İlk tecrübeyi muhtemelen bir baba ile yaparsınız.
Ne mi? Tabi ki araba kullanmayı öğrenmek. Genellikle çocuklar çakalca davranış ile
"Babam sağolsun" demek için babadan öğrenip, işi garantiye alır. Çünkü baba ona araba alacaktır. Ama işin diğer tarafı çok sancılıdır. Geçenlerde internette hit olan bir babanın
kızına araba kullanmayı öğretme videosunda geçtiği gibi... Ortada aynen şu cümleler geçiyordur:
-"Sana ehliyet verenin Allah belasını versin. Nalet gelsin yaaa. Ya niye kızım çevirmiyon adama uçacadın. Kendine acımıyorsan bana acı. Öldürecek misin beni?" Babalar genellikle zar zor ikna olurlar öğretmeye, siz arabayı kullanmayı öğrendikten sonra arabayı kaçırma potansiyeliniz varmış gibi itinayla öğretirler; bıktırmak, bunaltmak için ellerinden geleni yaparlar. Ne kadar kullandığınızdan emin olsanız da bir türlü rahat edemezsiniz, paniklersiniz.
Her 10 saniyede bir enseye şaplak yersin. Geri zekalı, aptal gibi kelimelere artık kızmazsın gayet normal gelir... Ne kadar iyi kullanırsan kullan her seferinde bir dejavu edasıyla yeniden başlayarak kendini tekrarlayan öğretidir.
"Bak yavrum bu gaz, bu fren bu da debriyaj" diye başlar. Kendisi araba kullanırken hiç yapmadığı zorunlulukları size bastıra bastıra anlatır ve sizin direksiyonda olduğunuz her saniye çekirgesine öğretide bulunan kungfu hocası edasıyla size bakıp, "
Bak yavrum şoförlük kolay değildir, adam bütün aklını yola vermeli, konsantre olmalı" diye konuşur durur. Nedense yaptığınız en ufak hata bile size sanki 5 takla atmış gücünde geri döner.
"Napıyon, salak herif, görmedin mi önündekini, bu yolda bu hızla gidilir mi?" lafları duymak normaldir. Gelelim annelere. Her seferinde niye evlat olduğumuz için güven sorunu yaşanıyor annelerle. Ne yaparsanız yapın güvenmez! Annenin, sürücü koltuğunun yanındaki koltukta, bir eli kapı koluna, diğer eli koltuğun kenarına sıkıca yapışmış, sırtı dimdik, yüzünde de bir dehşet ifadesiyle yolculuk yapar. Biner binmez hiç sevmediği halde emniyet kemerini bağlayarak sizi yeterince gerer! Daha sonra mırıl mırıl dua okumaya başlayarak gerçekten bir şeyler olacağı kaygısını size aşılamasıyla daha da gerer! Her yaptığınız frende
"Aman kızım dikkat, hayırlısıyla bir gelseydik", "Aman oğlum/kızım dikkat et!", "Biraz yavaş sürsene", "Ay ay ay az daha çarpıyorduk" gibi cümlelerle, bebekliğinizde emdiğiniz sütünü iade etmenize sebep olabilecek vahim durum..
Resmen işkencenin önde gidenidir. Arabayı sırtlayıp götürsen bile güven veremezsin. İlla ki bi kulp bulunur. Bir de iyi yanı vardır. Uzun yolculuklarda arabada bol bol dua eden bir insan bulunur.
Bütün bunlara rağmen sizi şoförü gibi kullanmayaysa azimle devam eder...
İLGİNÇ SORU
Yeni bir lider seçme zamanı ve öyle bir an geliyor ki lideri sizin oyunuz tayin edecek.
Üç aday var ve adaylarla ilgili gerçekler de şunlar:
Kimi tercih edersiniz?
ADAY A Düzenbaz politikacılarla işbirliği yapar, falcılara danışır.
İki metresi vardır. Sigaralarını uç uca ekler ve günde 8 ila 10 martini içer.
ADAY B İki defa işten kovulmuş, öğlene kadar uyur.
Kolejdeyken afyon içicisi ve her akşam 1 litreden fazla viski içer.
ADAY C Gözde bir savaş kahramanı.
vejetaryen, sigara içmez, nadiren bir bira içer ve karısını asla aldatmamıştır.
Bu adaylardan hangisini tercih ederdiniz?
Önce karar verin, ama cevaplara bakmayın...
Aday A Franklin Roosevelt
Aday B Winston Churchill
Aday C Adolf Hitler
Gazete
Kadın kahvaltı sofrasında gazete okuyan kocasına bakıp söylenmiş; -
Keşke bir gazete olsaymışım. Böylece bütün gün sıkı sıkı tuttuğun ve ilgilendiğin tek şey ben olurdum. Adam kafasını bile kaldırmadan cevap vermiş;
- Evet keşke sen bir gazete olsaydın; böylece yarın senin yerine yeni bir tane alırdım..