Burada nefes almayın!

Gümüşhane'nin Torul ilçesi Cebeli köyünde bulunan Karaca Mağarası'ndaki beyaz renkteki sarkıtlar, dikitler, org desenli duvarlar, traverten havuzları gibi oluşumların ısı ve oksijen dengesinin korunmaması halinde zamanla renk değiştirip yok olma tehlikesi bulunduğu bildirildi.

Giriş Tarihi 13 Ekim 2010, 00:00 Güncelleme 09 Aralık 2010, 16:05
Burada nefes almayın!

İÇİNDEKİLER

Kentin kuzeybatısında, şehir merkezine 17 kilometre uzaklıkta, 1550 rakımdaki Cebeli köyündeki Karaca Mağarası, 22 yıl önce bir çoban tarafından tesadüfen bulundu. Jeoloji Mühendisi Şükrü Erüz'ün yaptığı çalışmalar sonucu 1996 yılında turizme açılan mağara, toplam 1500 metrekare alana, 105 metre uzunluğa sahip. Mağarada, 2'si çatlak kısımlardan sızan suların oluşturduğu damlataşlarıyla diğerlerinden ayrılmış, elipse benzeyen toplam 6 salon bulunuyor.

Beyaz renkte sarkıtlar, dikitler, sütunlar, org desenli duvarlar, bayrak şekilleri, perde damlataşları, mağara çiçekleri, mağara incileri, filkulakları, traverten havuzları, traverten basamakları ve mağara gülleri ile dikkatleri çeken mağara, gizemi ve seyrine doyum olmayan oluşumların güzelliğiyle ziyaretçilerini adeta büyülüyor. Tur operatörlerinin listesinde apayrı bir yere sahip, turistlerin ziyaret etmeden geçemeyeceği mağara, her yıl 15 Nisan ile 15 Kasım arasında, 7 ay boyunca turizme açık tutuluyor. Sezon boyunca binlerce kişinin ziyaret ettiği mağara, iç nemlenmenin sağlanması, doğal oluşumlardaki beyaz rengin korunması ve bakım için her sezonun ardından 5 ay süreyle ziyarete kapatılıyor.

Doğa ve Çevre Derneği Başkanı Jeoloji Yüksek Mühendisi Mutlu Gürler, mağara içindeki ısı ve oksijen dengesinin bozulması halinde beyaz olan doğal oluşumlarının zamanla renk değiştireceğini, daha sonra da yok olacağını öne sürdü. Yaz aylarında dışarıda 28-29 derece sıcaklık olduğu dönemlerde mağara içinde girişten itibaren ısının 18-19 dereceye, yan odalar ve derin koridorlarda ise 16 dereceye kadar düştüğünü, kışın ise tam tersi durumun yaşandığını, dışarıda eksi 2 derece sıcaklık olduğunda mağara içerisindeki ısının 7-8 derece ölçüldüğünü anlatan Gürler, ''Dışarıdaki ile mağaradaki ısı arasında her dönem yaklaşık 10 derecelik bir fark bulunuyor. Mağaranın içi yazın dışarıdaki sıcak havaya rağmen daha serin, kışın ise dışarıdaki soğuğa rağmen daha sıcak oluyor. Mağaradaki oluşumların yok olmaması için içerideki ısı dengesinin korunması gerekiyor'' dedi.

ZİYARETÇİ TRAFİĞİ ISIYI ARTIRIYOR

Mutlu Gürler, yoğun ziyaretçi trafiği ve diğer etkenlerin mağaradaki ısıyı 3-4 derece artırabildiğine, oksijen miktarını düşürüp karbondioksit seviyesini yükselttiğine dikkati çekti. Solunum yoluyla ortamdaki oksijen miktarının azalıp, karbondioksit miktarının arttığını ifade eden Gürler, sözlerine şöyle devam etti:

''Ziyaretçi sayısının planlanmasında yapılan tercihler mağara içerisindeki sınırlı oksijen miktarını daha da azaltıyor, solunum yoluyla ortamdaki karbondioksit miktarının artması kalsiyum karbonat çökeltileri üzerinde bozucu etkiler oluşturuyor. Mağara içerisindeki mikro klima dengesinin bozulması, sarkıt ve dikitlerde de kalıcı bozulmaların ortaya çıkmasına yol açıyor. Yine ziyaretçilerin ayakkabılarıyla mağaraya taşınan toz ve bakteriler, mağara içerisindeki ısı koşulları, nem ve ışık kaynaklarının da etkisiyle yaygın bakteri ve mantar oluşumuna yol açıyor, bu da mağara oluşumlarında renk koyulaşmaları ve bozulmalar ile kendini gösteriyor.''

