Başkan Erdoğan ve hükümete atılan kirli İsrail yalanında gerçek ortaya çıktı: Filistin’e gönderilen mallar İsrail üzerinden geçmek zorunda!

Terör devleti İsrail'in Gazze'de işlediği soykırımı malzeme olarak kullanıp Filistinli mazlumların sesi olmak yerine kendi konfor alanlarından devlete ve hükümete iftira atan 'Filistin istismarcıları'nın kirli algı operasyonu çöktü. Filistin'e gelecek mallarda varış noktası olarak İsrail'in gösterilmesi veya "via Israel" ibaresinin bulunması zorunlu tutuluyor. Çünkü İsrail işgali altındaki Filistin'in bir gümrük kapısı yok. Konuyla ilgili konuşan Eski Filistin Ekonomi Bakanı Halid el-Useyli, son 5 yılda Türkiye ile Filistin arasındaki ticaretin yüzde 15 arttığını belirtti. İsrail vatandaşı Filistinlilerin, Türk ürünlerini ithal ettiğini ve bir kısmını Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere sattığını aktaran Filistinli işadamı ve Türk-Filistin Dostluk Derneği Başkanı Muhammed Cevher, "Filistin, gümrükte İsrail çatısı altında sınıflandırılıyor. Filistin'in Türkiye'den yaptığı ithalatın gümrük verileri sanki İsrail'e satılmış gibi görünüyor." dedi.

Giriş Tarihi 08 Nisan 2024, 22:01 Güncelleme 09 Nisan 2024, 00:38
Başkan Erdoğan ve hükümete atılan kirli İsrail yalanında gerçek ortaya çıktı: Filistin’e gönderilen mallar İsrail üzerinden geçmek zorunda!

İÇİNDEKİLER

Türkiye ile İsrail arasındaki ticaret hacmi Gazze'ye yönelik saldırılar sonrası 6 ayda yaklaşık yüzde 33 düşerken, Filistinlilere ulaştırılmak üzere bazı kalemlerde özel sektör eliyle sevkiyatlar devam ediyor.

FİLİSTİN'E GÖNDERİLEN MALLAR, İSRAİL ÜZERİNDEN GEÇİŞ YAPIYOR
Türkiye'den Filistin'e yönelik gönderilen mallar, Filistin'in kendine ait gümrüklerinin olmaması nedeniyle İsrail üzerinden ve İsrail gümrükleri aracılığıyla Filistin'e geçiş yapıyor. Filistin'e gelecek mallarda varış noktası olarak İsrail'in gösterilmesi veya "via Israel" ibaresinin bulunması zorunlu tutuluyor. Ayrıca İsrail tarafından Oslo anlaşmaları gösterilerek, Üçüncü ülkelerin Filistin ile doğrudan kurduğu yasal ilişkiler de İsrail tarafından tanınmıyor.

Filistin'e ağırlıklı olarak deniz yoluyla yapılan ihracat (yüzde 96,5) Hayfa ve Aşdod limanları üzerinden İsrail'e giriyor ve Hayfa limanına gelen mallar Filistin/Batı Şeria'ya gönderiliyor. Filistin'e giden Türk mallarının bir kısmı doğrudan Batı Şeria veya Gazze'de kurulu şirketlere İsrail üzerinden yapılıyor. Yine bu bölgelerde bulunan bazı büyük tüccar ve iş insanları, İsrail'de İsrail mevzuatına uygun bir şirket kurarak ya da bir İsrailli acente üzerinden malları millileştiriyor. Millileştirilen mallar iç ticaret gibi görünerek İsrail üzerinden Filistin'e geçiriliyor.

İsrailli tüccarlar, Filistinli tüccarlara satmak üzere Türkiye'den mal alırken bazı Filistinliler de İsrail'e satmak üzere Türkiye'den ithalat yapıyor. İsrail vatandaşı olan Filistinliler, Türkiye'den aldıkları malların bir bölümünü İsrail içinde tüketirken diğer bölümünü de Batı Şeria ve Gazze'ye satıyor. Bu sebeplerden dolayı, ulusal istatistiklere yansıyan verilerde Filistin'e yapılan ticaretin hemen hemen tamamı İsrail olarak görünüyor.

