Son günlerde veteriner hekimler ve hayvan yetiştiricileri arasında endişe yaratan mavi dil hastalığı yeniden gündeme oturdu. Özellikle ruminant hayvanları sığırları, koyunları ve keçileri etkileyen bu viral hastalık "bluetongue" adıyla bilinen bir virüs nedeniyle ortaya çıkıyor. Hastalık rüzgarla uzun mesafelere taşınabilen Culicoides cinsi sinekler aracılığıyla yayılıyor. Sadece hayvanları etkileyen bu virüs insanların sağlığı açısından herhangi bir tehdit oluşturmuyor.
Hayvanlarda İlk Belirti: Yüksek Ateş ve Renk Değişikliği
Mavi dil hastalığı adını, hastalığa yakalanan hayvanların dilinde görülen belirgin mavi renklenmeden alıyor. Ancak bu, çoğu zaman ateşle başlayan bir tabloya eşlik eden ileri aşama belirtisidir. Hastalığın öne çıkan belirtileri arasında şunlar yer alıyor:
Yüksek ateş
Ağız ve dilde mavi renk değişikliği
Yüz, dudak ve dilde şişme
Ağız içinde yaralar
Aşırı salya akışı
İştahsızlık
Nefes almakta güçlük
Hareketsizlik ve halsizlik
Kimi hayvanlarda belirtiler daha hafif seyredebilirken, özellikle koyunlar hastalığı daha ağır geçiriyor. Tedavi edilmediğinde ölüm oranı yüksek olan vakalarla karşılaşılabiliyor.
İnsana Bulaşmaz Ama Ekonomik Darbe Büyük
Uzmanlar, mavi dil hastalığının insanlar için bir risk teşkil etmediğini net bir şekilde vurguluyor. Ancak bu, konunun ciddiyetini azaltmıyor. Zira salgın, hayvancılık sektöründe ciddi ekonomik kayıplara yol açıyor. Hem hayvan ölümleri hem de verim kaybı, yetiştiricilerin en büyük kaygılarından biri.
Sineklere Dikkat: Bulaşma Yolu Tamamen Vektörel
Mavi dil virüsü, doğrudan hayvandan hayvana bulaşmıyor. Hastalığın yayılmasında en büyük rolü Culicoides cinsi sivrisinekler üstleniyor. Bu sinekler enfekte hayvanlardan kan emerken virüsü alıyor ve daha sonra sağlıklı hayvanlara taşıyor. Virüs, enfekte hayvanın kanı ya da vücut sıvılarında bulunsa da, temas yoluyla bulaşma riski oldukça düşüktür.
Korunma Yolları: Aşılama ve İzolasyon Şart
Tarım ve Orman Bakanlığı ile veteriner otoriteleri, mavi dil hastalığının yayılmasını önlemek amacıyla bölgesel aşı kampanyaları ve sinek kontrol programları yürütüyor. Özellikle yaz aylarında, hastalığın görüldüğü bölgelerde karantina uygulamaları da devreye sokuluyor. Ayrıca hayvanların düzenli veteriner kontrolünden geçirilmesi ve hastalık belirtileri gösterenlerin derhal izole edilmesi büyük önem taşıyor.