Sahte diplomada FETÖ şüphesi! Şebekenin amacı para mı yoksa ülkenin güvenlik sistemi mi | Yeni detaylar ortaya çıktı
Türkiye'nin gündemine oturan sahte diploma skandalıyla ilgili yeni detaylara ulaşıldı. Sahte kimlik ve belgelerle e-imza üreten şebekenin; BTK Başkan Yardımcısı, YÖK Daire Başkanı, MEB Daire Başkanı gibi kritik pozisyonlarda bulunan kamu yöneticilerinin sahte e-imzalarını üretip devlet sistemlerine erişim sağladığı ortaya çıkarıldı. Öte yandan akıllara bu dolandırıcılık olayında amaç sadece para mı yoksa ülkenin güvenlik sistemine bir saldırı mı? soruları geldi. Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür sahte diploma olayıyla ilgili yazdığı yazısında, "Bu iş sadece iddianamede şüpheli 154 kişiden ibaret miydi yoksa arkasında bu tür konularda sicili kirli FETÖ veya FETÖ'ye de destek veren ve pusuda bekleyen MOSSAD gibi istihbarat örgütleri mi vardı?" ifadelerini kullandı.
Ankara'da kamu kurumlarının yöneticilerinin elektronik imzalarının kopyalanarak sahte diploma ve sürücü belgesi düzenlenmesi ile ilgili soruşturmada,16'sı tutuklu 134 şüpheli hakkında geçtiğimiz aylarda dava açıldı.
Takvim Fotoğraf Arşivi
Soruşturmanın ikinci aşamasında ise Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı, Başkan Yardımcısı, Yükseköğretim Kurulu Eğitim Öğretim Daire Başkanı ile 14 üniversitenin öğrenci işleri daire başkanları ve personeline ait e-imzaların kopyalanmasıyla ilgili, 20'si tutuklu 65 şüpheli hakkında daha iddianame hazırlanarak, ilk dosyanın da gönderildiği Ankara 23'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Şüphelilerin, 'ÖSYM Kanunu'na muhalefet', 'resmi belgede sahtecilik', 'bilişim sistemine girme', 'verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme' suçlarından 5 yıldan 50 yıla kadar hapis cezası istendi.
Sahte diploma soruşturmasındaki gerçekler!
57 ŞÜPHELİ YASA DIŞI DİPLOMA ALDI
Dava dosyasıyla ilgili yeni ayrıntılar gün yüzüne çıktı. BTK Başkan Yardımcısı, YÖK Daire Başkanı ve bir kısım üniversite yöneticileri adına sahte e-imza üretip devlet sistemlerine erişim sağlandığı ortaya çıkarıldı. Ekipler, aralarında Akdeniz Üniversitesi, Yıldız Teknik, Gazi ve Ege Üniversitesi'nin de olduğu toplam 13 üniversitenin öğrenci işleri daire başkanları adına sahte kimlik kullanmak suretiyle e-imza üretildiğini tespit etti.
Takvim Fotoğraf Arşivi
Yapılan log incelemelerinde, Erzurum Atatürk Üniversitesi'nden 18, Yıldız Teknik'ten 14, Ege Üniversitesi'nden 11, Gazi Üniversitesi'nden 6, Mersin Üniversitesi'nden 6, İnönü Üniversitesi'nden 2 olmak üzere toplamda 57 şüphelinin yasadışı diploma ve mezuniyet temin ettiği tespit edildi.
Mehmet Baykara
DAİRE BAŞKANI FARK ETTİ SAVCILIĞI BİLDİRDİ
Skandalı fark eden isimlerden biri olan Gazi Üniversitesi Öğrenci İşleri Daire Başkanı Ahmet Mavi'nin ifadesi ortaya çıktı. Mavi, geçtiğimiz yıl ağustos ayında yetkili olduğu Öğrenci Bilgi Sistemi üzerinde sıra dışı yetkilendirme ve bir takım işlemlerin yapıldığını tespit etti. Bunun üzerine üniversitenin Bilgi İşlem Daire Başkanı Zafer Ayaz'ı bilgilendirdi ve sistemin yazılım ve sunucu hizmetini sağlayan Proliz isimli firma ile iletişime geçildi.
Emre Gökdemir
SAHTE MEZUNLAR TESPİT EDİLDİ
Yapılan kontrollerde "TürkTrust" isimli elektronik imza şirketinin Adana ve Mersin ofislerinden "Ahmet Mavi" adına sahte kimlik kullanılmak suretiyle e-imza üretildiği ve bununla öğrenci bilgi sistemine (OBS) yetkisiz erişimde bulunularak öğrenci olmayan bazı kişilerin hukuk, mühendislik gibi bölümlerden mezun olarak gösterildiği saptandı. Mavi, söz konusu tespitleri savcılıkla paylaştı.
takvim fotoğraf arşivi
SİBER EKİPLER DERİNLEMESİNE İNCELEDİ
Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, skandalın boyutlarının nereye uzandığını mercek altına aldı. İlgili kurum ve kuruluşlar ile yapılan yazışmalar neticesinde log kayıtları ve IP/PORT bilgileri üzerinde çalışmalara başlandı. Siber ekipler, "TürkTrust" firmasından alınan veriler üzerinde incelemelere halen devam ederken firmanın Adana, Hatay ve Mersin ofislerinden sahte kimlik ve GSM numarası üzerinden gerçek kişiler adına e-imza üretildiğini saptadı.
