CHP’de kriz kampı! Özgür Özel o isimle tartıştı: Hemen kankana yetiştiriyorsun | Korku başladı: Yolsuzluk iddianamesi geliyor
CHP’nin Bolu kampı iç hesaplaşmaya dönüştü. Kemal Kılıçdaroğlu'na yakın bazı vekiller kampa katılmadı. Genel Başkan Özgür Özel’in, Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın Ali Öztunç'la tartışma yaşadığı iddia edildi. Kampta İBB merkezli yolsuzluk iddianamesi de gündeme geldi. Özel'in vekillere bu konuda yaptığı uyarı CHP yönetiminin tedirginliğini de ortaya koydu. İşte kampta yaşanan o kavga ve Özel'in iddianame korkusu...
CHP'nin Bolu kampı, "değerlendirme toplantısı" değil, adeta bir hesaplaşma alanına dönüştü.
BOLU'DA KRİZ KAMPI
Parti yönetimi, iç muhalefete karşı başlattığı ihraç sürecini genişletirken "mutlak butlan" davası ve yaklaşan yolsuzluk iddianamesinin korkusu konuşuluyor.
CHP'nin Bolu kampı krizlere sahne oldu (Fotoğraf: İHA)
BAY KEMALCİLER TAVIR ALDI
Hafta sonu yapılan 28. Dönem 3. Çalışma Kampı'na, Eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na yakın isimler olan Gamze Akkuş İlgezdi, Deniz Demir ve Hasan Öztürkmen'in de aralarında bulunduğu 10 milletvekilinin katılmaması büyük yankı uyandırdı. Bu yokluk, partideki kırılmanın artık gizlenemeyecek kadar derinleştiğini ortaya koydu.
ÖZGÜR ÖZEL O İSİMLER TARTIŞTI: KANKANA YETİŞTİRİYORSUN
Kampta dikkat çeken gelişmelerden biri de Genel Başkan Özgür Özel'in, Kılıçdaroğlu'na yakın Ali Öztunç'la tartışması oldu. İddiaya göre Özel'in, Öztunç'a ikinci kez söz hakkı vermediği ve "Sana izin vermiyorum, hemen kankana yetiştiriyorsun!" dediği iddia edildi.
Kastedilen "kanka" ise partiden ihraç edilen Barış Yarkadaş. Bu çıkış, CHP içinde "farklı seslere artık tahammül kalmadı" yorumlarını beraberinde getirdi.
CHP'nin TBMM Grubu 28. Dönem 3. Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı Bolu Abant'ta gerçekleştirildi (Fotoğraf: İHA)
Sabah Gazetesi Yazarı Mahmut Övür, tartışma iddiasını köşesine taşıyarak Özgür Özel'in içine düştüğü durumu yazdı.
Övür şu ifadeleri kaleme aldı:
"CHP'nin Bolu Kampı'na yine siyaset değil polemikler ve "yalnızlık" tartışması damgasını vurdu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kendi siyasi yolculuğu yerine ya "yolsuzluk" iddiasıyla tutuklu Ekrem İmamoğlu'nun "emanetçisi" gibi ya da CHP'nin trolleşen yazar ve akademisyenlerinin "dayatma" siyasetine teslim olan bir aktör gibi davranıyor. Üzerine yapmış bu görüntüyü değiştirmeye yönelik bir çabası da yok.
Başkan Erdoğan, dün İstanbul'da düzenlenen 11. Enerji Verimliliği Forumu'nda Özel siyasetine yeni bir tanım buluyordu: "Uzaktan kumandalı siyaset..."
Bu gerçeği Özel'in her siyasi hamlesinde görmek mümkün. Dayatmalar o kadar etkili ki, Milli Mücadeleyi yöneten Meclis'i tipik bir marjinal parti gibi boykot etmeye kadar vardırdı ve tarihe geçti. Boykotla Başkan Erdoğan'ı yalnızlaştırma hesabı da tutmadı hatta tam tersine döndü.
Ortaya çıkan Başkan Erdoğanlı muhalefet fotoğrafı hem Özel'i hem de onu marjinal tavra sürükleyen yazar ve akademisyenleri adeta çıldırttı.
Kimi DEM Parti'ye "teslimiyetçi" diye saldırdı kimi dün öve öve bitiremedikleri Ahmet Davutoğlu'na, Ali Babacan'a, Musavvat Dervişoğlu'na "Bu sağcılara zaten güvenilmez" diyerek işi hakarete kadar vardırdı.
