'TARİHSEL YOLCULUĞUMUZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ'
Bakan Fidan, Türkiye'nin AB için stratejik önemi ve Türkiye'nin üye olduğu AB'nin küresel ve bölgesel düzeyde neler kazanacağı sorusuna, "Tarihsel olarak önceliğimizi hep AB'den yana kullandık ve hala da onu tercih ediyoruz. Bu noktada özellikle ekonomik işbirliğinin, siyasal işbirliğinin AB kurumlarıyla derinleşmesi, daha ileri adımlar atılması konusunda bir tereddüdümüz yok. AB, bazı üye ülkelerinin özellikle kimlik siyaseti takip ediyor olması, kendi iç politikalarında daha ucuz olan anti Türkiye söyleminin, anti İslam söyleminin göçmen kartlarıyla da birleştirilip bir bulut içerisinde, bir propaganda faaliyeti olarak toplumlarına sunulması ve bunun üzerinden ucuz oy devşirilerek iktidara gelinmesi, kendilerini iktidara getiriyor; ama stratejik düzeyde AB'yi ciddi bir problemli alana itiyor. Tam da büyük dayanışmalara, büyük ittifaklara ihtiyacı olan bu dönemde AB'nin sadece Atlantik'in diğer tarafından gelecek olan yardımla ve destekle ayakta durabilen bir yapı halinde olmuş olması tabii ki tarihsel açıdan kendileri için tekrar tekrar düşünüp 'biz nerede hata yaptık' diye soracakları bir soru. Türkiye olarak buradaki dinamik yapımızda dediğimiz gibi siyasi istikrarımızla, güçlü ekonomimizle, dinamik nüfusumuzla ve bölgedeki iş birliğimiz, ağlarımızla her zaman için AB'yle ilişkilerimizi daha da ilerletmeye tarafız. Onlar kimlik siyasetinden kurtulup bunu stratejik bir çerçeveye ne zaman taşırlar, nasıl taşırlar, o tabii ki onların bir tercihi. Ama biz onlar bu tercihi kullanmıyor diye kendi merkez ülke olma stratejimizden ve tarihsel yolculuğumuzdan vazgeçmeyeceğiz" yanıtın verdi.
'TİCARET HACMİNİ GELİŞTİRMEK İSTİYORUZ'
Varhelyi ise AB-Türkiye arasındaki ticaret hacminde artış olduğunu belirterek, "AB-Türkiye arasında geçen yıl 200 milyar euro ticaret hacmine çıkılmış. Türkiye AB'nin 5'nci en büyük ticaret ortağı. Bunu daha da geliştirmek gerekiyor. Türkiye'ye daha fazla yatırımı da ele aldık. AB-Türkiye Yatırım Platformu kuruldu. Sadece kamu değil özel yatırımlar da teşvik ediliyor bu platformda. Bu yıl çalışmayı tamamlamayı hedefliyoruz. 2,4 milyar euroluk doğrudan yatırımı mobilize etmeyi amaçlıyoruz. Her iki taraf da birbirimize daha fazla ihtiyaç olduğumuzu kabul ediyoruz. Üst düzey diyaloglar tekrar başlayacak. Daha düzenli şekilde bir araya geleceğiz ve her şeyi daha hızlı ilerletebileceğiz" dedi.
TÜRK MEVKİDAŞLARIMIZLA ANALİZ EDİYORUZ
Varhelyi, Türkiye-AB arasındaki Gümrük Birliği'nin güncellenmesi önündeki engele ilişkin soru üzerine, "Öncelikle mevcut kuralların uygulanması. Mevcut Gümrük Birliği'nden en iyi şekilde nasıl faydalanabileceğimizi Türk mevkidaşlarımız ile analiz ediyoruz, ticaretin önündeki zorlukları ele alıyoruz, Gümrük Birliği'nin işlevselliği açısından engel teşkil eden ticaret sorunlarını ele alıyoruz. Anlaşma içerisinde, 26 zorluk belirledik ve 15 tanesini çözmeyi başardık. Üzerinde çalıştığımız ikinci alan ise Gümrük Birliği anlaşmasının revizyonu. Bu anlamda da tüm mevcut seçeneklere bakıyoruz. Bu görüşmeleri de bir sonraki aşamaya taşımaya karar verdik. Hangi alanların revize edileceğine bakacağız. Tabii ki AB Komisyonu, AB Konseyi'nden yetki isteyecek. Umarım bu yıl itibarı ile Gümrük Birliği güncellemesi gözden geçirilmesi konusu ele alınmaya başlayacak" diye konuştu.