TURGAY DEMİR - ŞEREF'İYLE, HAKKI'YLA!
Son iki sezonda bunca teknik adam ve futbolcu değişimine rağmen Beşiktaş'ta değişmeyen bir şey var!... Kartal, kendisinin oyun kurması gereken maçlarda genellikle puan kaybederken, oyun kuran rakiplere karşı ise büyük üstünlük sağladı. Lyon, Bilbao, Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor maçları bu tezin en net kanıtlarıdır. Kadıköy deplasmanında Masuaku'yu stopere çekip, savunmanın soluna genç Emrecan'ı koyan Ole Gunnar Solksjaer aslında büyük risk aldı. En Nesry başta, (Talisca hariç) ön bölgedeki Sarı- Lacivertli oyuncuların etkisizlikleri Beşiktaş savunmasının riskli dizilişinin büyük arıza çıkarmasını önledi…
Elbette sadece rakibin pasifliği değildi her şeyi belirleyen; Paulista, Swensson, Masuaku ve Mert de muhteşemdiler. Gedson, Rafa, Hadjiahmetovic, Hekimoğlu Mustafa aynı şekilde... Mert Günok gerçekten bu ligin en iyi yerli kalecisi. Talisca'nın altı pastan vurduğu kafaya olduğu yerden yaylanabilecek çok az kaleci vardır… Yine Talisca'nın kullandığı frikikte çok iyi yere giden topu çelmesi de şapka çıkarılacak cinstendi. Beşiktaş 3.'lük peşinde, Fenerbahçe ise şampiyonluk. Bu şartlarda çok daha iyi motive olmasını beklediğim Kanarya garip şekilde durgun ve gergindi.
Mert Müldür, Skriniar, Çağlar inanılmaz derecede huzursuz bir görüntü verdiler… Mert'in gerginliği bir gole mal oldu, Skriniar ise en az bir kez atılmayı hak edecek fauller yaptı… Beşiktaş birçok derbide yaptığı gibi rakibini bozarak oynadı… İki hafta evvel Galatasaray'ı evinde yenip şampiyonluk ateşini harlandıran Kartal, bu kez de Fenerbahçe'yi deplasmanda yenip zirveyi yeniden şekillendirdi vesselam. Velhasıl kelam; her daim olduğu gibi Şeref'i ile oynayıp, Hakkı'yla kazandı Kartal.
REHA KAPSAL - FATURA!
Derbide; Fenerbahçe galip gelip matematiksel olarak şampiyonluk şansını devam ettirmek istiyordu. Beşiktaş da üçüncülük yarışında yara almak istemediği gibi, moral açısından kalan haftalara daha olumlu bakmayı planlıyordu. Fenerbahçe yine farkı bir diziliş ile yani 4/4/2 dizilimiyle sahaya çıktı. Yeri geldiğinde savunma bekleri yeri geldiğinde hücumda çizgi oyuncuları iç koridora girerek bir birlerine alan açma anlayışında idiler... Bunu zaman zaman doğru yaptılar... Esas konu tuzaklar nereye kurulacaktı. Bu da Beşiktaş'ın kendi sol tarafı ve stoperi üzerinde olmalıydı. Çünkü yumuşak karnı burasıydı. Jose Mourinho'nun da bir planı vardı. Yalnız o planda ortaya bir resim çıkmadı. Sarı-lacivertlilerde çıkan 11'in özelliği top tekniği yüksek oyuncular olması... Ama bu oyuncular karşı yapamadı. Yani ne topla ne de topsuz oyunu kontrol edemedi Fenerbahçe... Sezon bitiyor hala istenilen seviyenin çok altında... Beşiktaş, 4/6/0 oyunu, hızlı geçişleri ve kalabalık orta saha konumlanmasıyla, kafasındaki ilk planı uyguladı ve bunda da başarılı oldu. Birde rakibin yaptığı bireysel hataları bekledi, bu konuda da istediğini elde etti ve Gedson ile golü buldu.
İkinci yarı Fenerbahçe'nin oyununu değiştirmesi gerekiyordu. Oyuncu değişiklikleri de yaptı ama bunlarda olmayınca iş yine karambol ile gol bulma yönüne gitti... Yani akıl konulan oyun değil, duygular ile oynanan oyuna döndü. Birde takımda vurdum duymazlık ve umursamazlık net bir şekilde görüldü... Kafasında ligi bitirmiş Fenerbahçeli futbolcular ve dün akşam tamamen şampiyonluk yarışına havlu atmış oldular. Beşiktaş ikinci yarı yine disiplinli oyunla beraber çok iyi mücadele etti. Takım birliktelikleri gayet iyiydi. Hak ettikleri galibiyetle Kadıköy'den ayrılmasını bildiler. Fenerbahçe için bu maç esasen sezonun özeti gibi oldu... Bu kadar maliyetli hoca ve oyuncu kadrosu, beklentilerin çok altında kaldı... Bu maç bu sezonun ve başarısızlığın özeti gibi... Esas konu bu seneki tarihinin en maliyetli oyuncu ve antrenör kadrosunun başarısızlığı neticesinde bunun bir (faturası) olmalı. Bu da iki yeri işaret ediyor. Ya Başkan Ali Koç ya da Teknik Direktör Mourinho bunu ödemeli...