‘Nefes’i izledik halimize şükrettik

Mehmet Aslan, Cosmopolitan dergisindeki köşesinde, askerlik anılarını anlattı: "Çarşı izninde tüm koğuş 'Nefes' filmine gittik. Çok beğendik ama kendi halimize de şükrettik!"

Giriş Tarihi 13 Aralık 2009, 00:00 Güncelleme 18 Ağustos 2010, 14:39
‘Nefes’i izledik halimize şükrettik

İÇİNDEKİLER

Oyuncu-sunucu Mehmet Aslan, Cosmopolitan dergisindeki köşesinde askerlik anılarını anlattı. İşte, Aslan'ın Gölcük Orduevi'nde yaşadıkları...

* Öncelikle; yemin töreni provalarımızı anlatayım. Yer; İskenderun, ağustos sıcağı, hava 40 derece. Bütün alay, tören alanında... Komutan konuşma yapacakmış (onun kürsüsü gölgede), hepimiz hazır olda bekliyoruz...

MAGAZİN TURU İÇİN TIKLAYINIZ

2009'DA NELER KONUŞTUK?

YILIN FOTOĞRAFLARI!

EN SEKSİ BÜYÜKANNELER

ÜNLÜLERİN DERDİ BAŞKA!

ÜNLÜLERİN ŞIKLIK YARIŞI


İmanımız gevredi
* Saatler geçtikçe, bizim 'hazır ol' yavaştan 'rahat'a geçiyor. Betonun sıcaklığını beynimde hissediyorum. Çok şükür sonunda komutan geliyor, "Hazır ol" ve "Çömel" emri veriyor...

* Ayakta beklemekten imanımız gevremiş. Çömeldiğimiz yerin beton olduğunu bir an unutuyoruz ve "Yandım" sesleri, sıkılan dişler arasından kaçmaya başlıyor haliyle. Komutan bir saat on beş dakika konuşuyor, çıt çıkarmadan bekliyoruz...

* Komutanın ellinci "Son olarak"ından sonra bir arkadaşımız; "Bir daha anlat, sıcak başıma vurdu anlamıyorum. Ömrümce hep adım adım ismini anacağım" diye o eski şarkıyı söyledi.

* Son zamanlarda 'Nefes' filmi çok revaçta... Biz de çarşı iznimizde bütün koğuş izlemeye gittik. Gerçekten çok güzel olmuş. Filmden çıkışta aramızdan biri: "Abi, çok iyi film, bence halimize şükretmemiz lazım. Doğu'ya göre rahatız" dedi.

* Sonraki üç gün toplam 24 saat rüzgara karşı iskele nöbeti tuttuktan sonra da fikrini değiştirdi. Koğuşta titreye titreye gelip de "Bu ne zorluktur! Millet dağ havasında püfür püfür nefes alırken biz burada donacağız" demesi; hepimizin yüzünde acı birer tebessüm oluşturdu. "Ee ne yaparsın, askerlik işte" diye takıldık...

Elimdeki çatalı elektrik prizine sokmayacağım
* Alaya ilk katıldığımız günlerde bir liste dağıtmışlardı. Kantinde oturmuş dalga geçerek okuyorduk: "Islak yerlere basmayacağım. Ağaca tırmanmayacağım. Arkadaşıma kötü davranmayacağım" şeklinde uzadıkça uzuyordu.

* Maddelerden bir tanesi şöyleydi: "Yemek esnasında ya da daha sonra elimdeki çatalı elektrik prizine sokmaya çalışmayacağım!" "Yuh artık" demeye fırsat kalmadan, iki masa öteden birisi elindeki çatalla çığlık atıp yere yığıldı!

* Dalga geçtiğim olay bir anda gözlerimin önünde 'cereyan' etti. Utançtan hepimizin yüzü kızardı. "Üniversite mezunu biri bunu nasıl yapar?" derken iki gün sonra geldi haberi; çocuk listeyi okuyup merak etmiş! İster inanın ister inanmayın, bu olay aynen oldu. Askerdeki 'mantıksız' dediğimiz kurallar, yaşanmışlıklara bağlı...