Kusmak orucu bozar mı? Kusunca oruç bozulur mu?

Bolluk ve bereket ayı Ramazan’ın gelmesiyle birlikte Müslüman vatandaşlar oruç tutmakla ilgili soruların yanıtlarını gündemde sıkça araştırmaya başladı. Orucu bozan hallerin neler olduğu en çok merak edilen konular arasında yer aldı. Ramazan orucuyla birlikte vücudun yeni beslenme rutinine alışması gereken süreçte mide bulantısı ve kusma yaşanırsa bu durumun orucu bozup bozmayacağı merak edildi. İşte sorunun yanıtı…

Giriş Tarihi 24 Nisan 2020, 17:03 Güncelleme 24 Nisan 2020, 22:04
Kusmak orucu bozar mı? Kusunca oruç bozulur mu?

İÇİNDEKİLER

İslamın beş şartından biri olan oruç tutmak sağlıklı her Müslüman için zorunlu ibadettir. Niyet ederek oruç tuttuktan sonra iftara kadar bir şey yiyip içilmemesi gerekir. Gün içerisinde istemeden de olsa bazı durumlar orucun bozulmasına neden olabilir. Kusunca orucun bozulup bozulmayacağı da bu noktada çok fazla araştırılmaya devam ediyor.

KUSAN KİŞİNİN ORUCU BOZULUR MU?

"Oruçlu kimse kendisine hâkim olamayarak kusarsa ona kaza gerekmez. Her kim de kendi isteği ile kusarsa orucunu kaza etsin." (Ebû Dâvûd, Savm, 32; Tirmizî, Savm, 25) ". Bu açıklamadan anlaşılacağı üzere, oruçlu iken kontrolsüz şekilde kusulur ise, kaza orucu gerekli olmamakta. Ancak kişi kendi isteği ile ağız dolusu kusma eylemini gerçekleştirirse de, buna kefaret değil kaza orucu gerektirdiği diyanet tarafından açıklanmıştır. Mideden kendiliğinden gelen şeyler orucu bozmadığı gibi, bunları yutmak da orucu bozmaz. Ağız dolusu olarak bilinçli bir şekilde kusulması halinde ise, oruç bozulmuş olur.

Miktarı ne olursa olsun kendiliğinden gelen kusuntu orucu bozmaz. Aynı şekilde mideden ansızın ağza yükselip tekrar mideye dönen şeyler de oruca zarar vermez. Kişinin kendi isteği ile ağız dolusu kusması hâlinde ise oruç bozulur.

Hz. Peygamber (s.a.s.), "Oruçlu kimse kendisine hâkim olamayarak kusarsa ona kaza gerekmez. Her kim de kendi isteği ile kusarsa orucunu kaza etsin." (Ebû Dâvûd, Savm, 32; Tirmizî, Savm, 25) buyurmuştur.

Bununla birlikte, kustuğu için orucu bozuldu zannıyla yemeye içmeye devam eden kimsenin orucu bozulur. Böyle bir kimseye keffâret değil, gününe gün kaza gerekir (İbnü'l-Hümâm, Feth, II, 332; el-Fetâva'l-Hindiyye, I, 226).

BALGAM YUTMAK ORUCU BOZAR MI?

Balgam eğer ağız kısmına hiç gelmediyse yutmak oruca herhangi bir zarar vermiyor. Ancak ağız içerisine geldiği takdirde balgamın dışarı atılması gerekiyor. Temiz olmayan bir madde olarak kabul edildiği için hem sağlık açısından hem de oruç açısından böylesi daha makbul kabul ediliyor.
Öte yandan balgam ağıza gelir ve istemeden yutulursa yine oruç tutan kişi açısından bir sıkıntısı bulunmuyor. Ancak balgam ağıza geldikten sonra bilinçli bir şekilde geri yutmak oruca zarar verebilir bu durumdan sakınılması daha uygun olur.

TÜKÜRÜK YUTMAK ORUCU BOZAR MI?

Tükürük balgama göre zararsız ağız sıvısı olduğu için yutulabiliyor. Ancak tükürük içerisinde balgamla karışık olma durumu ya da besin parçaları olduğu şüphesi varsa o halde tükürüğün de yutulmaması gerekiyor.

KAZA ORUCU NEDİR, NE ZAMAN TUTULMASI GEREKİR?

Ramazan ayında tutulamayan veya başlanıp da bozulan oruçların kaza edilmesi gerekir. Kur'an-ı Kerim'de, "İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutar." (Bakara, 2/184) buyurulmaktadır. Kaza oruçlarının peşpeşe tutulması hakkında herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bu oruçların, geciktirilmeksizin bir an önce tutulması uygun olur. Çünkü bu bir Allah hakkıdır. Kişi ne zaman öleceğini bilemez.

Ramazan orucunun kazası, oruç tutmanın haram olduğu günler dışında her zaman yapılabilir. Hz. Peygamber (s.a.s.), iki vakitte oruç tutulmayacağını bildirmiştir ki birisi Ramazan bayramının birinci günü, diğeri kurban bayramı günleridir (Buhârî, Savm, 66-67).

Hanefîlere göre Ramazan oruçlarının kazası için bir zaman sınırlaması yoksa da mümkün olan ilk fırsatta bu oruçlar tutulmaya çalışılmalıdır (Kâsânî, Bedâî',II, 104). Şâfiîlere göre ise bir Ramazan'da kazaya kalmış orucun, gelecek Ramazan'a kadar kaza edilmesi gerekir. Bir Ramazan'ın kaza borcu herhangi bir mazeret olmaksızın yerine getirilmeden, öteki Ramazan gelecek olursa, kaza borcuna ilaveten bir de fidye ödeme yükümlülüğü ortaya çıkar (Nevevî, el-Mecmû', VI, 364; Şirbînî, Muğni'l-muhtâc, I, 645).