Erdoğan, milli kültüre ve Bayburt yöresinin kalkınmasına katkılarından dolayı Etnografya Müzesi'nde emeği olan herkesi tebrik etti.
Ahilik Teşkilatı'nın, Selçuklu'dan itibaren beşeri ve içtimai varlığın kilit taşı olduğunu ve milletin birlik, beraberlik ve kardeşliğinin de teminatı olduğunu söyleyen Başkan Erdoğan, "Ahinin eli, kapısı, sofrası açık, gözü, beli ve dili kapalı olmalı' diyen Ahi Evran'ın düsturları bizlere rehberlik etmeyi sürdürüyor. Hırsın, tamahın, haksız rekabetin ve vahşi kapitalizmin ekonomik hayatı esir aldığı günümüzde Ahilik kültürümüzün önemi çok daha iyi anlaşılıyor." dedi.
Üçüncü ödül sahibi olan Ahi Kültürünü Araştırma ve Eğitim Vakfı'nın bu anlayışla 39 yıldır Ahilik geleneğini ihya etmeye, yaşatmaya ve tüm yönleriyle bugünlere taşımaya çalıştığını anımsatan Erdoğan, geniş bir yelpazede yürüttüğü faaliyetlerle kültür hazinesini zenginleştiren Ahi Kültürünü Araştırma ve Eğitim Vakfı'nı yürekten tebrik ettiğini söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı 2022 Özel Ödüllerinin takdim edilen 3 kuruma, ülke ve millet adına şükranlarını sunan Başkan Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile jüri üyelerine Anadolu'nun farklı köşelerinde filizlenen kültür varlıklarına sahip çıktıkları için ayrıca teşekkür etti.
Kültür ve sanatın, milletleri ayakta tutan taşıyıcı sütunların başında geldiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bir toplum, kültür ve sanat alanındaki derinliği, zenginliği ve birikimi kadar güçlüdür, bakidir, maruz kaldığı saldırılar karşısında dirençlidir. Savunmada, ekonomide, askeriyede, diplomaside ve diğer alanlarda elde edilen kazanımların kalıcılığı da yine kültür ve sanata bağlıdır. Kültür ve sanat hayatı yeterince gelişmemiş toplumlar askeri ve ekonomik bakımdan ileride olsalar bile adeta bir saman alevi gibi kısa sürede sönüp gitmişlerdir. Zengin bir kültüre, özgün ve derinlikli bir sanat anlayışına, topluma yön ve cesaret verecek sanatçılara, münevverlere, gönül insanlarına sahip olan milletler ise ne yaşarlarsa yaşasınlar yeniden ayağa kalkmayı, küllerinden yeniden doğmayı hep başarmışlardır.
İnsanlık tarihine baktığımızda bunun sayısız örnekleriyle karşılaşıyoruz. Bileklerinin gücüyle bir dönem milyonlarca kilometre kareye hükmetmiş komutanları bugün kimse hatırlamıyor. Yıkılmaz denilen nice imparatorluğun, devletin, krallığın yerinde bugün yeller esiyor. Sadece isimleri duyulunca bile yüreklere korku salan nice ordunun bugün esamesi dahi okunmuyor. Fakat insanlığın ortak hazinesine katkı vermiş, kültürde, ilimde, sanatta çığır açmış, kendi özgün kimliklerini inşa etmiş, özgüveni ve benlik bilinci yüksek toplumlar halen dimdik ayaktadır. Tarih boyunca yaşadıkları onca sıkıntıya, işgale, ekonomik ve sosyal buhranlara rağmen bu milletler varlıklarını devam ettirmektedir."
"YAKLAŞIK BİN YILLIK KÖKLÜ BİR BİRİKİME SAHİBİZ"
Türk milletinin de asırlardır ayakta kalabilmesinin temel sebebinin kültürel derinliği olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Sadece yaşadığımız coğrafyada çeyrek bin yıla yakını Selçuklu, 600 yılı aşkını Osmanlı ve bir asrı Cumhuriyet olmak üzere yaklaşık bin yıllık köklü bir birikime sahibiz. Kültür havzamızın sınırları, Afrika'nın kuzeyinden Orta Asya'ya, Avrupa'dan Orta Doğu'nun en ücra köşelerine kadar uzanıyor." diye konuştu.
Onlarca medeniyete beşiklik yapan Anadolu topraklarının, kültürel mirasıyla dünyada eşi benzeri olmayan bir hazine sunduğunu söyleyen Başkan Erdoğan, "Hatay'dan Mardin'e, İstanbul'dan Diyarbakır'a asırlardır farklı kimliklere ve inançlara ev sahipliği yapmış, hoşgörü timsali şehirlerimiz bulunuyor. Hangi ilimize, ilçemize gitsek, insanı hayran bırakan, insanlık tarihine ışık tutan bir eserle muhakkak karşılaşıyoruz. Ülke ve millet olarak işte böyle muhteşem bir tarih, kültür ve medeniyet mirası üzerinde oturuyoruz. Maziden atiye kurduğumuz en sağlam köprü olan bu kadim birikimi koruduğumuz sürece Allah'ın izniyle bizi kimse yolumuzdan alıkoyamaz." ifadesini kullandı.
"SANAT VE SANATÇILARIMIZ ARASINDA ASLA AYRIM YAPMADAN DESTEKLEMENİN ÇABASI İÇİNDEYİZ"
Başkan Erdoğan, "Bizi biz yapan bu vasıflarımızı kaybedersek de ne askeri gücümüz ne ekonomik başarılarımız tek başına maruz kalacağımız felaketi önleyebilir. Dolayısıyla bekamıza yönelik en büyük tehdit, siyasi ve ekonomik zorluklar değil coğrafyamızla kimliğimizle ve tarihteki yerimizle ilgili bu vizyonu, bu tasavvuru bu mirası yitirmemizdir." değerlendirmesini yaptı.
Hükümet olarak bu hakikatler ışığında son 20 yıldır çok önemli adımlar attıklarını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu topraklardan neşet eden ve bize ait olan ne varsa hepsine ülkemizin kültür ve sanat hayatına değer katan her esere sahip çıkıyoruz. Sanat ve sanatçılarımız arasında asla ayrım yapmadan güzeli, kaliteyi ve başarıyı desteklemenin çabası içindeyiz. Sanatı belli kalıplara, belli dayatmalara hapseden ideolojik yaklaşımları kabul etmiyoruz. Özellikle uzun yıllar boyunca kültür sanat camiamızı esir alan, Türkiye'nin zengin kültür iklimini tek tipleştiren mahalle baskısını reddediyoruz. Kültür, sanat ve fikir dünyamızın ideolojik dayanışma üzerine kurulu mahalle baskısından kurtuldukça hamdolsun daha da çeşitlendiğini, özgürleştiğini, milletin değerleriyle daha barışık hale geldiğini görüyoruz. Sadece sinema, dizi sektörümüzün yurt içinde ve yurt dışında son yıllarda sergilediği başarılara bakmak bile mahalle baskısının ülkemizi nasıl bir çoraklığa, nasıl bir geri kalmışlığa mahkum ettiğini açıkça ortaya koyuyor. Kültür ve sanat alanında vesayet zincirlerini parçaladıkça inşallah ülke ve millet olarak çok daha büyük başarılara imza atacağımıza inanıyoruz."
Başkan Erdoğan, bu süreci geleneksel veya modern diye ayırmadan tüm sanat dallarına ve sanatçılara destek vererek teşvik ettiklerini belirterek, altyapı eksiklerinin giderilmesinden modern tesislerin inşasına kadar geniş bir yelpazede projeler hayata geçirdiklerini anlattı.
İstanbul'a kazandırdıkları Atatürk Kültür Merkezi, Ankara'da hizmete açtıkları Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası binası, Millet Kongre ve Kültür Merkezi, sergi salonu, ülkenin dört bir yanında inşa ettikleri 80 yeni kültür merkezinin aralarında bulunduğu sayısız eser ve hizmetle sanata, sanatçıya, kültürün ihyası, korunması ve geliştirilmesine verdikleri ehemmiyeti gösterdiklerini dile getiren Erdoğan, son olarak iki asırlık geçmişiyle İstanbul'un tarihinde müstesna yeri olan Rami Kışlası'nı kütüphaneye ve kültür merkezine dönüştürülerek hizmete açtıklarını aktardı.
Rami'yi 36 bin metrekareyi geçen kullanım alanı, 51 bin metrekareyi bulan peyzaj alanı, 4 bin 200 kişilik kapasitesiyle toplamda 110 bin metrekareyi bulan görünümüyle muhteşem bir eser olarak gençlerin ve tüm kitapseverlerin istifadesine sunduklarını vurgulayan Erdoğan, "Böylece Cumhuriyetimizin 100. yılını 100 yeni kütüphaneyle karşılama hedefimize bir adım daha yaklaşmış olduk." dedi.
Bunlarla beraber milletin birliğinin, dirliğinin ve kardeşliğinin temsilcisi olan ortak değerlere sahip çıkmaya özellikle önem verdiklerinin altını çizen Erdoğan, bu amaçla 2023 senesini vuslatının 750'nci seneyi devriyesine hürmeten Mevlana Yılı olarak ilan ettiklerini hatırlattı.
Başkan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yıl boyunca düzenlenecek etkinlikler ve programlarla Anadolu'nun manevi mimarlarından büyük mütefekkir, büyük mutasavvıf Mevlana Hazretlerini hep birlikte yad edeceğiz. Savaşın, çatışmaların, adaletsizliğin ve karamsarlığın ufukları kararttığı bir dönemde Hazreti Mevlana'nın 7,5 asırdır eskimeyen mesajlarının, milletimizle birlikte tüm insanlığa tekrar ulaşmasını sağlayacağız. Nefret yerine muhabbetin, ihtilaf yerine kardeşliğin, umutsuzluk yerine umudun hakim olması için canla başla çalışacağız. Mevlana Yılı'nın hepimize örselenen değerlerimizi tekrar hatırlatacağına, millet varlığımızın güçlenmesine vesile olacağına inanıyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığımız başta olmak üzere tüm kurumlarımızdan Mevlana Yılı'nın hakkıyla idrak edilebilmesi için gereken her türlü çabayı göstermelerini bekliyorum."
Kültür ve Turizm Bakanlığı 2022 Özel Ödüllerini alan kurumları tebrik eden Erdoğan, Bakanlığa, ödül alacak isimlerin belirlenmesinde emeği geçen değerlendirme kuruluna, toplantının düzenlenmesine katkı sunan herkese teşekkür etti.
TÖRENDEN NOTLAR
Törenden önce Antakya Medeniyetler Korosu, müzik dinletisi sundu.