TBMM Gazze için olağanüstü toplandı! Gazze tezkeresi TBMM'de kabul edildi | Bakan Fidan: İsrail ile ticaret tamamen kesildi

TBMM Genel Kurulu, İsrail'in Gazze saldırısı, Filistin halkına yaptığı soykırım ve zulüm ile kıtlık politikaları ve bölgede var olan güncel durumu görüşmek üzere TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında olağanüstü toplandı. Kurtulmuş Filistin'in Türkiye'nin milli davası olduğunu söylerken Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise Gazze'de İsrail soykırımının derinleştiğini belirtti ve İsrail ile ticaretin tamamen kesildiğini söylerken "Türk gemilerinin İsrail limanlarına gitmesine izin vermiyoruz. (İsrail) Uçaklarının ise hava sahamıza girmesine izin vermiyoruz" dedi. Öte yandan TBMM Başkanı Kurtulmuş'un imzasını taşıyan, İsrail'in Gazze'deki İşgalini Genişletme Kararı ve Filistin Halkına Yaptığı Soykırım Hakkında Tezkere TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
TBMM Gazze için olağanüstü toplandı! Gazze tezkeresi TBMM'de kabul edildi | Bakan Fidan: İsrail ile ticaret tamamen kesildi

TBMM Genel Kurulu, İsrail'in Gazze saldırısı, Filistin halkına yaptığı soykırım ve zulüm ile kıtlık politikaları ve bölgede var olan güncel durumu görüşmek üzere TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında olağanüstü toplandı.

TBMM Gazze için olağanüstü toplandı (AA)TBMM Gazze için olağanüstü toplandı (AA)

Olağanüstü toplantı çağrısı tezkeresinin okunmasının ardından Genel Kurul'un açılışında konuşan Kurtulmuş, İsrail'in Gazze'de ve tüm Filistin topraklarında gerçekleştirdiği soykırım ve zulüm ile bölgedeki saldırganlığı ve yayılmacı eylemleri hakkında 28. Yasama Dönemi'nde TBMM Genel Kurulu olarak 6 ortak bildiri ve Başkanlık Tezkeresi'nin kabul edildiğini hatırlattı.

Bugün de İsrail'in Filistin halkına karşı saldırganlığını artırması, Gazze'deki kıtlığı bir imha silahı olarak kullanması, soykırımda yeni bir boyuta geçmesi dolayısıyla ve Gazze'yi tamamen ilhaka kalkışmasını görüşmek üzere bir araya gelindiğini ifade eden Kurtulmuş, İsrail'in on yıllardır Filistin halkına karşı sürdürdüğü işgal, imha ve ilhak politikalarının son iki yıldır soykırım boyutlarını çoktan aştığının görüldüğünü, artık kelimelerin yetersiz kaldığı noktada olunduğunu vurguladı.

TBMM Gazze için olağanüstü toplandı (AA)TBMM Gazze için olağanüstü toplandı (AA)

"Siyonist İsrail'in yaptıklarını ne zulüm ne vahşet ne barbarlık ne katliam ne de soykırım sözcükleri tanımlamaya yeterlidir." diyen Kurtulmuş, şimdiye kadar büyük çoğunluğu kadın ve çocuk 70 bine yakın insanın katledildiğini, sivil altyapının kasıtlı şekilde hedef alındığını, okulların, ibadethanelerin ve hastanelerin alçakça bombalandığını belirtti.

Daha birkaç gün önce Gazze'nin güneyindeki Nasır Hastanesine yönelik saldırıda, hastalar, sağlık çalışanları ve uluslararası basın mensupları dahil onlarca masum insanın dünyanın gözü önünde katledildiğini hatırlatan Kurtulmuş, Gazze'deki 36 hastaneden 33'ünün ya tamamen yıkıldığını ya da çok ağır hasar aldığını kaydetti. Kurtulmuş, "Yani fiilen Gazze'de sağlık hizmetleri verilemez bir noktaya gelmiştir." ifadesini kullandı.

