GERÇEK BORÇ: 429.000.000 EURO
Öncelikle belirtmem gerekir ki mali uzmanlara göre bir işletmenin mali değerlendirilmesi sadece borçlar üzerinden yapılamaz. Aktiflerin yani varlıkların ve alacakların da mali değerlendirme yapılırken göz önünde bulundurulması gerekmekte. Sayın Koç sadece borçlar üzerinden bir değerlendirme yapmış ve bu yüzden mali yapıyı olduğundan daha olumsuz bir şekilde açıklamıştır. Mali uzmanlara göre Sayın Koç tarafından borçlar üzerinden yapılan açıklamada da borç durumunu olduğundan daha ağır gösteren bir yöntem izlenmiştir. Sayın Karaçam tarafından da Yüksek Divan Kurulu Toplantısında bir kere daha kamuoyuna açıklandığı gibi 3 Haziran 2018 tarihinde Fenerbahçe Spor Kulübü Genel Kurulu'na üyelerimize sunduğumuz Faaliyet Raporunun 66'ncı sayfasında Fenerbahçe Spor Kulübü ve Bağlı Ortaklıklarının konsolide edilmiş borcu; 2.559.000.000.-TL olarak gösterilmiştir. 31.12.2017 tarihindeki Euro kuru karşılığı ile Fenerbahçe Spor Kulübünün konsolide edilmiş borçları toplamı 567.000.000.-Euro'ya tekabül etmektedir. Mali uzmanlara göre konsolide bilançoda toplam borç olarak gösterilen borç, UFRS gereği resmi defterler üzerinde mali teknik açısından gösterilmesi lazım gelen kısa ve uzun vadeli tüm mali sorumlulukları ifade etmektedir. Ödenecek gerçek borcu görebilmek için bu borçtan, bütçe performansını etkilemeyecek yani fiilen ödenmeyecek nitelikteki borçların düşürülmesi gereklidir. Mali uzmanların görüşüne uygun olarak konsolide bilançoda borç kalemleri içinde gözüken ve fakat bütçe performansı etkilemeyecek yani fiilen ödenmeyecek borç kalemleri düşüldüğünde Kulübümüzün 31.12.2017 tarihi itibariyle gerçek borcu yani bütçe performansına etkili olan ödenmesi gereken borcu daha önceki beyanlarımda olduğu gibi 429.000.000.-Euro. Şunu da ifade etmek isterim ki borcumuz 429.000.000.-Euro olsa da yine de çoktur. Borcumuzun büyümesindeki, mali yapımızın negatif yönde gelişmesinin en önemli faktörünün FETÖ'nün kumpası olduğunu ifade etmekle birlikte, son iki yılda gelirlerimizin hızla azalıken döviz kurlarının da hızla yükselmiş olduğunu da görmemiz gereklidir. Döviz yükümlülüklerinin Türk Lirası gelirlerle finansmanında kur artışı sebebi ile meydana gelen açık da borçlanma miktarımızın son iki yıldaki artış sebepleri arasındadır. Bu durum UEFA tarafından da dahi kabul edilip, mali tablolarımız bu kabule göre değerlendirilirken Sayın Koç'un bu duruma değinmeksizin yapmış olduğu açıklama da gerçek durumun anlaşılması noktasında yeterli olamamıştır.
FUTBOLCULARA YAPILAN GECİKMELİ ÖDEMELER BİZE HAS DEĞİL
Bir diğer konuya geçelim: Sayın Ali Koç, TTK.mad.376 ile alakalı açıklamaların, KAP'a verilen raporlarda gösterildiği halde Genel Kurula sunulan Faaliyet Raporu'nda gösterilmediğini ifade etti. Oysaki Genel Kurula sunulan Faaliyet Raporu'nun 75'inci sayfasında TTK.mad.376 ile alakalı açıklamanın üstelik bizzat tarafımızca yapılmış olduğu hususu da açık bir şekilde görülmektedir. Yine programda sporculara gecikmiş ödemeler olduğundan bahis edildi. Sporculara, sözleşmeleri gereği yapılması lazım gelen ödemeler sözleşmelerinde yazılı ödeme esası ile yapılmaktadır. Daha açık ifadeyle, sözleşmelerde ortalama iki aylık muacceliyet şartı bulunmakta. Bu şekildeki sözleşmesel düzenlemeler yerli ve yabancı hemen hemen tüm kulüpler tarafından futbolcu sözleşmelerinde yapılmakta ve uygulanmakta. Bu uygulama kulübümüze has bir uygulama değil. Tüm futbol sektöründe yapılagelen yaygın bir uygulama şekli. Bu ödemelerin, Haziran ayına sarkmış olmasının başka bir özel nedeni bulunmamaktadır. Yeni yönetimimiz tarafından ödenmiş, sporcu ücretlerinin de güncel borç olarak mevcut borca ilave edilmesi de yanlış olmuştur.
SAYIN KOÇ REHİNLİ HİSSELERİ BİLİYOR
Programda, Sayın Ali Koç tarafından toplam finansal borcumuzun yani banka ve finans kuruluşlarına olan güncel borcumuzun 1.7 milyar TL olduğu açıklandı. Devamında ise finansal borçlar sebebi ile 1.4 milyar TL temlik, 1.4 milyar TL ipotek verilmiş olduğu, ayrıca Denizbank ve Vakıfbank lehine rehin tesis edilmiş olduğu ifade edildi. Sayın Koç açıklamadı ama ben açıklayayım bu teminatlara ilave olarak :Benim ve yönetici arkadaşlarımın 86.500.000.-USD, 10.000.000.-Euro ve 272.000.000.-TL.lik kişisel kefalet ve avallerimiz de finans kurumlarına ilave teminat olarak verilmiştir.
Açıklamadan da anlaşılacağı üzere toplam borcun hemen hemen tamamı alacak temliki ile güvence altına alınmış ve bu şekilde ödenmektedir. Bu şekilde tahsil edilen temlik tutarı kadar borç ödenmiş olacak ve kulübün, ödeme tutarı kadar yeniden temlik yapması ve yeni nakit akışı yaratması mümkün olacak. Yine temlik, ipotek ve rehin miktarının toplam borçtan misli ile fazla olması o finans kuruluşları ile kulüp arasındaki canlı kredi ilişkisi ve kredi limitleri ile alakalı. Yeni yönetimin, söz konusu kredi limitlerini azaltmayı tercih etmesi halinde azalan limitler oranında ipotek ve rehinleri çözdürmesi her zaman mümkün. Özellikle rehinler bakımından bu imkan her zaman için mevcuttur ve rehinle temin edilen borçlar yapılan temlikler ile geri ödendiğinden rehinli hisselerin bankalar tarafından edinilmesi zaten fiilen de hukuken de mümkün bulunmamakta.Bu sebeple programda açıklandığı şekilde hakim hissedarlığın kayıp edilmesi ihtimali hiçbir şekilde bulunmamaktadır. Kaldı ki Vakıfbank ve Denizbank rehinleri Sayın Ali Koç'un yöneticilik yıllarında mevcut. Bir kısmı onun zamanında tesis edilmiş. Bu yüzden Sayın Ali Koç tarafından da hisse rehinleri bilinmekte.
GENEL KURULDA VERİLEN 150 MİLYON EURO SÖZÜ
Sayın Ali Koç tarafından programda ve Sayın Karaçam tarafından Divan Kurulunda dile getirilen nakit akışına ilişkin açıklamalar maalesef tarihin her döneminde tüm kulüplerimizde olan konular. Sayın Koç ile birlikte yönetimde bulunduğumuz 6 yıl, yine bu yeni yönetimde bulunan Sayın Semih Özsoy ve Sayın Turan Şahin ile birlikte çalıştığımız uzun yıllar boyunca da kulübün nakit akışı, bugünkü ile benzer durumda gerçekleşmiştir. Kulübün nakit akışına ilişkin durum, Sayın Koç ve bu arkadaşlarımız tarafından yakinen bilmekte olup, programda bize has yeni bir durum gibi bahsedilmesi şaşırtıcıdır. Önemli bir noktayı hatırlatmak isterim ki Genel Kurul'da yeni dönem için kulübe borç yazılmayacak şekilde, kendi kaynaklarım ve sponsorlar vasıtasıyla 150 milyon Euro'luk bir kaynak girişini sağlayacağımın sözünü vermiştim. Bu kaynağın boyutu ve bir bölümünün sponsorluklardan sağlanacak olmasının nedeni, hem nakit akışını sağlamak hem de UEFA mali fair play sözleşmesine uygun kar/zarar neticesine ulaşabilmekti. Tarafımca koyulacağı sözü verilen kaynağın boyutu ve dağılımına ilişkin çalışma bugün halen kulüpte çalışan konunun uzmanı profesyoneller tarafından yapılmıştır. Açıklamalarından anlaşılmaktadır ki Sayın Koç, kulübe 50 milyon USD hibe edecek, buna ilave olarak kısa vadeli banka kredisi olarak 50 milyon USD yeni borç ve Factoring yolu ile 50 milyon USD yeni borç temin ederek, toplam 150 milyon USD kaynak yaratacak. Kulübün nakit akışını ve sermaye sorununu da bu şekilde çözecek. Sayın Koç'un genel kurulda benim 150 milyon Euro karşılıksız hibe vaadim üzerine söylemiş olduğu 150+1 sözünü ilerleyen yıllarda yerine getireceğimi düşünüyorum.