İsrail'in, üçüncü ülkelerin Filistin ile yaptığı ticareti Gazze özelinde yasaklamış olması, Gazze'den Mısır'a açılan Refah Sınır Kapısı'ndan ticari işlemlere müsaade etmemesi nedeniyle şu andaki durumda, Filistin ile ticaret mutlaka İsrail üzerinden gerçekleştirmek zorunda kalınıyor.

FİLİSTİNLİ İŞADAMI: "FİLİSTİN MUTFAKLARININ YÜZDE 50 İLA 60'I TÜRK MALI"
Filistinli işadamı ve Türk-Filistin Dostluk Derneği Başkanı Muhammed Cevher, Filistin mutfaklarında kullanılan malzemelerin yüzde 50 ila 60'ının Türk malı olduğunu belirtti.

Yapı malzemeleri alanında faaliyet gösteren bir aile şirketleri bulunan Cevher, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kuruldukları ilk günden bu yana ağırlıklı olarak Türk ürünleri kullandıklarını ifade etti.

Filistinli işadamı ve Türk-Filistin Dostluk Derneği Başkanı Muhammed Cevher.

Cevher, aynı zamanda çoğunluğu lisansını Türkiye'de tamamlamış, Türk fabrikaları ve şirketleriyle ticari ilişkileri olan Filistinli işadamlarının yer aldığı, Türk-Filistin Dostluk Derneğinin Başkanlığını yaptığını belirtti.

Restoran, hastane ve otellerdeki merkezi mutfaklar ile inşaatlarda alüminyuma alternatif olarak kullanılan diğer malzemeleri Türkiye'den ithal ettiklerini kaydeden Cevher, "Filistin'de Türk ürünleri büyük ölçüde yer alıyor ve Filistin mutfaklarının yüzde 50 ila 60'ı Türk malı. Filistinli şirketler için Türk ürünleri aralarındaki yakınlık, ortak tarih ve sosyal sebeplerden ve aynı maslahatlardan dolayı büyük önem taşıyor." dedi.

FİLİSTİN, GÜMRÜKTE İSRAİL ÇATISI ALTINDA SINIFLANDIRILIYOR
İsrail vatandaşı Filistinlilerin, Türk ürünlerini ithal ettiğini ve bir kısmını Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere sattığını aktaran Cevher, şunları söyledi:

"Filistin, gümrükte İsrail çatısı altında sınıflandırılıyor. Filistin'in Türkiye'den yaptığı ithalatın gümrük verileri sanki İsrail'e satılmış gibi görünüyor. Türkiye'den veya başka bir ülkeden ithalat yaptığımızda, ithalatçı kısmına Filistin yerine İsrail yazılı bir form doldurmamız gerekiyor, aksi takdirde İsrail firmaya değerinin yüzde 12'si kadar para cezası kesiyor. Ayrıca ürünlerin teslimi ve limandaki gümrük işlemleri gecikiyor."


KAYITLARDA İSRAİL'E SATILMIŞ GİBİ GÖRÜNÜYOR
Cevher, bu durumun, Filistinlilerin Türkiye'den yaptığı ihracatın hacmini gerçek dışı hale getirdiğine işaret ederek, "Özellikle Kudüs'te İsrail şirketleri olarak sınıflandırılan Filistinli şirketlerin bulunması nedeniyle ürünler sanki İsrail'e satılmış gibi kayıtlara geçiyor." diye konuştu.

İsrail, Filistin'in başka bir ülkeyle kurduğu ilişkileri tanımıyor. Filistin'e ait bir gümrük olmadığı için Türk malları İsrail gümrüğü üzerinden Filistin'e geçiyor. Bu nedenle ticaret hukuku, ihracatın yapılacağı ülke ya da transit ülkenin adı İsrail olarak yazılmasını öngörüyor.

Ticaret Bakanlığı'nın verilerine göre, Türkiye'nin Filistin'e gönderdiği malların yüzde 96,5'i Akdeniz üzerinden Hayfa ve Aşdod limanlarını geçerek Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki şirketlere ulaşıyor.