"GAZZE'NİN ACİLEN YENİDEN AYAĞA KALDIRILMASI SAĞLANMALI"
Açlık ve kıtlığın aylardan beri masum insanlara karşı bir yok etme yöntemi olarak kullanıldığını dile getiren Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Öyle ki, gıda yardım konvoyları bile siyonist barbarlarca ölüm tuzaklarına dönüştürülmüştür. İsrail, Gazze'yi işgal harekatını genişletme kararı alarak insanlık suçlarını sürdürmeye devam etmektedir. İsrail'in Gazze halkını bilerek ve isteyerek açlığa ve kıtlığa mahkum ettiği, BM ve diğer uluslararası kuruluşlar tarafından da doğrulanmıştır. İsrail, derhal ateşkesi kabul etmeli ve tüm silahlı birimlerini bölgeden çekmelidir. Hazırlanan uluslararası insani yardım ve imar planları temelinde Gazze'nin acilen yeniden ayağa kaldırılması sağlanmalıdır. Bölgenin yönetimi Filistinlilere ait olmalı, güvenliği ise BM barış gücü tarafından teminat altına alınmalıdır. Hatta geçtiğimiz günlerde İrlanda Cumhurbaşkanı'nın da ifade ettiği şekilde, Gazze'de insani şartların sağlanması amacıyla BM tarafından bir güç gönderilmesi ivedilikle sağlanmalıdır."

TBMM Gazze için olağanüstü toplandı (AA)TBMM Gazze için olağanüstü toplandı (AA)

Kurtulmuş, İsrail'in barbarlığının sadece Gazze ile sınırlı olmadığını, Kudüs ile Batı Şeria'da da silahlı güçleri ve gaspçı yerleşimcileri vasıtasıyla Filistinlilere uyguladığı şiddeti fütursuzca artırdığını, toprak işgalini, yasa dışı yıkım ve yerleşim inşasını hızlandırdığını dile getirdi.

Son olarak oldukça hassas bir bölge olan, E1 bölgesi olarak tanımlanan topraklarda da Kudüs'ün doğusunu Batı Şeria'dan ayırmayı amaçlayan yeni bir yasa dışı yerleşim yeri oluşturma kararının, uluslararası camiada büyük infiale yol açtığına işaret eden Kurtulmuş, "Diğer yandan İsrail parlamentosu da uluslararası hukuka aykırı şekilde, BM Filistinli Mülteciler Yardım ve İmar Ajansının (UNRWA) faaliyetlerini yasaklayan, Gazze ve Batı Şeria'ya insani yardımların ulaşmasını engelleyen, Filistin topraklarına el koyan kanunları kabul etmekte, Filistin topraklarının ilhakı çağrısında bulunan kararlar almaktadır. Ezcümle, İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarındaki her eylemi uluslararası hukukun açık bir ihlalidir, savaş suçudur, soykırımdır." değerlendirmesinde bulundu.

"İNSANLIK CEPHESİ DİL, DİN, IRK, COĞRAFYA AYRIMI OLMAKSIZIN SESİNİ DAHA DA YÜKSELTMEKTEDİR"
Soykırımcı Netanyahu çetesinin acımasız eylemlerine karşı dünyanın her köşesinde halkların tepkisinin her geçen gün arttığına ve büyüdüğüne dikkati çeken Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Bu caniler çetesine karşı insanlık cephesi dil, din, ırk, coğrafya ayrımı olmaksızın sesini daha da yükseltmekte, dünyanın neredeyse her ülkesinde, her başkentinde siyonist İsrail telin edilmektedir. Bu sebepledir ki, yakın bir zamana kadar sessiz kalarak veya mazeretler üreterek İsrail'e destek olan Batılı ülke hükümetleri ve parlamentoları dahi İsrail'e tepki göstermeye başlamıştır. Bazı Batılı hükümetler gelecek ay Filistin'i tanıma kararını almaya hazırlanmaktadır. Birçok Batılı ülke İsrail'e karşı yetersiz de olsa yaptırım kararları almak üzeredir. Esasen başta ülkemiz olmak üzere Asya, Afrika ve Latin Amerika devletleri bu konuda öncü rol oynamaktadır.

Dünya parlamentolarında İsrail'e daha etkin yaptırım uygulanması yönünde baskılar artmakta, sesler yükselmekte, hatta aksi tutumlar siyasi sorunlara dahi neden olmaktadır. Nitekim bunun bir örneği olarak Hollanda Dışişleri Bakanı ve partisinden 7 bakanın Hollanda parlamentosunun İsrail'e ek yaptırım kararı almaması üzerine koalisyondan ayrılması, Hollanda'da siyasi krize yol açmıştır. ABD Kongresi'nde dahi İsrail'in Gazze'de ateşkesi kabul etmesini ve insani yardımı engelleme politikasına son vermesini isteyen üyelerin sayısı artmaktadır. İsrail'e Amerikan kamuoyunda verilen destek de her geçen gün azalmaktadır."

