cebindeki bir para olduğunu, istediği yere istediği gibi keyfince dağıtabileceğini sanıyor. Aslında bu sözler, bu şahsın çapsızlığı yanında, kar eden SSK'nın genel müdürlüğü döneminde nasıl iflasa sürüklendiğini de oraya koyuyor.

MERKEZ BANKASI'NDAKİ REZERVİN AMACI
Merkez Bankası rezervlerinin her kuruşunun ne olduğu, neye karşılık geldiği, nasıl toplandığı ve niçin kullanılabileceği bellidir. En basit ifadesiyle Merkez Bankası rezervleri, çeşitli yöntemlerle piyasadan sağlanan emanet paralar ile altın varlığının ve şayet varsa cari fazlanın toplamından oluşur. Rezervin amacı, ithalatçısından yatırımcısına, reel sektöründen vatandaşına kadar dövize ihtiyaç duyulan işlemlerde ortaya çıkan talebi karşılamaktır.

Merkez Bankamız bu işlemleri bir süredir, ihale yoluyla değil, Asya piyasalarında ülkemize yönelik gece yarısı operasyonlarının önüne geçmek için 24 saat esasına göre çalışan piyasa yapıcısı bankalar eliyle yürütüyor.

Piyasa döviz talebini kendi içinde karşılayabiliyorsa Merkez Bankasına ihtiyaç kalmaz. Nitekim geçtiğimiz haftalarda, yaklaşık 15 milyar dolarlık böyle bir işlem, Merkez Bankasına ihtiyaç kalmadan, piyasanın kendi dinamikleri içinde gerçekleşmiştir. Ama bu talebi piyasa karşılayamıyorsa, o zaman görev Merkez Bankasına düşer. Zaten Merkez Bankasındaki döviz rezervlerinin amacı da budur.

Merkez Bankası bu görevini yapmazsa ne olur? Öncelikle arz-talep dengesizliğinden dolayı döviz kuru istikrarsız bir şekilde yükselir. Şayet buna rağmen talep karşılanmazsa, uluslararası piyasalarda ülke olarak temerrüde düşersiniz.

"ÖNEMLİ KISMI MERKEZ BANKASI'NA GERİ DÖNDÜ"
Türkiye son iki yılda, daha önce eşi benzeri görülmemiş bir döviz talebiyle yüz yüze kalmıştır. Buna rağmen ülkemiz, talebin hepsini de karşılamayı başarmıştır. Evet, bu bir başarıdır. Hem de Türkiye'nin sadece siyasette ve diplomaside değil, aynı zamanda ekonomide de öyle kolay yıkılamayacağını gösteren tarihi bir başarıdır.

Nereye harcandı diye yaygarası yapılan 128 milyar dolar, ne buhar olmuştur, ne de haksız ve hukuksuz yere herhangi birilerinin cebine girmiştir. Bu para ve çok daha fazlası, ekonominin aktörleri ve vatandaşımız arasında dolaşıma girmiş, yani yer değiştirmiş, ama sonuçta çoğu yine ülkemizin değeri olarak yurt içinde kalmıştır. Günün sonunda ise, ekonomik işleyişin tabii sonucu olarak, bu paranın çok önemli bir kısmı yeniden Merkez Bankası rezervine geri dönmüştür. Üstelik Merkez Bankası bu işlemleri yaparken zarar bir yana, son iki yılda 98 milyar lira kar etmiş ve bunu da hazineye aktarmıştır.

Bunlar da Var
Sivasspor - Fenerbahçe maçında verilen penaltı kararı doğru mu? Erman Toroğlu A Spor’da açıkladı: Galatasaray’ın şampiyonluğu hayırlı olsun 02:29
Penaltı kararı doğru mu?
23.04.2024Salı
Yer: Konya! Parkta oturan iki öğrenciye ’Mahallenin namusunu kirlettiniz’ diyerek makasla saldırdı 04:05
Konya'da dehşet
23.04.2024Salı
CANLI YAYIN