Depresyon deyip geçmeyin

Günümüzde psikolojik sorunların en yaygın olanı depresyon...

Giriş Tarihi 07 Mart 2019, 11:16 Güncelleme 07 Mart 2019, 11:16
Depresyon deyip geçmeyin

İÇİNDEKİLER

Psikohayat dergisi çocuklarda, hamilelerde ve yaşlılarda hastalığın etkilerine yer verdi. İşte depresyonun hayatımızdaki etkileri...

DOĞUM SONRASI RUH HALİ DEĞİŞİYOR
Doğum sonrası depresyon her 100 kadından 15'inde gözlenebiliyor. Birçok nedene bağlı olarak gelişen depresyon, tedavi edilmediğinde intihara bile neden oluyor.

SEBEBİ BİLİNMELİ

Hamilelik dönemi ve doğum sonrasında, kadın bedeninde fizyolojik olarak ciddi değişimler yaşanıyor. Hormonlardaki dalgalanma, gebelikteki fizyolojik değişimlere bağlı tiroid hormonlarındaki değişimler depresyona zemin hazırlayabiliyor. Ayrıca gebelik dönemindeki kilo artışı ve vücut şeklindeki değişiklikler kadının bedeni ile ilgili algısını bozabiliyor.
Gebe kalmadan önce ya da gebelik esnasında, anne adayının hayatında depresyona zemin hazırlayabilecek psikososyal faktörlerin önceden belirlenmesi ve bunlara müdahale edilmesi büyük önem arz ediyor. Doğum sonrasında annenin depresyona girmesine zemin hazırlayacak, maddi sorunlar, ailevi güçlükler ve iş yaşamındaki stres faktörleri ortadan kaldırılmalı.

YÜRÜYÜŞ YAPIN!
Doğum sonrası dönemde kısa aralarla da olsa kendilerine boş vakit ayırmaları, kısa yürüyüşler yapmaları, bol bol dinlenmeleri ve sorumluluğu eşleriyle paylaşmaları, sıkıntı devam ediyorsa bir uzmandan yardım almaları gerekiyor.

RÜYALARI ETKİLİYOR
Uyanık hayattaki depresyon, rüyalara da yansıyor. Yani, depresyonun etkileri rüyalarda da görülüyor. Mesela kişi, rüyasında çok şiddetli bir deprem olduğunu görüyor. Her şey yıkılıyor. Bu rüyayı açtığınızda, rüyadaki depremin hayattaki 'duygusal' bir depreme karşılık geldiğini görüyorsunuz. Rüyayı gören kişi, eşinden ayrılınca büyük bir duygusal 'sarsıntı' yaşıyor, hayatında şimdiye kadar kurduğu her şey ona göre 'yıkılıp' gidiyor.

Psikoterapi süreci içinde depresyon düzeldiğinde, rüyalar iyileşiyor! İyileşmenin ilk dönemlerinde, 'deprem' teması rüyalarda devam edebiliyor ama rüyada yaşanan deprem daha hafif oluyor. Depresyon düzeldiğinde, bu tip rüyalar da bitiyor. Kişi, rahatlıyor.

HASTAYA ISRAR ETMEYİN, SABIR ŞART
Depresyon sadece hastanın kendisi üzerinde değil, çevresi üzerinde de baskı yaratabiliyor. Hastalığın isteksizlik, neşesizlik ve zevk alamama gibi belirtileri nedeniyle sosyal ilişkilerde de bir bozulma oluyor.
Hasta yakınları çoğu zaman ne yapacağını bilemez halde yardım için çırpınıyor. Öncelikli olarak yapmaları gereken, hastayı doktora gitmeye ve ona rahatsızlığını ayrıntılı bir şekilde anlatmaya ikna etmek... Depresyon, tedavisi mümkün olan bir hastalık. Ancak tedavi zaman istiyor. O sebeple sabırlı ve anlayışlı olmak büyük önem taşıyor.

HİÇ ÜSTÜNE GİTMEYİN
Hastalığın doğası gereği karamsar ve umutsuz olan kişiye, umut verici sözlerle yaklaşılmalı. Psikiyatrik ilaç tedavilerinin etkilerinin çoğu zaman iki-üç haftadan sonra ortaya çıktığı unutulmamalı.
İsteksiz, hiçbir şeyden zevk almayan hastanın neşelenmesi, hoşuna gideceğini düşünerek onu aktivitelere zorlanmamalı.

YAŞLILARIN BAKIMI ZOR VE MALİYETLİ
65 yaş ve üstündeki bin kadından 14'ü, bin erkekten 4'ü depresyona giriyor. Yaşlılarda depresyon, fiziksel fonksiyonları şeker hastalığından daha çok bozuyor.
Yaşlılık depresyonunun en önemli özelliği, bakımının zor olması... Bakıcıların, profesyonel sağlık mensuplarının çok zaman ve efor harcamasını gerektiriyor. Dolayısıyla ekonomik açıdan da pahalıya mal oluyor.

TEŞHİSİ ZOR!
Önemine rağmen ihtiyarlarda depresyon teşhisi az konuyor. Bunun sebeplerinden biri, yaşlıların keyifsiz, neşesiz, mutsuz ve durgun olmasının normal karşılanması. Yaşlı depresyonunda bedensel şikayetlerin ön planda. Başları ağrıyor, eklemleri sızlıyor, nefesleri daralıyor ve göğüsleri sıkışıyor. Fiziki şikayetlerle depresyon kimi zaman o kadar iç içe giriyor ki, anlaşılmıyor.

ETKİLERİ AYNI
Depresyona giren kişiler kendilerini 'hasta' algılıyor. Depresyon tedavi edildiğinde bütün bu bedensel hastalıkların acısı azalıyor, hastanın hareketliliği artıyor, tedavi maliyeti düşüyor.
Genç erişkinler için geçerli olan depresyon sebepleri yaşlılar için de aynen geçerli oluyor. Bazen beyinde damar tıkanıklıkları olabiliyor.

ÇOCUKLAR DA DEPRESYONA GİRİYOR
Çocuk depresyonu, erişkin insandaki gibi duygularda çöküntü halini anlatıyor. Hayattan bıkkınlık, yaşamdan zevk alamama gibi duygular ön plana çıkıyor. Çocuklar depresyondayken, yerinde duramıyor. Erişkinler ise tükenmiş görünüyor.

KRONİKLEŞİYOR...
Çocukta depresyon en çok anne-baba veya bir yakının kaybı ve arkadaş ilişkilerinde bozulmadan kaynaklanıyor.
Depresyondaki çocuğun, ilk önce okul hayatı etkileniyor. Ders ve sorumluluklarını yerine getiremiyor, uyumsuzluk gösteriyor ve yaramazlık yapıyor. Bu nedenle öğretmenlerle ilişkisi bozuluyor. Notları düştüğü için kendine güveni de azalıyor. Arkadaş ve ailesiyle ilişkileri bozuluyor.
Çocukken tedavi edilmeyen depresyon, erişkin dönemde kronikleşiyor ve kişiler hayat boyu hiçbir şeyden memnun olmuyor.
Çocuğun depresyonda olup olmadığı, davranışlardaki ani değişikliklere bakılarak anlaşılıyor. Ani öfkelenme, dersleri yarım bırakma, odaya kapanma ve iletişimi kesme gibi durumlarda çocuğu doktora götürmek gerekiyor.