İsrail'in Gazze'ye saldırılarına başladığı 7 Ekim 2023'ten 20 Mart 2024'e kadar olan sürede, Türkiye'nin İsrail ile toplam ticaret hacminin yaklaşık yüzde 33, ihracatının yüzde 30, ithalatının ise yüzde 43,4 oranında azaldığı görüldü.

Türkiye'nin Filistin meselesini destekleme çalışmaları kapsamında Gazze'ye yaklaşık 7 bin 400 ton insani yardım malzemesi gönderildi, başta onkoloji hastaları olmak üzere çok sayıda hasta ve yaralı Filistinlinin tedavisine ev sahipliği yapıldı.

Öte yandan Gazze'de sahra hastanesi kurma çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Gazze'deki insani durumun vahameti göz önünde bulundurularak, geçen yıl yapılan 10 milyon dolara ilave olarak Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'na (UNRWA) 1 milyon dolar ek katkı sağlandı.

BİZİM BURADA ÇOK FAZLA TÜRK ÜRÜNÜ VAR
İşgal altındaki Doğu Kudüs'te Filistinliler kalite ve fiyatlarından dolayı marketlerdeki Türk ürünlerine rağbet gösteriyor. Doğu Kudüs'ün Vadi el-Cevz bölgesindeki hem market hem de fırın olan Tannour Süpermarketin sahibi Hussam Herbavi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Marketimizde çok fazla Türk ürünü bulunuyor. Konserveler, bisküviler, Türk meyve suları. Bizim burada çok fazla Türk ürünü var." dedi.

Bunun dışında Türkiye üretimi çok fazla temizlik ürününün de raflarda yerini aldığına işaret eden Herbavi, "Bunun yanı sıra Türkiye'den gelen temizlik ürünleri de markette satılıyor. Aynı şekilde fırınımızda da çok fazla Türkiye'den getirttiğimiz ekipman var. Türk malları çok kaliteli, fiyatları da çok uygun ve kullanışlı." diye konuştu.

Marketlerini ziyaret edenlerin Türk ürünlerine yönelik taleplerine de değinen Herbavi, "Türk ürünlerini tercih ediyorlar, bu ürünlerin kaliteleri yüksek ve lezzetleri çok iyi. Ayrıca Türk ürünlerinin iyi bir pazarı var hem Kudüs'te hem de Batı Şeria'da." ifadelerini kullandı.

Türk ürünlerinin ithalatı konusunda Herbavi, şunları kaydetti:

"(İthalat için) Çok fazla yol var. Her sene Türkiye'de fuarlar oluyor. Oradaki fuarlara katılıyoruz, doğrudan şirketlerle anlaşmalar imzalıyoruz. Sonra ürünler buraya Aşdod Limanı üzerinden ulaşıyor. Ya da distribütörler aracılığıyla oluyor. Burada çok sayıda Türk şirketinin distribütörlükleri var. Siparişlerimi ve isteklerimizi veriyoruz ve en fazla bir hafta içerisinde burada oluyor."

Batı Şeria'da İzhiman Süpermarketinin sahibi Muhammed İsmail Musa Ebu Kasım, "(Dükkanımızda çok fazla Türk ürününün bulunmasının) En önemli sebebi, ilk intifadadan beri İsrail ürünlerini boykot etmiş olmamız." dedi.

Kendi ürettikleri ürünlerin de bulunduğunu aktaran Ebu Kasım, "Kendi ürünlerimizden sonra tercih ettiğimiz ürünler, Türk, Ürdün ve Malezya ürünleri oluyor." ifadelerini kullandı.

Ebu Kasım, "Bir söz var, kim bir şeyi Allah için terk ederse Allah onun yerine daha iyilerine verir. Öncelikli olan inanç, çıkara olan inanç değil. İlk intifadada İzhiman dükkanları boşalmış dediler. Çünkü İsrail mallarını çıkarmıştık." şeklinde konuştu.

Öte yandan, işgal altındaki Batı Şeria'nın el-Halil kentinde bir giyim mağazası sahibi olan Emced el-Tabbahi, kurduğu Ezel isimli mağazada Ezel dizisinden esinlendiklerini aktardı.

