- .....
-Geberdirin çocuk seni.
- .....
-Git önkü yüzünü yuuka gel. sırtındakini de değiştir. Koş baken!!!! Önkü tası horaya go = Şu tabağı oraya götür -Hangırıya goycem teeze ? (Hangi yere koyacağım teyze..) -Hönkürüye gıı.. (Oraya işte..) -Needip goyyonuz (ne yapıyorsunuz? ) Otobüs yolculugunda kendinden çok su istenen Denizli'li bir muavinin; 'Sayın yolculaamız duz mu yaladıngız? Hareme kadar su yok gaari' Senin oğlan hangi bölümü kazandı? -Tıpa kazandı hihoyyyt. Nerem deding ?: Hasta birisinin şikayetinin ne olduğunu sormak için kullanılır.
Örnek: Kişi A: Nerem deding bizim gıız?
Kişi b: Sooma gareee, öskürü öskürü bitmediii. Soonuda hurama hööle bi ağrı girdi. kıpırdeyemeyyon. Tokturu gitçen hindi… Gülü gülü deezem (Güle güle teyzem) Dedigi de bir arkadaş tarafından test edilip onaylanmıştır. 'Sıranızı geçin' -Denizli Anafartalar Lisesi müdürünün öğrencileri hizaya sokmak için söylediği emir cümlesi:) Bu yörelerde pazar yerinde dolaşmak da çok keyiflidir. Yaşlı teyzecikleri öpmemek için zor tutar bazen insan kendini. Ortalıkta bir saat dolaşıp diyalogları dinlemek bile meditasyon etkisi yapabilir.
Örnek: - Domat dativeecenmi iki gilo.
- Dattim dattim. Aha şuracıkta. aliveecen mi?
- Alcem de tobayı aciveecen mi?
- Accem de paramı cıkariveemedim bi dakka bekleyiveecen mi?
- Bekleyiveririm nolcekki...
Şeklinde uzar gider. Bir süre ortalıkta dolaştıktan sonra 'beni bak' denilmesi normal gelmeye bile başlayabilir. .. Denizli'de iki kadın pazarda karşılaşırsa. -Ne buuuu neree gidik gidesiiin??
-Çocuklaaa döndeeme (dondurma) isteepturuu ne zımandıı.. -Biyol ötüvee çil horozum (Bir kere öter misin çil horozum? 'Dinelmek' vardır, (Ayakta) durmak anlamında: - Bizimoğlan orda dinelme de beni bi çay yap. (Arkadaşım/çocuğ um ayakta durma da bana bir çay koy.) Gahpeerif (kahpe + herif) sık kullanılan bir küfürdür. Gahpecik, gahpenin doğurduu, gahpe garı gaşlı (kahpe karı kaşlı) gibi türevleri mevcuttur. Denizli şivesi ortamda Denizlililer'le fazla bulunulduğu vakit dillere pelesenk olmakta, dilin ayarı kaçabilmektedir Eşsiz bir şivedir. Gapçık ağızlı diye bir kavram vardır misal. Beni bırakın, hala ne olduğunu anlayabilmiş bir nene, dede yoktur.
Bu şivenin özü komedi üzerine kurulu gibidir sanki. Misal dedeniz size küfreder ama belki anlayamadığınızdan belki de söylediği şeyin komikliğinden dedenize kızamazsınız bile. -Dede neden bu böyle?
-Sus bakem gapçıkaazlı!
-O ne demek dede?
-Höyt höyt edip durma bakem gömüveğcem şimcik depçiğine. Mersin'deyiz, Denizlili bir hemşehrimiz ögretmen. Sınıfta gürültü yapan bir öğrenciye bağırır. -Kızdırmeyin bene, şindi sene tahtaya kaldırır, sıfıra bascen. İstanbul'da hamamda başı sabunlu gözleri kapalıyken sabun kalıbını yürütmüşler bizimkinin.
Olayı arkadasına anlatmış, -Gahpaçocukları hamamda bana sabunsuz kodular…
Kahverengi pantolon
Osmanlı zamanında, Bizans donanması ile Osmanlı donanması savaşacaklar. Bizans 10 gemilik muhteşem bir donanma hazırlar ve denize açılır.
Donanmanın başında Andropolos vardır. Andropolos en öndeki geminin bir ucunda elleri göğsünde heybetli bir heykel gibi durmaktadır ve hemen arkasında yaverleri vardır. Hep birlikte Osmanlı donanmasını beklemektedirler. Yukarıdan gözcü bağırır: "Komutanım, Osmanlı donanması 3 gemiyle göründü". Komutan yaverine döner ve: "Bana kırmızı gömleğimi getirin eğer savaşta yaralanırsam kanım belli olup da askerlerin morali bozulmasın" der.
Hemen kırmızı gömleği giyer ve aynı ihtişamıyla yerinde durur. Gözcü yine bağırır: "Komutanım, o 3 geminin ardından 30 gemi daha göründü." Andropolos tekrar yaverine döner ve hafifce mırıldanır: "Bana kahverengi pantolonumu getirin."