Son dakika: Ünlü modelin ailesi kim? Mezarlığa bırakılan Tuğçe Güder'in hayatı film gibi

Son dakika haberi... Ünlü model Tuğçe Güder yıllardır ailesini arıyor. 1984'te mezarlığa bırakılan siyahi model Tuğçe Güder "Yıllardır gerçek ailemi arıyorum, arafta gibiyim." dedi. Boğaziçi Üniversitesi mezunu olan Güder, 2008'de Uğur Karas ile evlendi. Yalova'ya yerleşen ikili, köy hayatı yaşıyor.

Giriş Tarihi 27 Ocak 2021, 07:00 Güncelleme 27 Ocak 2021, 07:46
Son dakika: Ünlü modelin ailesi kim? Mezarlığa bırakılan Tuğçe Güder’in hayatı film gibi

İÇİNDEKİLER

Son dakika haberi... Ünlü model Tuğçe Güder yıllardır ailesini arıyor. 1984'te mezarlığa bırakılan siyahi model Tuğçe Güder "Yıllardır gerçek ailemi arıyorum, arafta gibiyim." dedi.

2005 yılında Türkiye'nin en iyi mankeni seçilen siyahi model ve oyuncu Tuğçe Güder Aras'ın filmlere konu olacak bir hayat öyküsü var.

Güder, 1984 yılında yeni doğmuş bir bebekken Samatya'daki Kadem-i Şerif Tekkesi'nin mezarlığına bırakılmış. İlyas-Aliye Güler çiftinin kendisini sahiplendiğini belirten Güder, yıllardır biyolojik ailesini arıyor.

Modellik kariyeri dışında başta 'G.O.R.A' olmak üzere birçok film ve dizide rol alan siyahi model, acıklı öyküsünü şöyle anlatıyor:

"Aliye-İlyas Güder, muhterem insanlar. Gerçekten dünyada gördüğüm en iyi, en değerli, Cennet'te yerlerinin olacağını umut ettiğim bu iki insan, beni evlat edinmiş. Çok resmim var ama ilk doğduğum günlere ait resmim yok. Doğduktan sonra ilk 15 gün tedavi sürecim olmuş mezarlığa bırakıldığım için… Sonrasında beni Darülaceze'ye götürmüşler ve annem ile babam Aliye- İlyas Güder, gelip beni 14 günlükken almışlar."

YALOVA'DA KÖY HAYATI YAŞIYOR
Boğaziçi Üniversitesi mezunu olan Güder, 2008'de Uğur Karas ile evlendi.

Yalova'ya yerleşen ikili, köy hayatı yaşıyor. Çift, geçtiğimiz yıllarda Tazmanya'da da su kuyusu açtırarak bir hayra da vesile oldu.

'SİYAHİ BEBEĞİ ALMAK HER BABAYİĞİDİN HARCI DEĞİL'
Gerçek ailesini aradığını ama bulamadığını belirten Güder, sözlerine şöyle devam ediyor:

"Nereli olduğumu bilmiyorum, arafta gibiyim. Sudanlı, Somalili, Etiyopyalı olabilirim ama kendimi ciddi derecede Türk gibi hissediyorum. 1984'te Türkiye'de sokağa bırakılan siyahi bir bebeği almak her babayiğidin harcı değil. Annem ve babamın yerleri asla dolmaz. Her daim dua ediyorum onlara. En büyük hayalleri çocuklarının olmasıymış, iki çocukları vefat edince beni evlat edinmişler."