Tabbahi, mallarının çoğunun Türkiye'den geldiğini ve bu yönde ticaretin daha kolay olduğunu söyledi.

ÜRÜNÜN TÜRKİYE'DEN OLDUĞUNU DUYAN MÜŞTERİNİN GÖNLÜ RAHAT EDİYOR
Türkiye'den mal tedarikini yapan tüccarlarla buradan ilişkinin ve iletişimin oldukça kolaylaştığını ifade eden Tabbahi, nakliyenin de kolay olduğunu ancak şu günlerde malum durumlardan dolayı biraz aksamalar olduğunu belirtti.

Tabbahi kalite ve fiyat konusunda Türk ürünlerinin oldukça iyi olduğunu ve müşterilerin de buna alıştığını ve bu ürünleri tercih ettiğini kaydetti.

"Ürünün Türkiye'den olduğunu duyan müşterinin gönlü rahat ediyor." diyen Tabbahi, Türkiye ile Filistin arasındaki ticari ilişkinin sürmesi ve daha da gelişmesini temenni ettiğini dile getirdi.

SON 5 YILDA TÜRKİYE İLE FİLİSTİN ARASINDAKİ TİCARETİN YÜZDE 15 ARTTI
Eski Filistin Ekonomi Bakanı Halid el-Useyli, son 5 yılda Türkiye ile Filistin arasındaki ticaretin yüzde 15 arttığını belirterek, "Filistin ile Türkiye arasında neredeyse 1 milyar dolarlık ticarete ulaştık." dedi.

Useyli, Türkiye ile Filistin arasındaki ticari ilişkilere dair AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'yi bakan olmadan önce de bakanlığı döneminde de yılda en az iki üç kez Türkiye'yi ziyaret ettiğini kaydeden Useyli, Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Türk hükümeti ve Türk halkıyla ilişkilerinin çok iyi olduğunu vurguladı.

Useyli, Türkiye ile kardeş olduklarını belirterek, her zaman Türk hükümeti ve Başkan Erdoğan'dan güzel destek aldıklarını söyledi.

58 İslam ülkesinin katıldığı bir toplantıda Başkan Erdoğan'ın çok güçlü bir açılış konuşması yaptığını kaydeden Useyli, burada gösterilen Gazze'deki katliamı ve soykırımı anlatan iki dakikalık videonun da önemli olduğunu aktardı.

Useyli, Erdoğan'ın bu konuşmada Gazze'de ateşkesin durdurulması için çaba gösterilmesini ve Gazze halkına insani yardımın artırılmasını istediğini hatırlattı.

"FİLİSTİN İLE TÜRKİYE ARASINDAKİ RESMİ TİCARET HACMİ 1 MİLYAR DOLAR GERÇEK RAKAM BELKİ DE İKİ KATI"
Türkiye ile Filistin arasındaki ticari ilişkinin her geçen yıl arttığına işaret eden Useyli, rakamların gerçek hacmi yansıtmadığını söyledi.

Görev süresi boyunca son 5 yılda Filistin ile Türkiye arasındaki ticaret yılda ortalama yüzde 15 arttığına dikkati çeken Useyli, "2020'yi 2023'le kıyaslayacak olursam ticarette yüzde 48'lik bir artış yaşadık. Filistin ile Türkiye arasında neredeyse 1 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaştık." dedi.

Useyli, Türkiye ve Filistin arasındaki ticaretine ilişkin resmi rakamların gerçek hacmi yansıtmadığına dikkati çekerek, "Filistin ve Türkiye arasındaki resmi ticaret hacmi 1 milyar dolar. Ama asıl olan belki de bunun iki katı. Bunun nedeni de İsrail'in konşimentoda varış noktası İsrail olması konusundaki ısrarı. Eğer ki buraya Batı Şeria ya da Filistin yazılırsa, yaklaşık yüzde 12 fazladan vergi ödenmesi gerekiyor. İthalatçılarımız varış noktasını İsrail olarak yazıyor ki maliyeti düşürerek rekabet etmeye çalışıyor. Bu rakamların gerçeği yansıtmamasının arkasındaki nedenlerden birisi de bu." diye konuştu.

