8 Temmuz Arefe günü oruç tutmanın sevabı, fazileti nedir? Kurban Bayramı arefesinde oruç tutulur mu? Sadece arefe günü oruç tutulur mu?

Arefe günü oruç tutulur mu? Arefe günü oruç tutmanın fazileti nedir sorusuna vatandaşlar yanıt arıyor. Kurban Bayramı öncesi arefe günü bu yıl 8 Temmuz Cuma gününe denk geliyor. Arefe gününün başlamasına sayılı saatler kala, arefe günü oruç tutulur mu sorusuna yanıt aranıyor. İşte, arefe günü oruç tutma hakkında merak edilenler!

Giriş Tarihi 07 Temmuz 2022, 23:09 Güncelleme 07 Temmuz 2022, 23:10
8 Temmuz Arefe günü oruç tutmanın sevabı, fazileti nedir? Kurban Bayramı arefesinde oruç tutulur mu? Sadece arefe günü oruç tutulur mu?

İÇİNDEKİLER

Arefe günü oruç tutulur mu? Kurban Bayramı öncesi arefe günü oruç tutulur mu? Mübarek Kurban Bayramı tüm heyecanıyla idrak edilecek. Kırgınlıkların giderildiği, toplumun kaynaştığı Kurban Bayramı öncesi arefe günü oruç tutulacak mı? İbadetlerle dolu geçirilecek bayramda vatandaşlar arefe günü oruç tutulup tutulmayacağını merak ediyor. Arefe gününde yapılacak ibadetler sorgulanıyor. Peki arefe günü oruç tutulur mu? İşte tüm merak edilenler!

AREFE GÜNÜ ORUÇ TUTULUR MU?

Arefe günü oruç tutmak hadislerde teşvik edilmiştir. Arefe günü oruç tutmanın sevabı hakkında Peygamber Efendimizden rivayet edilen hadislerin mealleri şöyledir:

Ebu Katade anlatıyor:

Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam şöyle buyurmuştur:

"Arefe gününde tutulan oruç geçmiş bir senenin ve gelecek senenin günahlarına kefaret olur."

Atâ el-Horasânı anlatıyor:

Ebu Bekir'in oğlu Abdurrahman Arefe günü Hz. Âişe'nin huzuruna girdi. Hz. Âişe oruçlu idi. Hararetten dolayı üzerine su serpiliyordu. Abdurrahman ona, "Orucunu boz" dedi.

Hz. Âişe:

"Resulullah Aleyhissalâtü Vesselamın, 'Arefe günü oruç tutmak, kendisinden önce senenin günahlarına kefaret olur' dediğini işittiğim halde iftar mı edeyim? dedi."

Beyhakinin bir rivayetine göre ise Hz. Âişe şöyle demiştir:

Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam şöyle buyurmuştur:

"Arefe gününün orucu bin gün oruç tutmak gibidir."

Yalnız Arefe günü oruç tutmak o sene hacca gitmeyenler içindir. Yani Arefe günü Arafat vakfesinde bulunmayanlar içindir. Bu husustaki hadis-i şerif şöyledir:

Ebu Hüreyre anlatıyor:

"Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam Arefe günü Arafat'ta oruç tutmayı yasakladı."

Hadis alimlerinin bu husustaki açıklamaları da şöyledir:

Hafız der ki: "Âlimler, Arefe günü Arafat'ta oruç tutulmasında ihtilaf ettiler".

îbni Ömer dedi ki: "Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam, Ebu Bekir, Ömer ve Osman Arefe günü oruç tutmadılar, ben de tutmuyorum."

îmam Malik ile İmam Sevri oruç tutmayı tercih ediyorlardı.

Abdullah İbni Zübeyir ile Hz. Âişe Arefe günü oruç tutmaya meylediyorlardı.

Atâ "Kışın tutarım, yazın tutmam" diyordu.

Katade ise, "Arafat'ta duadan zayıf düşürmezse oruç tutulmasında bir beis yoktur" diyordu.

İmam Şafii, "Hacıların dışındakilere Arefe günü oruç tutmak müstehaptır, hacılara gelince, duâ yapmak için kuvvet vermesinden dolayı yemesi bana göre daha iyidir" dedi.

İmam Ahmed ise "Oruç tutmaya gücü yeterse tutar, şayet yerse bu durum kuvvete ihtiyaç duyduğu bir gündür" dedi.

Bu nakillerden sonra şöyle söylenebilir: Hac sıcak günlere rast gelirse veya Arefe günü çok sıcak olursa oruç tutulmaması daha isabetli ve faziletlidir, ancak serin ve kısa günlere rast gelirse oruç tutulabilir.

"KURBANIN ASIL BAĞLAMI HACDIR"

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Toker, kurbanın insanlık tarihinde yaygın bir fiil olduğunu söyledi.

Kurbanın Müslümanların ritüellerinin değişmez bir parçası olduğunu belirten Toker, "İslam'da kurbanın asıl bağlamı hacdır. Yani kurban haccın bir parçasıdır. Nitekim kurbanlıkların kesilme günleri bunu açıkça ortaya koymaktadır." diye konuştu.

Kurban kesmenin sünnet olduğunu anımsatan Toker, "Kurban, Müslümanlar için hem Allah'a bağlılığın hem de toplumsal birçok hikmetin sembolüdür. Kurbanın eti Allah'a ulaşmıyor, takvası ulaşıyor. Kurban eti insanlara ulaşıyor ve insanlar bu vesileyle dayanışma içerisine girmekte, sevgi ve kardeşlik bağları güçlenmekte ve bu durum bir bayram olarak kutlanmaktadır." ifadelerini kullandı.

İbadet olan kurbanın öncelikle kulun Allah'a bağlılığı anlamına geldiğini hatırlatan Toker, şunları söyledi:

"Birçok ibadette olduğu gibi kurbanda da ekonomik, ahlaki ve toplumsal boyutlar bulunmaktadır. Nitekim Allah Kur'an'da kurbanların ne etlerinin ne de kanlarının kendi katına ulaşmayacağını ancak takva hususunun ulaşacağını vurgulamıştır. Bu da şu anlama gelmektedir, kurban Allah için manevi ve sembolik bir anlam ifade etmektedir. Kurban kesilmesinin özellikle yoksulların doyurulması gibi sosyo-ekonomik bir boyutu bulunmaktadır. Böylelikle toplumsal bütünleşme için bir ortam oluşmaktadır."

Kurbanın toplumsal boyutlarıyla birlikte idrak edilen bir ibadet olduğunu aktaran Toker, "Bunun en belirgin boyutu bu ibadet vesilesiyle Kurban Bayramı'nın ortaya çıkmasıdır. Böylelikle bir tarafta Allah'a olan bağlılık ve yakınlaşma diğer taraftan insanın hemcinsleriyle bir araya gelip yakınlaşması ve dayanışması gerçekleşmiş oluyor." dedi.