DOĞAL YAPIYI ETKİLEYEN DİĞER FAKTÖRLER

Gürler, mağara turizme açılmadan önce yürütülen çalışmalar ile sonrasındaki bazı uygulamaların zamanla mağaranın doğal yapısını etkileyen faktörler olarak ortaya çıktığını öne sürerek, şunları söyledi:

''Işıklandırma sistemi tercihleri, yürüyüş platformunun güzergah ve malzeme seçimi, giriş kapısının konumu, büyüklüğü ile açılıp kapanma süreleri, ziyaretçi trafiği, dönemleri ve yoğunluğunun belirlenmesi, hava sirkülasyonu ile mağaranın oluşup, gelişmesine hatta yaşamasına katkı sağlayan su kaynaklarının kullanılma yöntemi gibi temel olumsuzluklar mağaranın bu gün içinde bulunduğu tehditlerin tetikleyicileri olarak karşımıza çıkıyor. Bu değişimin Karaca Mağarası'nın doğal yapısının devamı için gerekli koşullardan uzaklaşıldığı anlamına geliyor. Söz konusu etkenler mağaradaki oluşumların beyaz olan renklerinin sararmasına hatta zamanla oluşumların yok olmasına neden olabilir.''

Mutlu Gürler, mağara içerisindeki su birikintisinin atılan bozuk paralarla adeta ''dilek havuzuna'' dönüştürüldüğünü, metal paraların bileşiklerinin su içerisinde çözülerek görsel kirlilik oluşturduğunu, bu alışkanlığın uyarılarla sona erdirilmesi gerektiğini vurguladı.

Mağara içerisindeki ahşap platformun değiştirilip, yeni oluşmaya başlayan dikitçiklerin biriktiği ıslak alanlardaki ''şifalı çamur'' yağmasının da bir an önce engellenmesi gerektiğine dikkati çeken Gürler, ''Aksi halde canlılığını koruyan ve gelişimini devam ettirmekte olan mağara oluşumlarının doğal süreci, kabul edilemez bu dış müdahalelerle kesintiye uğrayacak. Mağara ortamının fiziki ve kimyasal koşullarına dayanıklı olmayan ahşap yürüyüş platformunun, bir tek gün dahi gecikilmeksizin o koşullarda bozulmayacak malzemeyle değiştirilmesi gerekiyor'' dedi.

''MAĞARA DÜNYA MİRASIDIR''

Gümüşhane Valisi Enver Salihoğlu da, Karaca Mağarasının tarihi ve doğal bir zenginlik olduğunu, bu doğal güzelliğin bozulmaması için çok sıkı ve bilimsel yöntemlerle korunması gerektiğini vurguladı.

Mağarada ısıyı dengede tutabilmek için özel bir proje ile sıfıra yakın ısı veren ışıklandırma sistemi kurduklarını dile getiren Salihoğlu, ''Bundan sonra da bilim adamlarımızla diyalog halinde mağaramızın beyazlığının kararmaması ve iç ısısının dengede kalması için ne gerekiyorsa yapacağız. Mağaranın bulunduğu bölge koruma alanıdır. Trabzon Bölge Koruma Kurulu o bölgenin tamamını sit alanı ilan etmek için çalışma başlattı. Bu nedenle bölgeyi korunması gereken bir bölge olarak görüyoruz. Mağara da bunun en önemli, en güzel örneğidir. Karaca Mağarası'nda henüz girilmeyen bir bölüm daha var. Gümüşhaneliler mağaralarına her zaman sahip çıkıyor, bundan sonra da sahip çıkmak zorundadırlar'' diye konuştu.

MAĞARAYI YILDA 50 BİN KİŞİ ZİYARET EDİYOR

Mağarayı yılda ortalama 50 bin kişinin ziyaret ettiğini belirten Salihoğlu, ''Biz mağaranın ömrünün kısalmaması için ziyaretçi sayısının aşağı çekilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Uzmanlar da bu yönde görüş belirtiyor. Mağara ekonomik katkısı olan bir yer değil. Yıllık getirisi en fazla 150 bin lira civarında oluyor. Bu girdi personel, elektrik ve diğer giderleri dahi karşılamıyor. Mağaranın bazı masrafları İl Özel İdaresince karşılanıyor. Zannedildiği gibi bir gelir kapısı değildir. Biz burayı Gümüşhane'nin bir sembolü olarak görüyoruz. Mağara aynı zamanda bir dünya mirasıdır'' dedi. Bu arada, Karaca Mağarası'nın aydınlatma sisteminin 41 bin liraya çok az ısı yayan LED teknolojili sistemiyle değiştirildiği öğrenildi.