Filistin'in en yüksek ticaret hacminin işgal nedeniyle İsrail ile olduğunu belirten Useyli, onun ardından Filistin'in bir numaralı ticaret ortağının Türkiye olduğunu vurguladı.


"BURADAKİ ÜRÜNLERİN BÜYÜK BİR KISMININ TÜRK OLDUĞUNU GÖRECEKSİNİZ"
"Buradaki herhangi bir süpermarkete, perakende satış mağazalarına giderseniz ürünlerin büyük bir kısmının Türk olduğunu göreceksiniz."
diyen Useyli, son birkaç yıldır bakanlığı döneminde özel sektörden ve iş dünyasından Türk şirketlerin buradan resmi bayilikler vermeye teşvik ettiğini söyledi.

Useyli, Filistin'de birçok Türk markasının görülebileceğini belirterek, bakanlık döneminde Türkiye ile ilişkilerin artmasından memnuniyet duyduğunu, ticari ilişkilerin daha da artacağını dile getirdi.

Bakanlık döneminde Türkiye'deki tüm bakanlarla ilişkilerinin çok iyi olduğunu, Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile de yakın çalıştıklarını kaydeden Useyli, "Son toplantıda Türkiye'ye hurma kotasının 3 bin tondan 5 bin tona çıkarılmasını istemiştim ki 5 yıl önce göreve geldiğimde bu rakam Türkiye'de yüzde 25 vergi muafiyetiyle yılda 1000 tondu." ifadelerine yer verdi.

Useyli, bu artışın parlamentoda kabul edilmesini beklediklerini belirterek, "O zaman yılda 5000 ton olacak, bu da neredeyse dünyaya hurma ihracatımızın yüzde 50'sine denk gelecek." dedi.

Öte yandan Cenin Sanayi Bölgesi'nin inşa edilmesiyle ilgili Useyli, bu nihayete erdirildiğinde Türk şirketlerinin Türkiye'deki avantajlarından buradaki üretimde de yaralanabileceğini söyledi.

İki ülke arasındaki ticaretin boyutlarının sorulması üzerine Useyli, "Endüstriyel makineler dahil ithal ettiğimiz tüm ürünler, her şeyimiz var. Ya İtalyan makineleri alırdık, ya Alman makineleri, hatta Uzak Doğu'dan, Çin'den makineler alırdık. Bunları Türk makineleriyle değiştirdiler. Burada şunu görüyoruz, şunu söyleyebilirim, Türk ürünleriyle, Türk makineleriyle 'Alman kalitesini Türk fiyatına' aldık. Bu son derece önemli." diye konuştu.

Useyli, Filistin'deki fabrikalar ziyaret edildiğinde Türkiye'de üretilen birçok makinelerin görülebileceğine işaret ederek, "Gıda maddeleri, inşaat malzemeleri ve deri dahil olmak üzere diğer tüm ürünler neredeyse burada. Türk ürünlerini alıyoruz" ifadelerini kullandı.

Useyli, öte yandan bazı projelerin TİKA finansmanıyla yapıldığını belirterek, inşaat malzemelerinin çoğunun Türkiye'den geldiğini aktardı.

"GAZZE PİYASASI, FİLİSTİN PİYASASININ YÜZDE 40'INI TEMSİL EDİYOR"
Useyli, Filistin'de üretimin düştüğünü belirterek, bazı şirketlerin kapandığını ve iflas ettiğini söyledi.

Turizm ve diğer sektörlerde küme halinde yüzde 50'den fazla bir düşüş yaşandığına işaret eden Useyli, "Çünkü Gazze piyasası, Filistin piyasasının yüzde 40'ını temsil ediyor. Bu Gazze piyasasındaki yüzde 40'ı kaybettik. Aynı şey Gazze için de geçerli. Gazze, Batı Şeria'ya birçok ürünü ihracat yapardı ancak savaş süresince bu artık yok. Gazze'de işsizlik şu anda yüzde 95 oranında." diye konuştu.

