90 yıl sonra bir ilk! Atina Bildirgesi'ne Erdoğan imzası! Süleyman Demirel ve Mesut Yılmaz denedi ama…

Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın 6 yıl sonra gerçekleşen Atina ziyareti ve iki ülke arsında imzalanan anlaşma büyük önem taşıyor. Tarihi bir önem taşıyan anlaşma ile Türk-Yunan ilişkilerinin geleceğinin siyasi altyapısını oluşturacak. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esra Özsüer, “1978 yılında Yunanistan Başbakanı Konstantinos Karamanlis ve Başbakan Süleyman Demirel; yine 1991 yılında Yunanistan Başbakanı Konstantinos Mitsotakis ve Başbakan Mesut Yılmaz benzer anlaşmalarla bu olumlu havayı sürdürmek isteseler de sonuca ulaştıramadılar” dedi.

Giriş Tarihi 08 Aralık 2023, 12:31 Güncelleme 08 Aralık 2023, 20:08
90 yıl sonra bir ilk! Atina Bildirgesi’ne Erdoğan imzası! Süleyman Demirel ve Mesut Yılmaz denedi ama…

İÇİNDEKİLER

Başkan Erdoğan 6 yıl aranın ardından dün Atina'daydı.

Türkiye ve Yunanistan arasında yeni bir sayfanın resmen açıldığı ziyarette, Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis Atina Bildirgesi'ni imzaladı.

Erdoğan'ın tarihi gezisi, Tür-Yunan ilişkilerinin geleceğinin siyasi altyapısını oluşturacak bir belgeyle sonuçlandı.

90 YIL SONRA İLK
Tam adı 'Dostane İlişkiler ve İyi Komşuluk Atina Bildirgesi' olan belge, Türkiye ve Yunanistan arasında 90 yıl sonra imzalanan en önemli anlaşmalardan biri.

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esra Özsüer, "1978 yılında Yunanistan Başbakanı Konstantinos Karamanlis ve Başbakan Süleyman Demirel; yine 1991 yılında Yunanistan Başbakanı Konstantinos Mitsotakis ve Başbakan Mesut Yılmaz benzer anlaşmalarla bu olumlu havayı sürdürmek isteseler de sonuca ulaştıramadılar. Dolayısıyla 1933 yılından tam 90 yıl sonra ilk defa Türkiye ve Yunanistan yeniden karşılıklı masaya oturdu ve her iki ülkenin ortak menfaatleri gözetilerek bir anlaşma metni imzalandı. Bu noktada, Erdoğan ve Miçotakis ile birlikte Türk-Yunan İlişkilerinde yeni bir sürecin başladığını ve bu sürecin yakınlaşma dönemine de öncülük ettiğini söyleyebiliriz" ifadelerini kullandı.

Yaşananların tarihi bir de javu olduğunu ifade eden Özsüer, "Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 6 yıl aradan sonra 7 Aralık'ta Türkiye-Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin 5'inci toplantısı vesilesiyle Atina'ya yaptığı ziyaret Türk-Yunan İlişkileri tarihinde bir yönüyle tarihi "de javu" olarak kabul edilebilir. 1922'de ağır bir savaştan çıkan 2 ülke 8 yıl aradan sonra 10 Haziran 1930'da Türk-Yunan İtilafnamesi ile ilk dostluk adımını atmış; Lozan Antlaşması (1923) ve Atina Antlaşması'nda (1926) çözümlenemeyen pürüzlü konuları gidermek için bir ticaret anlaşması imzalamıştı. Her iki ülkenin bu iyi niyetli çabasının arkasında Mustafa Kemal Atatürk'ün dış politikada benimsediği "Yurtta Sulh Cihanda Sulh" ilkesi ile dönemin Yunanistan Başbakanı Eleftheros Venizelos'un "Büyük Yunanistan (Megali İdea) yoktur, Büyüyen Yunanistan (Megali Ellada) vardır." ilkesi bulunuyordu. Hatta 1929 yılında mübadillerin emlak sorununa teknik ve hacmi zorluklar nedeniyle kalıcı bir çözüm getirilmemesi ikili ilişkilerde gerilim yaratıp savaş olasılıklarını gündeme taşımış olsa da 1930 yılında Türkiye ve Yunanistan'ın bölgedeki statüko ve güvenliği sağlama siyaseti sıcak çatışma ihtimalini de ortadan kaldırmıştı" şeklinde konuştu.

