Farklı bakış açıları (Karı-koca)

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 16 Aralık 2014 Güncelleme 08 Ocak 2015, 13:47
Farklı bakış açıları Karı-koca

İÇİNDEKİLER

ERKEK TARAFI:
- Alo, sevgilim nerdesin?
- Daha çıkmadım işdeyim laflıyoruz arkadaşlarla
- Tamam görüşürüz.
Bir saat sonra
-Nerdesin aşkım,
- Gelecem aşkım bizim Necmi'yi gördüm iki lafladık.
-Peke aşkım Bir saat sonra
- Nerde kaldın aşkım?
- Yoldayım geliyorum
- Tamam.
Bir saat sonra
- Sofrayı kurdum ya ne kadar uzun sürdü yol, merak ettim bişey mi oldu diye.
- Güzelim trafik sıkışık...
Yarım saat sonra kadın arar ve telefon meşgul çalar. Kadının aklına olmadık şeyler gelmeye başlar. Tekrar aranır yine meşgul çalar. Sonra kapı çalar. Koca kapıdadır.

KADIN KISMI:

Er kişimiz kadından intekam almak için kadının dışarı çkıtığı anı beklemektedir. O gün gelmiş intikam çanları çalar,
- Naber?
- İyidir aşkım, geziyoz kızlarla.
- Selam söyle Bir saat sonra
- Naber?
- Nolsun konuşuyoz...
Bir saat sonra
- Ne zaman geleceksin?
- Az daha takılcam, bişey mi oldu?
- Yoo... Selam söyle Kadın içiden la havle çeker. "Noldu ayol bu adama, hiç böyle yapmazdı" der ve sonra:
- Yola çıkınca ara beni
- Olur !
Aynı akşam, evde erkuşusu kadınına sorar;
- Ae nasılmış hanım zırt pırt aranmak? Nasıl deliriyor değil mi insan.
- Yooo aşkııım, çok mutlu ettin beni.
- !!! (Tövbe yarabbim bakışı) Kadın normal hayatına devam ederken erkek kıpkırmızı bir şekildekafasını kaşır.
-Nasıl yani?

Hindi
Küçük bir papağanın onbeş altına satıldığını gören Nasreddin Hoca, bir koşuda evine gidip kümesteki hindisini tutmuş. Apar topar pazara götürüp başlamış bağırmaya :
- Satılık hindii....
Satılık hindii.... Yirmi altına satılık hindi !
Şaşırmış pazardakiler.
- Yahu hocam demişler. Bir hindinin yirmi altın ettiği nerde görülmüş.
- Ne olmuş diye çıkışmış Hoca. Demin bir kuşu onbeş altına sattılar.
- Ama o papağandı demişler.
Tıpkı insan gibi konuşuyor o.
- Olsun demiş Nasreddin Hoca. O konuşuyorsa bu da düşünür !

AlkışlıYorum
Bir alkış da tam 17 dakika sonra başlayacak sinema seansına yetişebilmek için taksi dolmuşa binerken kot pantolonu cartlayan, tüm soğukkanlılıkla arka koltuğu dolu dolmuşta önce montunu sonra içinde atlet olmasını fırsat bilerek gömleğini çıkaran, gömleği beline bağlayıp montu tekrar giyen, o kısıtlı zamana bir de o hippi gibi salkım saçak bir tiple AVM'de kot pantolon alışverişini sığdıran, tüm sevimliliğini bürünerek erkek kasiyere pantolon mağduriyetini anlatıp alarm üzerindeyken ödeme yapan ve tam 16:30'da seansa yetişen bana gelsin. Dolmuşta soyunurken ne yaptığımı anlamaya çalışan amcaya pastırma sıcaklarını bahane edişimi söylemiyorum bile.