Useyli, Gazze'de işsizlik oranın önceden yüzde 25 olduğunu dile getirerek, birçok şirketin varlığını sürdüremediğine de işaret etti.

Gelirin birçoğunun kaybedilmesi nedeniyle nakit para akışı ve dövizin de kısıtlı olduğunu anlatan Useyli, önceden ürünlerin ithalatından elde edilen vergi ödemelerinin yüzde 80'ini de İsrail'in aldığını söyledi.

Useyli, Filistin parasının da alındığını kaydederek, "Bu bir tür hırsızlık. Buradaki para akışı daha az, insanlar daha az para harcıyor ve fabrikalardaki tüm ürünleri de bu durum etkiliyor." dedi.

Bazı ürünlerin yurt dışından satın alınması için ithalat izin lisansı gerektiğine işaret eden Useyli, bunu sağladıklarını çünkü İsrail'in bu izin belgesini görmesi gerektiğini anlattı.

İTHAL EDİLEN TÜM ÜRÜNLER İSRAİL ÜZERİNDEN GELMEK ZORUNDA
Useyli, "İthal edilen tüm ürünler İsrail limanına geliyor ve gümrüğünden geçiyor. Yani İsrail üzerinden gelmek zorundalar. Bazı ürünler İsrail standart kurumu tarafından kontrol ediliyor ve İsrailli ithalatçılar için bu bir günden daha az sürüyor. Bu bizim için haftalar alabiliyor. Haftalar sürdüğünde daha fazla pahalı ve maliyetli oluyor. Rekabet edemiyoruz çünkü ekstra maliyetimiz oluyor." ifadelerini kullandı.

Bazen sağlık sertifikası gibi belgeler istediklerini anlatan Useyli, kargo faturasında da Filistin'e gelecek olsa bile son varış noktasının İsrail olarak gösterilmesi gerektiğine dikkati çekti.

Useyli, İsrail vatandaşı Filistinlilerin de İsrail'e ithalat yapacakları zaman, İsrail kurumlarına gittiklerini ama onların da aynı süreci izlemeleri gerektiğini söyledi.

"FİLİSTİN İÇİN İSTİSNA VAR"
Useyli, Türkiye'den birçok bakanı tanıdığını ve bir şey istediklerinde bakanların izin verdiklerini anlatarak, Kovid-19 salgını süresince yasak olsa bile ihtiyaç duyulan ürünlerin ihracına ya da ithalatına Türkiye'nin Filistin'i istisna tutarak izin verdiğini söyledi.

Salgın döneminde "dünyada eksikliği çekilen ve birçok ülke tarafından ihracat yasağı getirilen hammaddelere" Türkiye'nin Filistin için izin verdiğini kaydeden Useyli, "Tüm sağlık ürünlerini ve ilaçları burada üretiyoruz, buna ihtiyacımız vardı ve bize izin verdiler, bunu sağladılar. Bu istisnai bir ihracat. Her şeyi, her zaman, Türkiye'den aldık. Tüm bakanlar 'Filistin için istisna var, ne isterseniz verebiliriz' dediler." diye konuştu.

FİLİSTİNLİ TÜCCAR, TÜRKİYE'DEN ÇELİK VE DİĞER ÜRÜNLERİN İTHALİNİN FİLİSTİNLİLER İÇİN ÖNEMİNİ DEĞERLENDİRDİ
İşgal altındaki Batı Şeria'nın en büyük çelik tüccarı Mahmud el-Veher, Türkiye'den yıllık bazda 130 ile 150 bin ton arasında çelik ithal ettiklerini ve bunların İsrail limanları ve gümrüklerinden geçirmek zorunda olduklarını belirterek, "Sadece çelik ve çimento değil. Endüstriyel fabrikalarımız için de Türkiye'den ithalat yapıyoruz. Sanayi girdi materyali, plastik gibi malzemeler, fabrikada kullandığımız malzemeleri de Türkiye'den satın alıyoruz." dedi.