DOSTANE ADIM
Söz konusu ziyaretin neredeyse sıcak çatışmaya dönen Doğu Akdeniz krizi için dostane bir adım niteliğinde olduğunu söyleyen Özsüer şu ifadeleri kullandı:

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gerek Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakelaropulu ile görüşmesinde gerekse Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile katıldığı ortak basın toplantısında dostane bir dil kullanması yapıcı diyaloğun gelişmesinde önemli bir rol oynadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan Atina ziyaretinde özellikle iyi komşuluk ve uluslararası hukuk çerçevesinde müşterek çabaya da dikkati çekti. Kıbrıs, Ege Adaları, Doğu Akdeniz ve terör örgütlerine barınma imkanı sağlayan Lavrion Kampı'nın kapatılması gibi konuların da gündeme getirildiği toplantıda karşılıklı iyi niyet çerçevesinde çözüme kavuşturulamayacak hiçbir meselenin olmadığı ifade edildi. Toplantının gündeminden biri de iki ülke azınlıklarıdır. Türk ve Rum azınlıkların statülerinin iyileştirilmesi yönünde atılacak her adım Türkiye ve Yunanistan ilişkilerine doğrudan katkı sağlayacaktır. İki ülkenin ticaret hacminin iki kat artırılması da özellikle ekonomik dayanışma ve ticari işbirliği konusunda önemli bir gelişmedir.

Kadim sorunların çözümünün tek ziyaret ile sonuca ulaştırılamayacağı ancak Türkiye'nin Yunanistan ile atacağı ortak adımlarla barışa katkı sağlama arzusunda olduğu ifade edildi. Özellikle Türkiye ve Yunanistan'ın ortaklaşa çözemeyeceği hiçbir sorunun olmadığına değinen Erdoğan, Atina ziyareti öncesinde de Ak Parti grup toplantısında verdiği ılımlı mesajlarla Türkiye'nin dostluk elini uzatmaya hazır olduğunu dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türk-Yunan İlişkilerindeki normalleşme sürecinde "Komşumuz Yunanistan ile ihtilaflarımız dün de vardı, yarın da olacak aynı şekilde bu ihtilaflardan çıkar sağlama peşinde koşanlar da olacak ama bu gerçek aynı denizi, aynı iklimi, aynı coğrafyayı paylaşan iki komşu ülke olarak ortak paydada buluşamayacağımız anlamına asla gelmiyor." sözleri Atina'daki ortak basın toplantısında da benzer görüşlerle desteklendi. İki komşu ülke arasındaki tarihi ve siyasi ihtilafları göz ardı etmeyen Erdoğan'ın altını özellikle çizdiği nokta bu anlaşmazlıklara Türkiye ve Yunanistan'ın çözüm bulma iradesini gösterme çabasıdır.

TÜRKİYE VE YUNANİSTAN ARASINDA 'ATİNA BİLDİRGESİ' YAYIMLANDI

Toplantı ve basın açıklamasının ardından 'Dostane İlişkiler ve İyi Komşuluk Hakkında Atina Bildirgesi' yayımlandı.

İletişim Başkanlığı'ndan yapılan açıklama şöyle:

"Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Yunanistan Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Kiryakos Miçotakis, kendi Hükümetlerini temsilen (müştereken "Taraflar" olarak anılacaktır), 7 Aralık 2023 tarihinde Atina'da, iyi niyet ve iş birliği ruhu içerisinde, Türkiye Cumhuriyeti ile Yunanistan Cumhuriyeti arasındaki Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin 5. toplantısına başkanlık etmiş olup,

PP1. İki ülke Hükümetleri arasında yenilenen iş birliği iradesini tanıyarak;

PP2. İki komşu ülke arasındaki bağların bölgenin refahını ve dinamizmini önemli ölçüde arttırma potansiyeline sahip olduğunun altını çizerek;

PP3. Dostluk ve karşılıklı güven ortamında her iki toplumun yararı için ortaklaşa çalışmaya devam etme ihtiyacını vurgulayarak;

PP4. Mevcut kurumsal mekanizmalar aracılığıyla ikili ilişkileri yoğunlaştırmayı amaçlayarak;

