Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), sivrisinekler aracılığıyla bulaşan chikungunya virüsünün küresel bir salgına dönüşebileceği uyarısında bulundu. Örgüt, hastalığın 20 yıl önce yaşanan büyük chikungunya salgınıyla benzerlik gösterdiğini vurgulayarak, ülkeleri hızlı ve etkili önlemler almaya çağırdı.
Virüs 119 Ülkede Görüldü
DSÖ yetkilisi Dr. Diana Rojas Alvarez'in verdiği bilgilere göre, chikungunya virüsü şu ana kadar dünya genelinde 119 ülkede tespit edildi. Bu durum, virüsün yayılma potansiyelinin yüksek olduğunu ve küresel sağlığı ciddi şekilde tehdit ettiğini ortaya koyuyor.
5,6 Milyar İnsan Risk Altında
Dr. Rojas Alvarez, dünya nüfusunun büyük bir bölümünün, yani yaklaşık 5,6 milyar insanın chikungunya virüsünden etkilenme riski taşıdığını açıkladı. Bu çarpıcı rakam, virüsün ne kadar geniş bir coğrafyada etkili olabileceğini gözler önüne seriyor.
Hastalığın Adı Neden "İki Büklüm Yapan"?
Chikungunya, adını yerel Tanzanya dilinden alıyor ve kelime anlamı "iki büklüm yapan" demek. Bu ilginç tanım, hastalığın en çarpıcı özelliğini de yansıtıyor: Şiddetli eklem ağrıları. Virüs vücuda yerleştiğinde, yoğun ağrı ve iltihap nedeniyle hastalar adeta kıpırdayamaz hale geliyor. Özellikle el, bilek, diz ve ayak bileklerindeki ağrılar, günlük hareketleri bile ciddi şekilde kısıtlayabiliyor.
Bulaşma Yolları: Sivrisinekler Başrolde
Chikungunya virüsü, büyük oranda Aedes aegypti ve Aedes albopictus türü sivrisineklerle insanlara bulaşıyor. Bu sivrisinekler yalnızca gece değil, gündüz de ısırıyor. Bilinen diğer bir gerçek ise; aynı sivrisinek türlerinin dang humması gibi başka tehlikeli virüsleri de taşıyor olması.
Bulaş, çoğunlukla sivrisinek aracılığıyla gerçekleşse de, bazı istisnai durumlar mevcut. Örneğin doğum anında anneden bebeğe geçebiliyor. Ancak emzirme yoluyla bulaşma bugüne dek saptanmadı. Kan nakliyle bulaşma ise teorik olarak mümkün olsa da henüz belgelenmiş bir vaka bulunmuyor. Hastalığın kişiden kişiye doğrudan temasla geçmediği de net bir şekilde biliniyor.