Aslında CHP üzerinden siyaset mühendisliği yapanlar farkında olmadan bir gerçeği ifşa etti. Ortada sahici bir muhalefet aksı oluşmadığını, sadece "AK Parti düşmanlığı" üzerinden "şeytanla" bile ittifak yapabileceklerini gösterdi. Tıpkı geçmişte PKK ve FETÖ'yle yapılan adı konmamış ittifak gibi. Altılı Masa bunun somut örneğiydi.
Anlaşılan hiç ders alınmamış ki "değişim" diye yola çıkanlar bile hala Türkiye'nin nasıl değiştiğini ve dünyanın nasıl bir altüst oluştan geçtiğinin farkında değil. Öyle olmasıydı bugünün genç CHP'li aktörleri, son 70 yılda önceki CHP liderlerinin yaptığı, yüzde 50 civarında halk desteği alan Menderes'ten Demirel'e Özal'dan Erdoğan'a uzanan "sağcı" liderleri "diktatör" ya da "gayri meşru" ilan etme hatasına düşmezdi.
Bugün Özgür Özel CHP'si de aynı kısır döngü içinde "meşruiyet" yalanına sarılmış durumda.
Belki de bu yüzden CHP sadece kendi iç kavgalar üzerinden siyaset yapan bir partinin ötesine geçmedi, geçemiyor. Daha dün, CHP Bolu'da yeni dönem siyasetine ilişkin yaptığı toplantıya bile siyasi tezler değil, parti içi kavga damgasını vurdu.
CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç (Fotoğraf: AA, Takvim.com.tr Arşiv)
CHP Genel Başkanı Özel, Milletvekili Ali Öztunç'a ikinci kez söz hakkın vermemesini bakın nereye bağlıyor: "Sana izin vermiyorum çünkü hemen her şeyi kankana yetiştiriyorsun..."
Kankası dediği de CHP'deki yolsuzluklara karşı çıktığı için ihraç edilen gazeteci Barış Yarkadaş... Bu gidişle CHP'de farklı konuşan kimse kalmayacak...
CHP içi bu kavga ve iki fotoğraf üzerinden yürütülen tartışmalar aslında "liderlik" düzeyinde yaşanan bir ezikliğin işareti. CHP yönetimini, CHP'li yazar ve akademisyenleri asıl çıldırtan da Başkan Erdoğan'ın hem içeride hem de küresel düzeyde gördüğü ilgi ve liderlik performansı. Bu nedenle Meclis'te ve Beyaz Saray'daki fotoğraf da aynı öfkeyle eleştirildi. Bu da bana Ethem Mahçupyan'ın bir TV röportajında kendi sorduğu, "Putin'in karşısında Mansur Yavaş'a mı güvenirim, Erdoğan'a mı?" sorusuna verdiği; "Çok açık ki Erdoğan'a güvenirim" sözünü hatırlattı. İşte öfkenin arkasındaki asıl gerçek bu...
Bu öfkeyi ne yazık ki Özel'in muhalefet liderlerini tek tek arayarak özür dilemesi de dindirmeye yetmeyecek. CHP içinden yerli ve milli bir damar çıkmadığı sürece de bu böyle gider."
Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel
YOLSUZLUK KORKUSU: İDDİANAME GELİYOR!
Kulislerdeki bir diğer sıcak başlık, İBB merkezli yolsuzluk soruşturması... Ekrem İmamoğlu dosyasına ilişkin iddianamenin önümüzdeki günlerde açıklanacağı konuşuluyor.
İddianamenin tedirginliğini yaşayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, milletvekillerini bu sürece karşı "hazırlıklı olun" diyerek uyardığı öne sürüldü.
CHP yandaşı Cumhuriyet'e göre Özel, "Haberler yaptıracaklar. Cımbızla laflar çekecekler. Oradan algı yürütecekler. Moral bozmak isteyecekler. Buna hazırlıklı olun" dedi.
Ayrıca, parti bünyesinde "hukukçulardan oluşan bir ekip" kurulduğu ve bu ekibin kamuoyuna bilgi akışı sağlayacağı belirtildi.
GÖZLER 24 EKİM'DEKİ KRİTİK DAVADA
Tüm bu fırtınanın ortasında, CHP'nin rotası şimdi 24 Ekim'deki "şaibeli kurultay davasına" çevrildi. Parti kaynakları, duruşmanın sonucunun Kılıçdaroğlu ekibi ile Özgür Özel'in geleceğini belirleyeceğini söylüyor. Mahkeme "mutlak butlan" kararı vermezse, eski genel başkan kanadının parti üzerindeki son etkisi de fiilen sona erebilir.