Bu konuda ortaya konulacak çalışmalara ilişkin Kurtulmuş, "İsrail'in soykırım ve ilhak politikalarına karşı koymak ve insanlık cephesine destek olmak amacıyla parlamenter alan dahil çok boyutlu ve çok yönlü çabalarımızı artırarak sürdürmek zorundayız. Soykırımcı Netanyahu ve çetesinin uluslararası alanda daha fazla tecrit edilmesi için elimizden gelen her türlü çabayı ortaya koymalıyız." dedi.

"MAALESEF ARTIK SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİZ"
TBMM Başkanı Kurtulmuş, bu amaçla Gazi Meclis'in attığı önemli adımların olduğunu dile getirerek, TBMM'nin oy birliğiyle aldığı kararlarla İsrail'in Filistin'deki katliamlarını ve bölgedeki saldırılarını güçlü şekilde defaatle kınadığını aktardı. Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Uluslararası Adalet Divanı'nda, İsrail'in Gazze'de soykırım işlediği suçlamasıyla Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından açılan davaya Türkiye'nin müdahil olması sürecinde de Meclisimiz aktif katkı sunmuştur. TBMM, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı geçen sene Genel Kurul'da konuk ederek, Filistin Devleti'nin sesinin uluslararası camiada duyulmasına büyük katkı sunmuştur. Meclisimiz, Parlamentolar Arası Kudüs Platformuna destek olmaktadır. Bu yıl nisan ayında TBMM'nin öncülüğünde İstanbul'da tesis ettiğimiz 'Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubu' kurumsal seviyede Filistin davasının uluslararası mücadelesindeki öncü kuruluşlardan birisi olmaya adaydır.

TBMM Gazze için olağanüstü toplandı (AA)TBMM Gazze için olağanüstü toplandı (AA)

7 Kasım 2024'te Brezilya'da katıldığımız P20 Parlamento Başkanları Zirvesi'nde 'İsrail'in BM üyeliğinin askıya alınmasının tartışılması vakti gelmiştir.' diye ifade etmiştim. Maalesef artık sözün bittiği yerdeyiz. Gözlerimizin önünde bir halk, kadınıyla, çocuğuyla, yaşlısıyla, genciyle katlediliyor, hatta açlıktan ölüme mahkum ediliyor. Bugün, artık somut adımların acilen atılmasını ve İsrail soykırım politikalarından dönene kadar, vazgeçene kadar BM dahil tüm uluslararası kuruluşlardaki üyeliklerinin askıya alınmasını teklif ediyorum, uluslararası camiaya ilan ediyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, tüm siyasi gruplarıyla, tüm milletvekilleriyle, Filistin halkının meşru haklarının savunulması, Filistin Devleti'nin daha fazla ülke tarafından tanınması, iki devletli çözüm perspektifinin sonuna kadar korunması, İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarında uyguladığı soykırım ve sömürge suçlarının durdurulması ve sorumluların mahkemelerde hesap vermesine yönelik uluslararası çabalara öncülük etmeye ve katkı sunmaya devam edecektir. Yüce Meclisimizin bugünkü olağanüstü toplantısı hiç şüphesiz bu tarihi sorumluluğumuzun bir gereğidir.

Masum ve mazlum Filistin halkının haklı davasını savunmak bizim için insani, İslami ve tarihi bir sorumluluktur. Filistin davası kim ne derse desin bizim için, Türkiye için, milletimiz için milli bir davadır. Tam anlamıyla özgür ve egemen Filistin Devleti'nin kurulmasını sağlayana kadar bu mücadeleye TBMM olarak destek olacağımıza, öncülük yapacağımıza bir kere daha buradan söz veriyorum."


TBMM Gazze için olağanüstü toplandı (AA)TBMM Gazze için olağanüstü toplandı (AA)

Bakan Fidan, İsrail'in Gazze saldırısı, Filistin halkına uyguladığı soykırım ve zulüm ile kıtlık politikaları ve bölgedeki güncel durumu görüşmek üzere TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında olağanüstü toplanan TBMM Genel Kurulu'nu bilgilendirdi.

Bakan Fidan: "Türk gemilerinin İsrail limanlarına gitmesine izin vermiyoruz"

Gazze'de soykırımın daha da derinleştiğini, Batı Şeria'da fiili ilhak adımlarının başladığını, İran-İsrail hattındaki gerginliğin 12 günlük bir savaşa dönüştüğünü, İsrail'in saldırganlığının Lübnan'a ve Suriye'ye sıçradığını, Doğu Kudüs'teki kutsal mekanlara ve özellikle Mescid-i Aksa'ya yönelik provokasyonların giderek arttığını vurgulayan Fidan, bu vahim tablonun hem Türkiye'nin hem de bölgenin geleceğini yakından ilgilendiren ağır bir kırılmaya işaret ettiğini söyledi.

Fidan, "Gelinen süreci kısaca özetlersek, İsrail iki yıldır Gazze'de soykırım suçu işleyerek dünyanın gözü önünde temel insani değerleri hiçe saymaktadır." dedi.

Gazze'deki genel tablonun son derece vahim olduğunun altını çizen Fidan, İsrail'in, tarihin en ırkçı hükümeti olduğunu belirtti.

Fidan, "Türkiye olarak Filistin halkının hangi şekilde ve isim altında olursa olsun Gazze'den tehcirini öngören planlara karşıyız. Kim tarafından sunulursa sunulsun, böyle bir plan bizim nezdimizde hükümsüzdür." ifadelerini kullandı.

TBMM Gazze için olağanüstü toplandı (AA)TBMM Gazze için olağanüstü toplandı (AA)

"EN BÜYÜK DİRENİŞ ŞİMDİ BAŞLAMAKTADIR"
İlk günden bu yana uyardıklarını belirten Fidan, "İsrail'in Gazze başta olmak üzere Filistin'de pervasız saldırılarına devam etmesine izin verilirse bu sadece Filistinlilerle kalmaz bütün bölgeyi ateşe atar." dedi.

"Gazze'de işlenen vahşet, insanlık tarihinin en karanlık sayfalarından biri olarak şimdiden kayda geçmiştir." diyen Fidan, Filistinlilerin İsrail ordusuna karşı sürdürdüğü direnişin asla unutulmayacağını vurguladı.

Bakan Fidan, "Ancak en büyük direniş şimdi başlamaktadır. Belki bu kan hemen durmayacaktır. Ancak eminiz ki bu kutlu direniş, tarihin akışını değiştirecek, ezilenlerin sembolü olacak, çürümüş bir düzenin taşlarını yerinden oynatacaktır." diye konuştu.

"SURİYE'NİN KADİM VE DEĞERLİ TOPLULUKLARININ İSTİSMAR EDİLMESİNE ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ"
İsrail'in geçiş sürecindeki Suriye'ye yönelik saldırılarını ve Suriye içinde işgalci varlığını sürdürdüğünü vurgulayan Fidan, bu doğrultuda, "Golan Tepelerindeki işgalini genişlettiğini, Suriye topraklarının içine kadar girdiğini ve Şam'ı vuracak kadar cüretkar bir hezeyan içerisine girdiğini" dile getirdi.

Fidan, "İsrail Suriye'deki hassas noktaları kaşıyarak istikrarlı, güçlü, milli birlik ve beraberliğini sağlamış ve toprak bütünlüğüne sahip bir Suriye istemediğini açıkça göstermiştir. Suriye'nin kadim ve değerli topluluklarının bu çarpık hedefler doğrultusunda istismar edilmesine asla izin vermeyeceğiz." ifadelerini kullandı.

TBMM Gazze için olağanüstü toplandı (AA)TBMM Gazze için olağanüstü toplandı (AA)

"İSRAİL'LE TİCARETİNİ TAMAMEN KESEN BAŞKA ÜLKE BULUNMAMAKTADIR"
Öte yandan İsrail ile İran arasında devam eden gerilimin tüm bölge için risk teşkil ettiğini kaydeden Fidan, İsrail'in yıl boyunca Gazze, Lübnan, Yemen, Suriye ve İran'a gerçekleştirdiği saldırıların uluslararası hukuku ve insani değerleri hiçe sayan, bölgesel istikrarı tehdit eden ve tüm coğrafyayı kaosa sürükleyebilecek nitelikte eylemler olduğunu belirtti.

Bakan Fidan, "Bu pervasız tavır (İsrail'in Gazze, Lübnan, Yemen, Suriye ve İran'a saldırıları), devlet sorumluluğu taşımaktan uzak, uluslararası düzene meydan okuyan bir terör devleti zihniyetinin en açık göstergesidir." dedi.

Filistin davasının Türkiye'deki tüm kesimlerin savunduğu öncelikli bir mesele olduğunun altını çizen Fidan, "Yaptırımlar bağlamında dünyada Türkiye'den daha ileri adım atmış şu anda başka bir ülke yok. Çok sayıda diplomatik, hukuki ve ticari tedbiri hayata geçirdik. İsrail'le ticaretimizi tamamen kestik. İsrail gemilerine limanlarımızı kapattık. Türk gemilerinin İsrail limanlarına gitmesine izin vermiyoruz. İsrail'le ticaretini tamamen kesen başka ülke bulunmamaktadır. İsrail'e silah ile mühimmat taşıyan konteyner gemilerinin ülkemiz limanlarına girmesine, uçakların ise hava sahamıza girmesine izin vermiyoruz." diye konuştu.

Fidan, Türkiye'nin diplomatik alanda da ön saflarda olduğuna işaret ederek, "Sayın Cumhurbaşkanı'mız (Recep Tayyip Erdoğan) bu konuda (Filistin) küresel ve bölgesel düzeyde yürüttüğü diplomasi ile meseleyi tüm muhataplarıyla ele almıştır ve ele almaya devam etmektedir. Geçtiğimiz yıl hatırlayacaksınız BM Genel Kurulu'nda Filistin üzerine yaptığı tarihi konuşma insanlık vicdanını harekete geçiren bir manifesto niteliği taşımıştır." ifadesini kullandı.

Çok taraflı platformlarda sürdürülen yoğun diplomasi trafiği ile Türkiye'nin farklı uluslararası yapılarda etkin bir rol üstlendiğini belirten Fidan, şöyle devam etti:

"BM, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi gibi uluslararası kuruluşlarla ortak çalışmalar yürüttük. Filistin'e güçlü desteğimizi göstermek maksadıyla İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Ligi temas grubuna 7 ülkeyle birlikte öncülük ettik. İki devletli çözüm çalışma grubuna İrlanda ile eş başkanlık yaptık. Sayın TBMM Başkanı'mızın girişimleri ve Sayın Cumhurbaşkanı'mızın iştirakleri ile Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubu Toplantısı'nı 18 Nisan 2025'te İstanbul'da düzenledik."

"ÖNCÜLÜK ETTİĞİMİZ GİRİŞİMLER, BİRÇOK ÜLKENİN FİLİSTİN'İ TANIMA KARARI ALMASINDA ÖNEMLİ ROL OYNAMIŞTIR"
Bakan Fidan, İsrail'e silah transferinin durdurulmasının öneminin iyice belirgin hale geldiğine işaret ederek, "Bu çerçevede, İsrail'in savaş makinesini besleyen silah ve mühimmat tedarikinin durdurulması çağrısıyla, 52 ülkenin katılımıyla BM nezdinde önemli bir uluslararası girişime imza attık." dedi.

Tüm bu adımları atarken devam eden ateşkes müzakerelerinde gerek istihbarat diplomasisi gerek açık diplomasi olmak üzere önemli roller üstlenildiğini belirten Fidan, "Taraflarla görüşmelerimizi sürdürerek kalıcı barış yolunda bir an evvel ateşkesin tesis edilmesini kolaylaştıracak adımları atma gayreti içinde olduk." diye konuştu.

Fidan, Gazze'deki acı tabloya rağmen Türkiye'nin zulme karşı duruşu ve çabaları sayesinde İsrail'e önceden destek veren ülkelerin iki devletli çözüm fikrini benimsemeye başladığına dikkati çekerek şunları söyledi:

"Öncülük ettiğimiz ve aktif olarak yer aldığımız bu girişimler birçok ülkenin Filistin'i tanıma kararı almasında da önemli bir rol oynamıştır. Nitekim İngiltere, Fransa, Kanada, Malta, Yeni Zelanda, Portekiz ve Avustralya'nın da aralarında bulunduğu ülkeler Filistin devletini eylül ayında tanıma niyetlerini duyurmuşlardır. Bu, Filistin meselesinde uluslararası diplomasi açısından tarihi bir kırılmadır. Bu ülkelerin Gazze'deki insani felaketin artık son bulması taleplerini yüksek sesle dillendirmeye başlaması geç kalınmış fakat oldukça değerli bir adımdır."

Fidan, Türkiye'nin gayretleri sayesinde İsrail'in yıllardır "zihinlerde inşa ettiği sahte meşruiyet zemininin artık çöktüğünü, kurduğu illüzyon perdesinin nihayet indiğini" vurgulayarak, "Yaşanan vahşetin büyüklüğü karşısında maske düşmüş, Batı kamuoyları ilk kez gerçek bir vicdan muhasebesine mecbur kalmıştır. Bugün itibarıyla yaklaşık 150 ülke Filistin'i tanımış durumdadır. İslam dünyasının yanı sıra İspanya, İrlanda ve Slovenya gibi Avrupalı fikirdaş ülkelerle yakın temaslarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz." dedi.