AÇIKLAMALAR KAOS ORTAMI YARATTI
Programda Sayın Koç tarafından yapılan açıklamalar, son iki yılda maça gitmeyin, ürün almayın diye motivasyonu azaltılmış camiamızın, kulübümüze mali desteği konusunda kuvvetli bir şekilde kenetlenmesi ve bu konuda yeniden motivasyonu yönünde atılmış bir adım olarak görülebilir. Ancak sunulan abartılı rakamların ve olduğundan daha olumsuz şekilde gösterilen mali tablonun bir vadeden sonra camianın moral ve motivasyonunu bozacağı her şeyden de önemlisi kulübün itibarını zedeleyeceği endişesini taşımaktayım. Nitekim açıklama sonrasında medyada bir kaos ortamının oluştuğunu ve bundan da Fenerbahçe Spor Kulübünün zarar gördüğünü görmekteyim.
BEKLENTİM VE İSTEĞİM 'ÖZLENEN' FENERBAHÇE
FETÖ'nün savcılarına, hakimlerine 'dar ağacında olsam bile son sözüm Fenerbahçe' demiş bir Fenerbahçeli olarak yeniden aday olmakla kulübüm için görevden kaçmadığımı bir kez daha gösterdim. Dönemimde kulübümüzün tüm mali kayıtları ve işlemlerinin doğruluğuna hiç kimse tek söz edemez. Söz ettirmem. Namuslu profesyonellerimiz ile birlikte mali kayıtlarımızın şeffaf ve hesap verilebilir olması için var gücümüz ile çalıştık. Bizimle bügüne kadar çalışmış tüm yönetici arkadaşlarımız bu hususun doğruluğuna şahid olmuştur. Bu konulara ilişkin olarak, amacı belli kişilerin sosyal medyadaki gayretinden hiçbir şey çıkmaz. Sosyal medya etkisi önemli olmakla birlikte gerçek tektir ve sosyal medya ile gerçek başka bir istikamette değişmez. Neticede başkanlık yarışı bitti. Genel kurulumuz seçimini yaptı. Sayın Ali Koç ve arkadaşları büyük bir teveccüh ile seçildi. Artık sistematik olarak şahsımı karalamaya, itibarsızlaştırmaya bir son verilmesi gereklidir. Yeni yönetimizin de geleceği görüp, sorumluluk alarak buna müsaade etmemesi, imkan vermemesi gerekmektedir.
Bu andan itibaren bir Fenerbahçe taraftarı olarak yegane beklentim, vaadlerine uygun olarak, yeni yönetimimizin, Fenerbahçe'yi her vesileyle ve özlemle yad ettikleri geçmiş günlerimizdeki başarılara bir an önce kavuşturmalarıdır.
SİNA AFRA OLAYI VE BUNUN MİLLİYETÇİLİK ÜZERİNDEN AÇIKLANMASI
Genel Kurulda Sayın Sina Afra ile alakalı açıklamalarda bulunurken Sayın Koç, şahsımı yalancılıkla suçlamıştı. O gün bu açıklaması beni üzmüştü. Ancak gelinen noktada Sayın Sina Afra'nın Sayın Koç tarafından Fenerbahçe Futbol A.Ş. yönetim kuruluna üye olarak hem de 3 Temmuz akşamı atanması, kimin yalancı olduğunu herkese gösterdi ve üzüntümü bir nebze de olsun azalttı. Fenerbahçe'ye ve şahıslarımıza yapılan FETÖ kumpasını meşrulaştıran sosyal medya paylaşımlarının, Sayın Koç tarafından 'milliyetçi duygular' ile söylenmiş masumane sözler olarak değerlendirilmesi ve savunulması benim için ayrı bir üzüntü sebebi oldu. Bu konun değerlendirmesini de Fenerbahçelilere bırakıyoruz.
TARİHİMİZİ İNKAR ETMEYİN, ÜNİVERSİTE PROJESİNİ HAYATA GEÇİRİN
20 yıl önce mabedimizi, kulübümüzün kasasında bir lira yokken inşaya karar verdiğimizde bunun hayal olduğunu söyleyenler çoğunluktaydı. Bugün 50.000 kapasiteli stadyumumuzda, taraftarımızın kırdığı kombine rekorlarını açıklayan Sayın Koç, üniversite projemizi, mali gerekçeler ile gerçekleşmesi imkansız bir hayal olarak görmekte. Tarihimiz, gerçekleşmesi ilk başta imkansız gözüken ve büyük Fenerbahçe taraftarının eşsiz gücüyle gerçekleşen büyük hayalleri yazmakta olup, mali gerekçeler ile isteklisi yüzlerce kişi ve kuruma olumsuz cevap verildiği halde Kulübümüzün kurmasına izin verilen üniversite projemizin durdurulmuş olması tarihimizin inkarıdır. Beklentim bu hatalı karardan en kısa sürede dönülerek, kuruluşunda Sayın Koç'un da imzasının bulunduğu üniversite projemizin bir an önce hayata geçirilmesidir."