KRİTİK POZİSYONDAKİ İSİMLER ADINA E-İMZA ÜRETTİLER
Sahte kimlik bilgilerinin kullanılarak elektronik imzaları kullanılan ve mağdur olan isimler tek tek tespit edildi. Bu isimler arasında devletin kritik noktalarındaki kamu çalışanları yer aldı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkan Yardımcısı Arif Arısoy, YÖK Başkanlığı Eğitim Öğretim Dairesi Başkanı Sibel İrkey, Milli Eğitim Bakanlığı Ölçme ve Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Fazıl Aydemir, İstanbul Valiliği İl Göç İdaresi Müdürü Hüseyin Kemal İlday, Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı Başkomiseri Samet Dede, Gazi Üniversitesi Öğrenci İşleri Daire Başkanı Ahmet Mavi'nin de arasında bulunduğu 20 kamu kurumu personelinin e-imzalarının taklit edildiği ortaya çıkarıldı.
Takvim Fotoğraf Arşivi
POLİS MEMURU BİLE VAR
Siber ekipler ayrıca Gazi Üniversitesi Öğrenci İşleri Daire Başkanı adına sahte kimlik kullanmak suretiyle üretilen elektronik imza ile OBS sistemi üzerinden işlem yapılan kimlik bilgileri bulunan şahısların, yasal yollardan öğrenci /mezun olup olmadıklarını sorguladı. Tespitlere göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde polis memuru olarak görev yapan Alper Kaan Ç., Adıyaman Besni Kaymakamlığı görevlisi Ahmet Y. gibi 8 farklı ismin üniversiteye yasal yollardan kayıt yaptıran öğrenci/mezun olmadıklarını saptadı.
SAHTE MÜHENDİS BARAJ PROJELERİNDE GÖREV ALMIŞ
Usulsüz olarak Yıldız Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği bölümünden mezuniyeti oluşturulan ve YÖK sistemine eklendiği tespit edilen bir diğer isim ise Mehmet Baykara isimli Malamira İnşaat ve Sondaj isimli şirketin Yönetim Kurulu Başkanı'ydı. Baykara'nın yönetim kurulu başkanı olduğu şirketin Ilısu Barajı, Şırnak Barajı, Uludere Barajı gibi çeşitli projeleri üstlendiği ve tamamladığı ortaya çıktı.
SAHTE DİPLOMAYLA ÜNİVERSİTENİN GENEL SEKRETER VEKİLİ OLDU
Bir diğer usulsüz olarak üniversiteden mezun olan ve YÖK sistemine eklendiği tespit edilen isim ise Antalya Belek Üniversite'sinde Genel Sekreter Vekili olan Muhammet Kaya oldu. Kaya'nın ayrıca 2011 yılında 'resmi belgede sahtecilik', 2013 yılında ise 'dolandırıcılık' suçlarından arşiv kaydına rastlandı.
Takvim Fotoğraf Arşivi
KEÇİÖRENGÜCÜ'NÜN SPONSORU DA SAHTE DİPLOMACI ÇIKTI
Sabah'ta yer alan habere göre, Ege Üniversitesi'nden usulsüz olarak İnşaat Mühendisliği bölümünden mezuniyeti oluşturulmuş ve YÖK sistemlerine eklenen bir diğer isim ise Emre Gökdemir oldu. Gökdemir'in Ankara'da faaliyet gösteren Gökdemir İnşaat Mühendislik Mimarlık Müteahhitlik isimli şirketin sahibi olduğu ayrıca firmanın Keçiörengücü Spor Kulübü'ne isim sponsoru olduğu belirlendi.
ÜLKENİN GÜVENLİK SİSTEMİNE BİR SALDIRI MI?
Sahte diploma olayı gündemdeki yerini korurken sadece belirli bir kesimin bu olayı sanki bir hazine bulmuşcasına köpürtmesi ise akıllara şu soruyu getirdi. Sahte diploma olayında amaç sadece para mı yoksa ülkenin güvenlik sistemine bir saldırı mı? Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür sahte diploma olayıyla ilgili bir yazı kaleme aldı. Övür yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2024 yılı haziran ayında başlattığı "sahte diploma" soruşturması kamuoyuna "Sahte diplomalı 400 profesör, doçent" olarak yansıtılınca birileri mal bulmuş mağribi gibi olayı köpürtmeye başladı. Bir sevinç çığlıkları atmadıkları kaldı. Bu müthiş bir ezikliğin işaretiydi. Bir anlamda içlerinde ukde kalan, savunmakta zorlandıkları diploması iptal edilen Ekrem İmamoğlu'nun rövanşı alınıyordu. Arsız arsız "Sizinkiler de yaptı" çapsızlığının yeni bir örneğiydi bu...