"İSRAİL'İN İŞLEDİĞİ SUÇLARIN CEZASIZ KALMAMASINA DA ÖNEM ATFEDİYORUZ"
Filistin meselesinin ele alındığı bu yıl içinde yapılan toplantıların önemine işaret eden Fidan, şöyle konuştu:

"3 gün önce Dublin'de AB dönem başkanlığını devralacak olan İrlanda ile bu meseleleri etraflıca istişare ettik. İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi dönem başkanlığımız kapsamında Filistin konusunu öne çıkardık. Dışişleri Bakanları Konseyi'ni 25 Ağustos'ta bildiğiniz gibi Cidde'de olağanüstü toplantıya çağırdık. Başkanlık ettiğimiz bu toplantıda İslam dünyası olarak tek bir yürek halinde nasıl ortak bir duruş sergileyeceğimizi ve uluslararası toplumu nasıl acilen harekete geçirebileceğimizi detaylarıyla ele aldık."

Fidan, şimdi en büyük görevin Filistin'in tanınması yolunda oluşan bu tarihi ivmeyi sürdürmek ve daha da büyütmek olduğunu vurgulayarak, "Diğer yandan İsrail'in işlediği suçların cezasız kalmamasına da önem atfediyoruz. 8 Ağustos 2024'te Güney Afrika'nın İsrail'e karşı açtığı soykırım davasına müdahil olmak için başvuruda bulunduk. Ülkemiz, Uluslararası Adalet Divanı'nda Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından açılan soykırım davasına müdahil olan sadece 13 ülkeden birisidir." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarındaki uygulamalarına dair istişare görüş sürecine de aktif olarak katıldığını belirten Fidan, "İsrail'in BM ve diğer uluslararası kuruluşlara karşı hukuki sorumluluklarıyla ilgili sürece önemli katkılar sağladık. Filistin mültecilerine kritik yardımlar sağlayan UNRWA'nın Ankara'da ofis açması için 21 Haziran 2025'te bir anlaşma imzaladık." dedi.

"İSRAİL, ULUSLARARASI TOPLUMDA TECRİT EDİLMEYE BAŞLANMIŞTIR"
Fidan, İsrail'in nihai hedefinin Gazze'yi yaşanamaz hale getirmek, Filistinlileri vatanlarından zorla söküp atmak olduğunu ifade ederek, "Son operasyon kararıyla birlikte Kuzey Gazze'deki 1 milyon kişinin zorla güneye göç ettirilmesi, Gazzelilerin dar ve küçük bir bölgede sıkıştırılması ve nihayetinde bölgeden ayrılmalarının sağlanması hedeflenmektedir. Yasa dışı yerleşimcilerin daha şimdiden Gazze'deki topraklara yerleşmeye hazırlandığını görüyoruz." diye konuştu.

Batılı ülkelerde İsrail'in soykırımına karşı büyüyen bir kamuoyu tepkisi bulunduğuna dikkati çeken Fidan, "Artık hükümetler daha önce olduğu gibi bunu görmezden gelememekteler. İsrail, uluslararası toplumda tecrit edilmeye başlanmıştır. Bu tepkilerin daha da kolektif bir nitelik kazanması önem taşımakta. Bu çerçevede İsrail'e ticaretin kesilmesi, İsrail'in BM Kurulu çalışmalarına katılımının tamamıyla askıya alınması, İsrail'e silah ve mühimmat sevkiyatının sona erdirilmesi, İsrail'in uluslararası toplumdan tecrit edilmesi konularında benzer düşünen ülkelerle beraber adımlar atmaya devam edeceğiz." ifadesini kullandı.

Fidan, İsrail'in, Filistin'de durdurulamaz, uluslararası hukuka riayet etmeyen tavrına devam etmesi halinde ortaya çıkacak bölgesel ve küresel sonuçlara işaret ederek, "Bu nedenle bölgemizde gerilimi düşürerek barış çabalarını ilerletmek için önde gelen aktörlerle temaslarımızı sürdüreceğiz. Bizim asıl hedefimiz, 'bölgesel sorunlara bölgesel çözümler' ilkesiyle hareket ederek Orta Doğu'da barış ve istikrar havzası oluşturmaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Gazze'de tesis edilecek bir ateşkesin bölgedeki gerilimleri düşüreceğini söyleyen Fidan, "Bu nedenle buradan açıkça uyarıyoruz. Bugün karşımızda bölgeyi ateşe atmaya yemin etmiş bir İsrail var. Büyük İsrail hayali bölge için bir felaket reçetesidir. (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu hükümeti dizginlenmediği takdirde Orta Doğu huzur bulmayacaktır. Sürekli çatışma ve istikrarsızlık, Netanyahu hükümetinin çarpık emelleri dışında bölgedeki hiçbir ülkeye İsrail dahil fayda sağlamamaktadır." dedi.