PP5. İyi komşuluk ilişkilerini geliştirmek amacıyla, her iki Tarafın da mevcut ve gelecekteki zorluklar karşısında birbirlerinin hukuki pozisyonlarına halel getirmeksizin dayanışma ruhunu geliştireceklerini vurgulayarak;

PP6. Söz konusu olumlu atmosferi ve gündemi teşvik etmek amacıyla, her iki Tarafın da sonuç odaklı bir yaklaşımla her düzeyde ziyaret teatisini teşvik edeceğinin altını çizerek;

PP7. Birleşmiş Milletler Şartı'nın temel amaçları ve uluslararası hukukun evrensel olarak kabul edilen ilkeleri arasında uluslararası barışın korunması ve devletler arasında dostane iş birliğinin yer aldığını anımsayarak;

PP8. Dostane ilişkileri, karşılıklı saygıyı, barış içinde bir arada yaşamayı ve anlayışı geliştirmeye ve aralarındaki her türlü anlaşmazlığı barışçıl yollarla ve uluslararası hukuka uygun olarak çözmeye kararlı olarak;

PP9. Özellikle ihtilaflı durumlardan ve olası tırmanmadan kaçınılmasının vurgulanması suretiyle, ikili ilişkilerin başarılı bir şekilde yönetilmesi için her düzeyde etkili iletişim kanallarının ve mekanizmalarının öneminin altını çizerek;

PP10. Her iki Tarafın da ilişkilerine, ekonomik alanda iş birliğinin arttırılması ve toplum düzeyinde bağların derinleştirilmesi, böylece iki komşu halkın refahına ve barış içinde bir arada yaşamasına katkıda bulunulması hedefiyle yaklaşacaklarını vurgulayarak, ayrıca bu amaçla, Ortak Eylem Planı aracılığıyla ekonomik ve ticari konularda pozitif gündemin teşvik edilmesinde kaydedilen önemli ilerlemeyi göz önünde bulundurarak, iki tarafın ilave iş birliği konularını araştıracaklarının altını çizerek;

Aşağıdaki hususlar üzerinde anlaşmaya varmışlardır:

OP1. Taraflar, aşağıda kayıtlı sütunlar temelinde devamlı, yapıcı ve anlamlı istişarelerde bulunmayı kabul ederler:

(a) Siyasi Diyalog:
- ortak ilgi alanlarına giren konular hakkında,
- İstikşafi/İstişari görüşmeler;

(b) Geliştirilmiş Ortak Eylem Planı kapsamında, ticaret-ekonomi, turizm, ulaştırma, enerji, inovasyon, bilim ve teknoloji, tarım, çevre koruma, sosyal güvenlik ve sağlık, gençlik, eğitim, spor ve ortaklaşa kararlaştırılacak diğer alanlarda ortak çıkarlara yönelik adımları içeren, önemli ve somut çıktılar elde etmek, gündemi yapılandırılmış bir şekilde düzenlemek ve yeni maddelerle devamlı güncellemek amacıyla Pozitif Gündem;

(c) Yersiz gerginlik kaynaklarının ve bunlara ilişkin risklerin ortadan kaldırılmasına katkıda bulunacak, askeri alandaki tedbirleri de içeren Güven Artırıcı Önlemler.

OP2. Taraflar, söz konusu Bildirge'nin lafzını ve ruhunu zayıflatacak, itibarsızlaştıracak veya bölgelerinde barış ve istikrarın muhafazasını tehlikeye atacak her türlü beyan, girişim veya eylemden sarfınazar etmeyi taahhüt ederler.

ü

OP3. Taraflar, aralarında ortaya çıkan herhangi bir anlaşmazlığı, doğrudan istişare yoluyla veya Birleşmiş Milletler Şartı'nda öngörülen, ortaklaşa belirlenecek diğer yollarla dostane biçimde çözmek için gayret göstereceklerdir.

İşbu Bildirge, uluslararası hukuk uyarınca Taraflar için bağlayıcı bir uluslararası anlaşma teşkil etmez. İşbu Bildirgenin hiçbir hükmü Taraflar için yasal haklar veya yükümlülükler yarattığı şeklinde yorumlanamaz.

Atina'da, 7 Aralık 2023 tarihinde, Yunanca, Türkçe ve İngilizce dillerinde ikişer nüsha olarak, tüm metinler eşit derecede sahih olmak üzere düzenlenmiştir. Yorum farklılığı halinde İngilizce metin esas alınacaktır."

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN