Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'dan sokakları karıştıran CHP'ye sert tepki: Sorumsuz davranıyorlar

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Turkuvaz Medya'nın Ankara Bürosu'nu ziyaret ederek gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

"DÜŞMANLAŞTIRICI SÖYLEM TOPLUMA SİRAYET EDİYOR"
Yılmaz son dönemlerde CHP'nin kışkırtıcı bir yaklaşımı olduğunu belirterek, "AK Parti başından beri kucaklayıcı, kapsayıcı oldu. Zaman zaman siyasi polemikler yaşanır. Bu da siyasetin doğasında var. Ama niye biz karşı tarafı düşmanlaştıralım? Bunu şu anda CHP yapıyor. 'Meclis savaş alanı, hükümet cunta' gibi laflar akıl kârı değil. Ötekileştirici, kutuplaştırıcı, düşmanlaştırıcı söylem topluma da sirayet ediyor. Bunu yapan siyasetçi sorumsuz davranıyor, üreteceği toplumsal maliyeti de umursamıyor demektir." dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz. (AA)

"TÜRKİYE KARGAŞAYA GİRECEK ŞEKLİNDE BİR HAVA POMPALANDI"
Yılmaz, CHP'nin söylemlerinin ve sokak siyasetine yönelmesinin finans çevrelerinde güvenlik endişesi yarattığını vurgulayarak, "CHP insanları sokağa çağırdı, buna marjinal gruplar da dahil oldu. 'Gezi benzeri olaylar başlayacak, Türkiye kargaşaya girecek' diye bir hava pompalandı. Bir miktar uluslararası sermayenin dışarıya gitmesine neden olan bu güvenlik kaygısını oluşturan CHP'nin söylemleri ve sokak siyasetine yönelmesiydi. CHP bunun müsebbibi değilmiş gibi davranıyor." ifadelerini kullandı.

CHP lideri Özgür Özel, boykot çağrısında bulunmuştu. (AA)

Yılmaz, konuşmasının devamında şunları söyledi:

Kutuplaşmadan en çok onlar şikâyet ediyor gibiler ama en sivri, en ötekileştirici kelimeleri de onlar kullanıyor. Sonra da demokrasiden, kutuplaşmanın zararlarından bahsediyorlar. 'Biz haklıyız. Her tarafı kırarız, dökeriz, memleketi karıştırırız' havası oluşturuyorlar. Sonra 'Niye bunlar ekonomiyi etkiledi?' diye şikâyet ediyorlar. Bu son derece tutarsız bir tavır. 'Ben haklıyım, istediğim gibi davranırım, istediğim sözü söylerim. Her tarafı da karıştırırım.' Böyle bir hak kimsede yok. Hepimizin meşru siyasete sarılması lazım. Bu ülke iktidarıyla, muhalefetiyle hepimizin.

Kimsenin hukukun üstünde bir konumu yok. Hangi partiden, hangi görüşten olursa olsun. Yolsuzluk yapan olursa cezasını görecek, suçsuzsa suçsuzluğunu ispat edip yoluna devam edecek. Bunu siyasallaştırmak doğru değil. Seçime üç sene var. Birileri 'Ben cumhurbaşkanlığına adayım' diyor. Seçime üç sene varken adayın ilan edildiği hiç oldu mu tarihimizde? Muhtemelen bu, bekledikleri bir hukuki süreci ön alarak, siyasallaştırma çabasıydı. 'Ben aday olduğum için bu yapıldı' demek için yapılmış bir girişim. Belirli noktalarda iktidarla muhalefet ortak zemin oluşturabilmeli.