takvim foto arşiv
Oysa söz konusu olan ülkenin güvenlik sistemine ve kurumlarının itibarına yönelik saldırıydı. Olayı açığı çıkartan da o çok şikâyet ettikleri "iktidar yargısı"ydı. Dosyadan anlaşılan karşımızda bir grup bilişim teknolojisini de bilen yeni tür organize bir şebeke vardı. Ancak sahtekârlık boyutu işin belki de en küçük yanıydı. 50 bin TL'ye ehliyet vermek, 100 bin TL'ye not yükseltmek gibi. Nelere yol açtığını, notu yükseltilen bir mühendisin neler yaptığını henüz bilmiyoruz. İddianameye yansıyan bir profesör veya doçent ismi de yok. Kuşkusuz bu da önemli ama daha vahimi ülkenin siber güvenliğinin deliniyor olması ve bakanlık gibi, üniversiteler gibi kurumların itibarının hedef alınmasıydı.
FETÖ VE MOSSAD ŞÜPHESİ
İşte burada biraz durup düşünmek gerekiyor. Bu iş sadece iddianamede şüpheli 154 kişiden ibaret miydi yoksa arkasında bu tür konularda sicili kirli FETÖ veya FETÖ'ye de destek veren ve pusuda bekleyen MOSSAD gibi istihbarat örgütleri mi vardı?
Bunlardan birinin çıkması hiç şaşırtıcı olmayacak.

Bu ülkeye yöneltilen çok büyük bir saldırı... Arkasında kim varsa üzerine gidilmeli. Buna rağmen mevcut üniversite sistemine karşı kara propaganda yapanlar hemen harekete geçti. Onlar için iddianamenin içeriği önemli değildi, önemli olan iktidara ve mevcut sisteme zarar vermesiydi. İş öyle bir noktaya vardı ki makul saydığımız Kürşad Oğuz gibi gazeteciler bile İmamoğlu hatırlatması yapmaktan utanmadı.
"AMAÇ ÜLKENİN GÜVENLİK SİSTEMİ"
Oysa söz konusu olan iktidar değil, ülkenin güvenlik sistemi ve üniversiteleriydi. Bu yüzden Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iki iddianameyi dikkatle okumaya çalıştım. Hatta iyi bir hukukçu arkadaşımdan destek aldım. Haberlerde de yer aldı, benzer suçlar işlemiş olan şüpheliler, iki ayrı elektronik imza sertifikası veren şirketi kullanarak, 14 üniversitenin öğretim görevlisinin, Göç İdare Başkanlığı'nın, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun, Milli Eğitim Bakanlığı ve bazı emniyet yetkililerinin adına sahte elektronik imza üreterek organize bir sahtekârlık yapmıştı. Sistemi kuran kişilerin amacı anladığım kadarıyla sadece para da değil, bilinçli bir biçimde hem devlet kurumlarını hem de üniversiteleri yıpratma, itibarlarını sarsmaydı. İşin püf noktası ise kurumlardaki en yetkili isimlerin e-imzalarının çıkartılması. Olayın geriye dönük uzun bir geçmişi var mı bilmiyorum. Umarım yoktur.
ELEBAŞLARI KİM?
İddianameye göre, organizasyonda öne çıkan iki isim var: Ziya Kadiroğlu ve Sinan Şimşek... Şüpheliler, Telegram gibi mesajlaşma programları üzerinden irtibat kurmuş ve sahte kimlik belgeleriyle e-imza başvuruları gerçekleştirmişler. Bu iki ismin geçmişi iyi araştırılmalı.
Şu tablo da insanı şaşırtıyor: Bir şüpheli, bu yolla yaklaşık 40 kişinin işlemini gerçekleştirdiğini ve 150 bin TL civarında menfaat sağladığını söylüyor. Olay bu kadar basit mi doğrusu emin değilim. İddianamede, onlarca şüphelinin ismi geçiyor ve bu kişilerin farklı şehirlerde, hatta farklı ülkelerde (Suriye, Tacikistan) yaşayan insanlarla bağlantılı olduğu görülüyor.
takvim foto arşiv
BAKANLIKTAN SUÇ DUYURUSU
Son bir not: İddianamede organize çetenin nasıl çökertildiğine dair bir bilgi yok. Ancak olayın kamuoyuna yansımasından sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan yapılan açıklama, en azından bazı kurumların erken fark ettiğini gösteriyor: "Yapılan araştırma sonucunda Genel Satış Daire Başkanı'nın kısa sürede adına düzenlenen e-imzadan haberdar olup e-imzayı iptal ettirmesi sonucunda e-imza kullanılarak herhangi bir işlem gerçekleştirilmediği tespit edilmiştir. E-imzayı üretenler ve e-imza ile Bakanlığımız Belgenet sistemine bağlanmaya çalışan kişiler IP adreslerinden tespit edilmiştir. Bu kişiler hakkında işlem yapılmak üzere 25 Haziran 2025 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmuştur."
