Gregoryen takvimi (Miladi takvimi)ne göre 6 Mayıs, eskiden kullanılan Rumi takvim olarak da bilinen Jülyen takvimine göre 23 Nisan Hıdırellez günüdür. 6 Mayıs'tan başlayıp 4 Kasım'a kadar olan süre Hızır Günleri adıyla yaz mevsimini, 8 Kasım'dan 5 Mayıs'a kadar olan süre ise Kasım Günleri adıyla kış mevsimini oluşturmaktadır. Bu yüzden 5 Mayıs günü gecesi kış mevsiminin bitip sıcak yaz günlerinin başladığı anlamına gelmektedir. Türkiye'de Hıdrellez Bayramı 5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan gece kutlanır. Bugün Hıristiyanlarca da baharın ve doğanın uyanmasının ilk günü olarak kabul edilir; bu günü Rum Ortodoks Patrikhanesi¦Rum Ortodokslar Aya Yorgi, Katolikler "Aziz George" günü olarak kutlamaktadırlar. Hıdırellez'in UNESCO'nun 'İnsanlığın Somut Olmayan Kültür Mirası Listesi'ne alınması amacıyla 2010 yılında çalışmalar başlatılmıştır.
DİLEKLER KAĞIDA YAZILIP GÜL AĞACININ ALTINA GÖMÜLÜYOR
Hıdırellez denince akıllara ilk olarak her tür hastalık ve kötülükten korunmak için yakılan ateşin üzerinden üç kez atlanması ve dileklerin kağıda yazılarak gül ağacının altına gömülmesi ya da asılması geliyor. O gün yapılan bir başka ritüele göre deniz ya da dere kenarından dilek tutularak toplanan 41 taş 1 yıl boyunca saklanıyor bir sonraki Hıdırellez'de bu taşlar suya atılıp, yenisi toplanıyor. Deniz kenarından kırık dalgalardan bir kaba doldurulan deniz suyu da bolluk ve bereket için evin içerisine serpiliyor. Üzerine çeşitli dilek, niyet yazılan kağıtlar açık olarak ve yavaşça bir akarsuya bırakılıyor. Otlarda biriken çiğ damlalarından yoğurt yapılıyor ve hamur mayalanıyor.
Bekar kızlardan alınan yüzük, kolye ve boncuk gibi eşyalar içerisi su dolu çömleğin içerisine konup, çömleğin ağzına yeşillik bırakılarak üzeri kırmızı bir yemeni ile örtülüp kilitlenerek gül ağacının dibine bırakılıyor. Ertesi gün çömlek başına toplanan kızlardan birinin üzerinden kilit açılarak maniler eşliğinde çömlekteki eşyalar çıkarılıyor.
Bereket getireceği düşünülerek keselere konan bakliyat, gül ağacına asılarak 1 gece bekletiliyor, bu malzemeler 1 yıl boyunca yemeklere az az konarak tüketiliyor. Kurulan salıncakta oturan genç kızı bu kişiyle evlenmek isteyen delikanlı sallıyor. Verim vermeyen ağacın yanına balta ile gidilerek ürün vermesi yoksa kesileceği söyleniyor.