TBMM Gazze için olağanüstü toplandı (AA)TBMM Gazze için olağanüstü toplandı (AA)

"FİLİSTİNLİLERİN İSRAİL ORDUSUNA KARŞI SÜRDÜRDÜĞÜ DİRENİŞ ASLA UNUTULMAYACAKTIR"
Bakan Fidan, 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulması temelinde tesis edilecek iki devletli çözümün tek yol olduğunu belirterek, "Bölgemizde barış, istikrar, güvenlik ve refahı temin edecek başka bir seçenek de görünmemektedir. Bunun için Filistinli grupların, bölge ülkelerinin, İslam ülkelerinin ve Batı ülkelerinin arasında fikir birliği ve uyumu sağlanması gerekmekte. Bu yönde yoğun çabalarımızı da sürdürmekteyiz." diye konuştu.

İsrail'i destekleyen ülkelerin kamuoylarının da harekete geçirilmesinin önem arz ettiğini söyleyen Fidan, şunları kaydetti:

"Bu çerçevede siyasi partilerimizin bu ülkelerdeki muhataplarıyla sıkı temas halinde olmalarının da faydalı olduğunu değerlendiriyoruz. Tüm siyasi partilerin bu konudaki desteği önemli. Parlamenter diplomasi çerçevesinde siz değerli vekillerimizin temaslarını gerçekten çok kıymetli buluyoruz. Yüce Meclisimizdeki farklı siyasi görüşlere rağmen Filistin davasının partiler üstü bir nitelik taşımasından büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Meclisimizdeki tüm siyasi partilerimizin de desteğiyle şiddet sarmalına son vermek ve bölgemize barışı getirmek için çalışıyoruz."

Fidan, Gazze'de işlenen vahşetin insanlık tarihinin en karanlık sayfalarından biri olarak şimdiden kayda geçtiğini belirterek, "Filistinlilerin İsrail ordusuna karşı sürdürdüğü direniş asla unutulmayacaktır. Ancak en büyük direniş şimdi başlamaktadır. Belki bu kan hemen durmayacaktır ancak eminiz ki bu kutlu direniş tarihin akışını değiştirecek, ezilenlerin sembolü olacak, çürümüş bir düzenin taşlarını yerinden oynatacaktır. Unutulmamalıdır ki zulüm ile abad olunmaz ve her zalim nihayetinde kendi sonunu hazırlar." diye konuştu.

Bakan Fidan, Türkiye'nin, Başkan Erdoğan liderliğinde adaletin ve vicdanın gür sesi olmaya devam edeceğini vurgulayarak, "Türkiye olarak, daha adil bir düzenin inşası için yol gösteren kutup yıldızı olmayı sürdüreceğiz. Bundan sonra da mazlumun umudu, zalimin hasmı olmaya devam edeceğiz." dedi.

Gazze tezkeresi TMBB'de kabul edildi


SOYKIRIM TEZKERESİ KABUL EDİLDİ
TBMM Genel Kurulu'nda, 'İsrail'in Gazze'deki işgalini Genişletme Kararı ve Filistin Halkına Yaptığı Soykırım Hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi' oy birliği ile kabul edildi.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un imzasını taşıyan tezkere, Genel Kurul'da okundu. Tüm ülke parlamentolarının, İsrail ile askeri ve ticari ilişkilerini sonlandırmaya, Filistin'e yönelik ambargoyu kırmak için harekete geçmeye davet edildiği tezkerede şu ifadelere yer verildi:

"İsrail Filistin halkına karşı on yıllardır sürdürdüğü işgal, imha ve ilhak politikalarını, son iki yıldır özellikle Gazze'de bir soykırıma dönüştürmüştür. İsrail'in sürdürdüğü soykırım, kıtlık ve açlık politikaları on binlerce cana mal olmuştur.

Soykırımcı Netanyahu hükümetinin Gazze halkını açlığa ve kıtlığa kasten mahkum ettiği BM ve diğer uluslararası kuruluşlarca da ifade edilmiştir. Gazze'yi işgal operasyonunu genişletme kararı alarak katliamlarına ve zulme devam eden İsrail, son iki yılda büyük çoğunluğu kadın ve çocuk 70 bine yakın insanı öldürmüş, 150 binden fazla kişiyi yaralamış, bölgenin sivil altyapısını imha etmiştir.

