MİRAS DEVLETE GEÇER Mİ?
Üçüncü zümre dahil eğer hiçbir yasal mirasçı yoksa, mirasçı da tayin edilmemişse, kısaca kişi mirasçı bırakmadan ölürse, TMK md 501'e göre miras devlete geçer.
Hemen belirteyim ki, ülkemizde bazı yörelerde yaygın olan amca, hala, dayı - teyze çocuklarının birbiriyle evlenmeleri hâlinde, duruma göre mirasçı hem anne tarafından hem de baba tarafından iki pay miras alabilir.
EVLİLİK DIŞI ÇOCUK VE EVLATLIĞA MİRAS KALIR MI?
Mirasçılık bakımından çocuğun evlilik içi mi, evlilik dışımı doğduğuna bakılmaz. Yeter ki evlilik dışında doğmuş olan çocuğun, tanıma veya hâkim hükmüne dayanarak babası ile soybağı kurulmuş olsun. Anne ile zaten doğumla soybağı kurulmuştur.
Baba ile soybağı tanıma yoluyla kurulmamışsa, babalık davası ile kurulur. Bu sebeple de basında sık sık DNA testi ile ilgili haberleri okuruz. Babası ile soybağı kurulmuş olan çocuklar, babalarından kalan ve babalarına kalan mirasta, evlilik için doğan kardeşleri gibi eşit mirasçıdırlar.
Bir kimse öz anne ve babası dışında bir başkasına evlatlık olunca, kendi öz anne ve babasına bağlı olan mirasçılığını kaybetmez, bir de evlat edinenin mirasçısı olur.
Evlatlık ve çocukları olan ve altsoyu, evlât edinen kişinin kan hısımıymış gibi evlatlık edinenin mirasçısı olurlar. Buna karşılık evlât edinen ve hısımları, evlâtlığa mirasçı olmazlar. Kısaca, evlatlık hem öz anne ve babasının mirasçısıdır, hem de evlat edinenin. Evlatlık, evlatlık olduğu ailedeki kardeşleri ile eşit payda mirasçıdır.
KİM, MİRASIN NE KADARINI ALABİLİR?
Sağ kalan eş de TMK md 499 hükmüne göre yasal mirasçıdır. Sağ kalan eş, ölen eşinin altsoyu, yani çocukları, torunları vs. ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte birini; eşinin anne ve babası ya da eşinin kardeşleri veya çocukları vs ile mirasçı olursa, mirasın yarısını; eşinin büyükana ve büyükbabaları ve onların çocukları ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte üçünü alır.
Bu mirasçılardan hiç birisi hayatta değilse, sağ kalan eş, mirasının tamamını alır.
Miras hakkı olan eş, resmi nikahlı olan eştir. İmam nikahlı eşin ya da evli gibi birlikte ortak hayat yaşayan kişilerin miras hakkı yoktur.
BOŞANMA DURUMUNDA MİRAS NASIL ALINIR?
Mirasbırakanın ölümünde TMK md 170 gereği mahkeme kararı ile eşler hakkında ayrılık kararı verilmiş olsa bile, evlilik hukuken sona ermediği ve taraflar evli oldukları için, sağ kalan eşin miras hakkı vardır.
Boşanan eşler, "eş" sıfatıyla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar. Hatta boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla, örneğin bir vasiyetname ile kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler. Yani vasiyetnamede sağlanan hakları da kaybeder. Elbette, vasiyetnamede boşanma olsa bile bir mal vasiyet edilmişse, boşanan eş bunu alır.
Boşanma davası açıldıktan fakat henüz dava bitmeden davacı eş ölürse, ölen davacının mirasçılarından birisi davaya devam edebilir. Boşanma davası sonucunda boşanma davası açıldıktan sonra ölen eşin haklı olduğuna, sağ kalan davalı eşin kusurlu olduğuna karar verilirse, boşanmada kusurlu olan eş, ölen eşinin mirasçısı olamaz.
SUNİ DÖLLENMEYLE DOĞAN ÇOCUKLARIN MİRASÇILIĞI
Medeni Kanunumuz yasal mirasçılık için kan bağını esas almıştır. Gerçek bir olaydan bahsetmek isterim. Baba yabancı bir ülkede sperm bankasına saklanmak üzere sperm verir. Birkaç yıl sonra da kaza sonucu çocuksuz vefat eder. Geride mirasçı olarak eşini bırakır. Sağ kalan eş, eşinin kardeşi ile mirasçı olduğundan mirasın yarısını alır. Eğer hayatta çocukları olsaydı, mirasın dörtte üçü çocuğun, dörtte biri sağ kalan eşin olacaktı.
Sağ kalan eş ile kayını arasında sorunlar baş gösterir. Birden bire eşinin sperm bankasındaki spermi aklına gelir. Yabancı ülkeye gider, suni döllenme yoluyla hamile kalıp, çocuk doğurur. Çocuğu nüfusa kaydettirir. Mahkemeye başvurarak, vefat eşinin bir çocuğu olduğunu, bu sebeple eşinin kardeşinin artık mirasçı olmayacağını ileri sürer. Baba öldükten yıllar sonra suni döllenme yoluyla doğan çocuk, babanın mirasçısı olabilir mi?
TAŞIYICI ANNELİK DURUMUNDA MİRAS ALINIR MI?
Maalesef mevcut yasal düzenleme, mirasbırakan öldükten sonra suni döllenme yoluyla doğan çocuğu mirasçı kabul etmiyor. Çünkü, mirasbırakanın ölümü anında sağ olanlar mirasçı olabilir. Ancak, TMK md 583 hükmü, ileride doğacak çocuğa tereke malı bırakılmasına olanak vermektedir. Bu duruma giren erkeklere, ileride doğacak çocuklarını düşünerek vasiyetname hazırlamalarını tavsiye ederim.
Taşıyıcı anneye gelince, o aslında doğuracağı çocuğun annesi değildir. Kan bağı, döllenmede yumurtasını veren annededir. O halde çocuk, taşıyıcı annenin değil, yumurtasını veren annenin mirasçısı olacaktır.
MİRASÇILIK BELGESİ NEREDEN ALINIR?
Mirasçılık durumunun en kolay ispatı, bir mirasçılık belgesi, eski adıyla veraset ilamı alarak olur.
Mirasçılık belgesi TMK'nın 598/1 hükmü uyarınca sulh hukuk mahkemelerinden veya noterlerden alınabilmektedir.
Bir kimse vefat eden birisinin mirasçısı olduğunu düşünüyorsa, miras payının da gösterileceği bir miras belgesi verilmesini isteyebilir. Mahkemeye başvuruya göre daha pratik bir yol olduğundan istem notere yapılırsa, noter de sistem üzerinden gerekli incelemeleri yaparak, miras bırakanı ve mirasçılarını, pay oranlarını tespit edip, mirasçılık belgesini düzenler.
Tabi ki bunun için soy bağının veya yasal mirasçılığın tespitinde bir güçlük görünmemesi, nüfus kayıtlarında çelişkiler bulunmaması, açık olmaması gerekir. Miras bırakanın bir vasiyetnamesi varsa, mirasçılar arasında gaip olan, evlatlık olan varsa, sulh hukuk mahkemesine başvurulmalıdır. Yabancıların da mirasçılık belgesini mahkemeden alması gerekir.