Veher, Türkiye ile ticari ilişkilere, Filistin ve Batı Şeria'daki duruma ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Filistin'in en büyük çelik tüccarlarından biri olan ve çeşitli iş kollarında da faaliyetlerini yürüten Veher, Batı Şeria'nın en büyük fabrikasına sahip olduklarını ve yeni bir fabrikanın kuruluş aşamasında olduğunu anlattı.

Veher, Türkiye'den çelik başta olmak üzere endüstriyel malzeme ithalatı yaptıklarını ve ticaret hacminin her geçen yıl arttığını söyleyerek, "Türkiye'den yıllık bazda ithal ettiğimiz çelik 130 ile 150 bin ton arasında değişiyor." bilgisini paylaştı.

Türkiye'den ithal edilen çeliğin daha çok Batı Şeria piyasasında kullanıldığını aktaran Veher, "Gazze'de de satış yapıyorduk ancak 1 yıl önce Gazze piyasasından çekildik" dedi.


"TÜRKİYE İLE ÇALIŞMAMIZIN NEDENİ KALİTE VE STANDART"
Türkiye'den çelik ithalatı konusunda Batı Şeria'da ilk sırada olduklarına işaret eden Veher, bu yılın karmaşık olduğunu ve pek çok alanda düşüş yaşandığını anlattı.

Veher, Türkiye ile çalışma nedenleri arasında belli bir nitelik standardı gözetmeleri, ürünlerin kaliteli ve fiyatların da makul olmasının yer aldığını belirtti.

Türkiye'nin tarihi ve geleneksel olarak Filistinlilere çok yakın olduğunu kaydeden Veher, Filistinlilerin Türkiye ile tesis ettikleri güvenin de altını çizdi.

Veher, Türkiye ile aralarında ticari bir ilişkiden ziyade kardeşlik bulunduğunu belirterek, "Türkiye ile çalışmamızın nedeni kalite ve standart. Her zaman olmasa da fiyat. Bu fiyatı Avrupa'da bulamayız. Türk şirketlerle aramızda güven var." dedi.

Türkiye ile 15 yıldan bu yana çalıştıklarını anlatan Veher, "(Türkiye'deki) Standart, İsrail standardına uygun. Ne ithal edersek, bunlar İsrail ve Filistin standartlarına uygun olmalı. Türk üreticiler de bu standartlara göre çalışıyor." ifadelerini kullandı.

Veher, Türkiye'den çimento da satın aldıklarına değinerek, "Sadece çelik ve çimento değil. Endüstriyel fabrikalarımız için de Türkiye'den ithalat yapıyoruz. Sanayi girdi materyali, plastik gibi malzemeler, fabrikada kullandığımız malzemeleri de Türkiye'den satın alıyoruz." dedi.



"TÜRKİYE İLE İSRAİL ARASINDAKİ TİCARET KESMEK FİLİSTİN İLE DE KESMEK DEMEK"
İsrail ile Türkiye arasındaki ticaretin kesilmesi durumunda Filistinlilerin işlerinin de etkileneceğini vurgulayan Veher, "Bu, Türkiye ile Filistin arasındaki ticareti de kesmek anlamına geliyor, sadece İsrail ile değil. Çünkü liman ve havalimanımız yok. Ürünleri Türkiye'den ithal ederken, İsrail yoluyla geliyorlar. Bu malzemeleri getirmek için başka bir yol yok. Bu bizi, tüm Filistinlileri etkileyecek." diye konuştu.

İsrail ile Türkiye arasındaki ticaretin kesilmesi halinde Türkiye'den hiçbir materyal satın alamayacaklarını söyleyen Veher, ürünler için başka kaynaklar aramaları gerekeceğini anlattı.

Körfez ülkeleri, Avrupa, Mısır ve Çin gibi seçeneklerden bahseden Veher, Mısır'ın gerekli standartları karşılamadığını ve diğerlerinin ürünlerinin de çok maliyetli olduğunu söyledi.

Veher, bundan Filistinli müşterilerin de etkileneceğini çünkü kullanıcıların da başka ülkelerden alınan ürünler için daha fazla ödeme yapması gerekeceğini dile getirdi.