Filistinli kadınlar, çocuklar, gençler ve yaşlılar soykırımcı İsrail güçlerince adeta bir ölüm ve açlık hapishanesine mahkum edilmişlerdir. Bu canice eylemleriyle yetinmeyen Netanyahu ve çetesi, Filistinlileri yok etme çabasını bir üst aşamaya taşıyarak Gazze dahil tüm Filistin yerleşimlerini ilhak etme politikasını uygulamaya koyma aşamasına gelmiştir. İsrail; Kudüs ve Batı Şeria'da da işgal güçleri ve yasa dışı yerleşimciler vasıtasıyla Filistinlilere uyguladığı şiddeti artırmış, toprak işgalini, yasa dışı yıkımları ve yasadışı yerleşim inşasını hızlandırmıştır.

Ne yazık ki Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi dışında hiçbir küresel kurum İsrail hükümetinin hukuksuz kararlarını ve katliamlarını durdurmaya yönelik bir girişimde bulunmamaktadır. Neredeyse yeryüzünün her karışında insanlık cephesinin yükselen sesi, bu zulme sessiz kalan ya da destekleyen hükümetleri son zamanlarda Filistin halkının yanında durmaya zorlamaktadır. Bu karanlık tablonun umut veren tarafı ise daha önce sessiz kalan ya da İsrail'e destek veren bazı devletlerin Filistin'i tanımaya ve İsrail'i boykot etmeye yönelik kararları devreye almasıdır.

Gelinen aşama insanlık vicdanının büyük bir başarısıdır. Bugün burada TBMM olarak bizler Filistin halkıyla dayanışmaya ve İsrail'in durdurulmasına yönelik tekliflerimizi ve çağrımızı dünya parlamentolarına iletmek için toplanıyoruz. Ümit ederiz ki bizimle beraber insanlığın sesini ve vicdanını yükseltmeye destek olacak dünya parlamentoları da bu çağrımıza katılır ve hep birlikte harekete geçeriz. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu olarak; Filistin halkının İsrail tarafından on yıllardır maruz bırakıldığı işgal, imha ve ilhak uygulamalarını en güçlü şekilde kınıyoruz. Filistin halkına yönelik katliamların ve son olarak Gazze'de kıtlığın bir imha silahı olarak kullanılmasının soykırım suçu teşkil ettiğini vurguluyoruz. Uluslararası toplumu, İsrail'i Gazze'de kalıcı bir ateşkesi kabul etmeye, silahlı güçlerini bölgeden çekmeye ve Gazze'ye kesintisiz insani yardım ulaşımını sağlamaya zorlamak için daha fazla çaba göstermeye davet ediyoruz.

Kudüs ve Batı Şeria'daki yasa dışı yerleşim faaliyetlerini ve Filistin halkına yönelik şiddeti telin ediyoruz. Filistin topraklarında soykırım ve sömürge suçlarını işleyenlerin mahkemeler önünde hesap vermelerinin temin edilmesi çağrısında bulunuyoruz. 1967 sınırları temelinde, coğrafi bütünlüğe sahip, bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin hayata geçirilmesinin adil ve kalıcı barışın sağlanmasının tek yolu olduğunu kayda geçiriyoruz.

Mescid-i Aksa başta olmak üzere Müslümanların kutsal mekanlarına Siyonist rejim tarafından yapılan saldırı ve provokasyonların mutlaka durdurulması gerektiğini vurguluyoruz. İsrail hükümeti, soykırım politikalarından vazgeçene kadar, BM ve uluslararası kuruluşlardaki üyeliklerinin askıya alınması çağrısında bulunuyoruz.

Tüm ülke parlamentolarını; İsrail ile olan tüm askeri ve ticari ilişkileri sonlandırmaya, Filistin halkına yönelik uygulanan ambargoyu kırmaya yönelik acilen harekete geçmeye, İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki soykırım ve sömürge politikalarını reddetmeye ve kınamaya, Filistin halkının meşru haklarını savunmaya, iki devletli çözüm perspektifini korumaya ve Filistin devletini tanımayan ülkeleri de Filistin'i tanıma çağrısında bulunmaya, 18 Nisan 2025 tarihinde, İstanbul'da TBMM öncülüğünde tesis edilen 'Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubu'na katılmaya davet ediyoruz. Bu çerçevede, bu bildirinin oylanarak kabul edilmesi ve alınan kararın Resmi Gazete'de yayımlanması hususunu Genel Kurul'un tasviplerine arz ederim."

Öte yandan tezkerede tüm ülke parlamentoları, İsrail ile askeri ve ticari ilişkilerini sonlandırmaya, Filistin'e yönelik ambargoyu kırmak için harekete geçmeye davet edildi.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN