Szymanski'nin menajerinden flaş Galatasaray itirafı!

Yaz transfer döneminde Galatasaray'ın da transferi için uğraş verdiği fakat Fenerbahçe'nin kadrosuna Sebastian Szymanski'nin menajeri Mariusz Piekarski, Polonya basınına bir röportaj verdi.

GALATASARAY DA İSTEMİŞTİ

Sebastian Szymanski, geçtiğimiz sezon kiralık olarak formasını giydiği Feyenoord'un şampiyonluğunda önemli pay sahibi olmuştu.

Yaz döneminde Galatasaray'ın İstanbul'a getirip Florya Tesisleri'ni gezdirdiği 24 yaşındaki orta saha oyuncusuna Fenerbahçe imzayı attırdı.

16 MAÇTA 8 GOL, 4 ASİST

Temmuz ayında Sarı-Lacivertliler'e katılan Polonyalı yıldız, gelir gelmez kalitesini konuşturdu.

Szymanski, 16 resmi maçta attığı 8 gol ve yaptığı 4 asistle taraftarın sevgilisi haline geldi.

MENAJERİNDEN ÇOK KONUŞULACAK RÖPORTAJ

Sebastian Szymanski'nin menajeri Mariusz Piekarski Polonya basınından Jarosław Koliński'ye bir röportaj verdi.

İşte Piekarski'nin önemli açıklamalar barındıran röportajının tamamı;

Szymanski Türkiye'de seviliyor mu?

Piekarski: 'Onun için deli oluyorlar. O kadar ki, geçenlerde onu İstanbul'da ziyaret ettiğimde, huzur içinde konuşabilelim diye bir yat kiraladım. Bir restoranda bile oturamazsınız (Gülüyor). Galatasaraylı taraftarlar bile onunla fotoğraf çektiriyor.'

Sebastian, Fenerbahçe'ye güçlü bir başlangıç yaptı. Şimdiden sekiz gol attı ve dört asist yaptı. Bu transfer nasıl gerçekleşti?

Kesinlikle şimdiye kadar yaptığım en zor transferdi. Bu konu hakkında çok fazla konuşmak istemiyorum ama iki haftadan fazla bir süre görüşme halindeydim.

Görüştüğüm üç kulüp vardı: Dinamo Moskova, Feyenoord Rotterdam ve Fenerbahçe.

Bir telefon diğerini tetikledi. İstanbul'dan iki büyük kulüp Sebastian için çok mücadele etti:

Galatasaray ve Fenerbahçe. Ve Ruslar inatçıydı, çok sıkı pazarlık yaptılar ve fiyatı hiç düşürmek istemediler, ki bunu anlıyorum çünkü iş dünyasında bu böyledir.

Sebastian için en önemli şey bunun nihai bir transfer olması. Sonuçta, çok önem verdiği Rusya'dan ayrıldı. Kendini toparladı.

Szymański'nin ilerleme kaydettiğini düşünüyor musunuz?

Evet. Bence şu ana kadarki kulüp seçimlerimiz söz konusu olduğunda, her biri isabetli oldu. Sebastian'ın özelliği yeteneklerine çok inanması ve rekabetten hiç korkmaması. Bu yüzden her zaman ilk 11'de kendine yer buldu. İlk olarak Dinamo Moskova'da. O zamanlar - savaştan önce olduğunu biliyoruz, yani tamamen farklı bir iklimde - bu çok iyi bir hamleydi. Sebastian güçlü bir ligle karşılaştı ve çok daha büyük bir yoğunlukla başa çıktı. İkinci sezonda kulübün patronları ona çok büyük bir zam yaptı.

Sonra Feyenoord'a gitti. O dönemde Almanya'dan ve İngiltere'den de birer kulüple görüştük ama en çok Feyenoord'a inandık ve haklı çıktık. Sebastian Hollanda şampiyonluğunu kazandı, bireysel olarak çok iyi iş çıkardı. Bu başarı onu daha da yukarıya çıkardı. Şimdi aynı şeyi Fenerbahçe için söyleyebilirim. Kulüp birçok önemli transfer yaptı: Tadić, Dzeko, Djiku, Becao, Fred... Ve bu sonuçlara da yansıyor. Bu sezon tüm turnuvalarda oynadıkları 16 maçı da kazandılar. Devasa bir seri. Ligde şampiyonluğa gidiyorlar ve Sebek harika bireysel istatistikler veriyor. Daha da önemlisi, savunmada da çok çalışıyor. Her koç, takımı için çok çalışan ve aynı zamanda gol ve asist yapan bir oyuncuyu her zaman takdir edecektir.

Performansıyla büyük takımların radarına girmeyi başardı mı? Manchester United'ın bile onunla ilgilendiğini duydum.

Ben dedikodu yapmam. Gerçeklerle hareket etmeyi tercih ederim. Sebek yeni kulübüne geleli henüz üç ay oldu ve herkes onun için deli oluyor. Orada başarılı olmak, Şampiyonlar Ligi'ne katılmak istiyor. Feyenoord'da oynamayı başaramadı ama belki Fenerbahçe'de başarabilir. Kulüp için bir numaralı hedef Türkiye şampiyonluğunu yeniden kazanmak, bu yüzden Sebastian da dahil olmak üzere en iyi oyuncular bazen kupalarda yedek kalıyor. Fener'in bugün Szymański için 30-40 milyon Euro alabileceği söyleniyor ama bence şu anda onlar için paha biçilemez bir oyuncu.

Szymański neden kulüp formunu henüz Polonya Milli Takımı'na taşıyamadı? Milli takımda hala kendini gerçekleştirememiş bir oyuncu.

Sebastian, koç Brzęczek'in takımına katıldı. Takıma girmeyi başardı ama koç Avrupa Şampiyonasını görecek kadar görevde kalamadı. Paulo Sousa geldi ve Macaristan'a karşı oynanan maçta onu yedek kulübesinde başlattı. Bu tamamen bir hataydı, burada tartışılacak bir şey yok. Bir sarkaçta tamamen farklı parametrelere sahip olmanız gerekir, bu yüzden Sousa'nın fikri tamamen başarısız oldu. Ve daha sonra, tabiri caizse, iki adam arasında kimya uyuşmadı, bu yüzden Sebastian bu koçla bir isim yapamadı. Sebek, Czesia Michniewicz'in takımında da iyi oynadı ama koç çok uzun süre çalışmadı. Fernando Santos da öyle. Sebastian kulüpte her zaman koçun büyük güvenine sahipti. Her futbolcunun buna ihtiyacı vardır. Ancak bir kulüpte takım her gün çalıştığında işlerin daha kolay olduğu bilinir. Ancak bana öyle geliyor ki Sebastian'ın milli takımdaki zamanı yaklaşıyor.

Polonya için ikinci Piotr Zieliński olma ihtimali var mı?

Onun hakkında son derece rahatım. Sebastian tabii ki takımda daha önemli bir figür olmak ister. Ama nasıl olduğunu hatırlayalım: bazen bir gol ya da bir asist oyuncuların kariyerlerini değiştirir. Böyle anlar oyuncuları inşa etmeye başlar. Sadece kadro seçicilerin biraz daha fazla inancına ihtiyacımız var.' sözlerini kullandı.