Türkiye ile İsrail arasındaki ticaretin kesilmesi durumunda Filistin'deki iş insanlarının da piyasadaki kontrolü kaybedeceğini belirten Veher, şunları söyledi:

"Kim Batı Şeria piyasasını kontrol etmeye başlayacak bu durumda? İsrailli şirketler. Onlar piyasayı kontrol etmeye başlayacak çünkü fiyata, ürünlere sahipler. Üretiyorlar. İsrail'de iki çelik şirketi var, çelik üretiyorlar. Kolayca Filistin piyasasını kontrol edebilirler. Yani tüm tarafları etkileyecek."


"TÜM DÜNYAYLA İSRAİL YOLUYLA TİCARET YAPIYORUZ"
Bütün dünyayla İsrail üzerinden ticaret yapmak durumunda olduklarının altını çizen Veher, "Başka bir yol yok. Örneğin, Ürdün üzerinden ticaret yapmak çok maliyetli oluyor. Ulaşım maliyeti, uçuş maliyeti, her şey çok yüksek oluyor. Günlük olarak onlarla çalışıyoruz. Dürüst olmak gerekirse son günlerde, Filistinli işçilerin İsrail'de çalışmaya dönmesine ihtiyacımız var. Çünkü ekonomiyi, piyasayı onlar çalıştırıyor." diye konuştu.

Veher, 7 Ekim 2023'ten bu yana süren İsrail'in Gazze'ye saldırıları başlamadan önce fabrikalarında 24 saat boyunca 3 vardiya şeklinde çalışıldığını kaydederek, sınırın kapalı olması ve savaş nedeniyle fabrikalarının kapandığını ve İsrail'de Filistinlilerin çalışmadığını anlattı.

Türkiye'yle çalışmalarının büyüme ve Filistin halkının gelişmesi anlamına geldiğine dikkati çeken Veher, "Türkiye'yle sadece çelik sektöründe çalışmıyoruz. Gıda, kıyafet, çelik. Bu tüm ürünlere ihtiyaç var." dedi.

Veher, İsrail'den değil, Türkiye'den ithalat yaptıklarını belirterek, "Türkiye'yle büyüyoruz, günler ve yıllar geçtikçe gelişiyoruz. Tüm sektörlerde işimizi büyütüyoruz." dedi.


"FİLİSTİNLİLER OLARAK SINIR KAPILARINDA VE LİMANLARDA İSRAİL'E BAĞLIYIZ"
Balavi Şirketler Grubu yöneticisi Abid el-Veher de 2008'den bu yana Türklerle ticaret yaptığını ve onlarla çalışmanın rahat olduğunu söyledi.

Veher, "Filistinliler olarak sınır kapılarında ve limanlarda İsrail'e bağlıyız. Ben Türkiye'den ithalat yaptığımda gümrük vergisini İsrail'e ödüyorum. Onlar bu topladıkları vergileri Filistin yönetimine transfer ediyor. Bu nedenle İsrail'le ticari ilişkileri keserseniz, İsrail, Türkiye'den ithalat yapmamıza izin vermez. Bu durumda bizler Avrupa, Rusya ya da Çin'e yönelmek zorunda kalırız." diye konuştu.

Veher, 16 yıldır Türklerle çalıştığını, onlara çok güvendiğini, Türklerin de onu kendilerinden biri olarak gördüğünü ve ona Orta Doğu'daki tüm ithalatçılardan farklı bir şekilde muamele ettiklerini söyledi.

Daha önce ABD ve İsrail'in kendisiyle ortaklık kurmak istediğini ancak kendisinin bunu reddettiğini belirten Veher, "Filistin Ekonomi Bakanına da sadece Türklerle ticaret yapacağımı söyledim. Ben bu insanlardan başkasına güvenmiyorum. Onlarla uzun yıllardır çalışıyorum. Onlar da bana güveniyor." dedi.

Dost olduğu iş insanlarının da Türklerle ticaret yapmaktan memnun olduğunu dile getiren Veher, "Türkler, Filistinlilerle ticaret yaparken dünyanın geri kalanıyla olduğundan daha fazla işleri kolaylaştırıyorlar. Filistinlilere daha yumuşak davranıyorlar." diye konuştu.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN