15 Temmuz'a giden yolda FETÖ'den ilk kurşun: Hrant Dink cinayeti

Fetullahçı Terör Örgütü, 15 Temmuz darbe girişimine giden yolda 17/25 Aralık ve MİT tırları kumpası gibi kirli operasyonları devreye soktu. Terör örgütü darbe girişimine giden süreçte ilk kurşunu Hrant Dink cinayetinde sıktı. FETÖ, Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarına giden kapıyı aralayan cinayeti, İstanbul Emniyeti ve TSK'nın dizayn edilebilmesi için 'araç' olarak kullandı.

Giriş Tarihi 19 Ocak 2023, 08:05 Güncelleme 19 Ocak 2023, 09:27
15 Temmuz’a giden yolda FETÖ’den ilk kurşun: Hrant Dink cinayeti

İÇİNDEKİLER

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink 19 Ocak 2007'de İstanbul Şişli'de, genel yayın yönetmenliğini yaptığı Agos Gazetesi önünde uğradığı silahlı saldırı sonucunda öldürüldü. Saldırıyı gerçekleştirdiği güvenlik kameralarından tespit edilen 17 yaşındaki Ogün Samast, 20 Ocak 2007'de Samsun Otogarında yakalandı.

MAHKEME İDDİANAMEYİ KABUL ETTİ
Cinayete ilişkin ilk soruşturma İstanbul Beşiktaş Adliyesinde, dönemin özel yetkili savcıları Selim Berna Altay ve FETÖ firarisi olan Fikret Seçen tarafından yürütüldü. İlk dava bu iki savcının iddianameleri sonucunda 20 Nisan 2007'de tamamlayıp açıldı.

Bu davada tetikçi Ogün Samast'ın yanı sıra onu azmettiren Yasin Hayal ve emniyet muhbiri Erhan Tuncel'in de aralarında bulunduğu 18 sanık yer aldı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi bu iddianameyi, eksiklikler bulunduğu gerekçesiyle savcılığa iade etti ancak savcılığın itirazı üzerine mahkeme heyeti iddianameyi kabul etti.

İDDİANAMEYİ İADE EDEN HAKİME SÜRGÜN
İddianameyi savcılığa iade eden mahkeme heyeti başkanı Erkan Canak, 4 Aralık 2010'da görevden alındı ve Sakarya'ya sürüldü. Yerine aynı mahkemenin üye hakimi Rüstem Eryılmaz başkan yapıldı. Sonraki aylarda hazırlanan yeni iddianamelerle sanık sayısı 20'ye yükseldi.

Daha sonra tetikçi Samast'ın dosyası, yaşının küçük olması nedeniyle ana davadan ayrıldı, çocuk mahkemesine gönderildi. Samast 25 Temmuz 2011'de "tasarlayarak öldürme" ve "ruhsatsız silah taşıma" suçlarından 22 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.

FETÖ'CÜ SAVCI 'ERGENEKON' DEDİ
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki ana davada ise duruşma savcısı Hikmet Usta, cinayetin ulusalcı Ergenekon terör örgütünün Trabzon'daki hücresi tarafından işlendiğini iddia etti. Mahkeme heyeti, kararını 17 Ocak 2012'de açıkladı. Sanıkları cinayetten mahkum eden heyet, terör örgütü üyeliğinden beraat kararı verdi.

Yargıtay 13 Mayıs 2013'te örgüt yönünden verilen beraat kararını bozdu. Yargıtay Ceza Dairesi, sanıkların "silahlı terör örgütü değil", "suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüt üyeliği" suçundan yargılanmaları gerektiğini kaydetti. Yargıtay'ın bozma kararı üzerine dava İstanbul'da yeniden görülmeye başlandı.

3 YIL BOYUNCA SÜMEN ALTI ETTİ
Savcılıkta ise dönemin kamu görevlileri hakkında yürütülen soruşturmayı özel yetkili savcı Muammer Akkaş yürütüyordu. Akkaş, 2013 yılında hükümete karşı meşhur 25 Aralık operasyonunu yapacak olan savcıydı. Yargı ve emniyetteki FETÖ'cülerin 25 Aralık 2013'teki darbe girişiminin ardından Akkaş görevden alındı.

Akkaş'ın, 3 yıl boyunca Dink cinayetindeki şüpheli kamu görevlileriyle ilgili hiç bir işlem yapmadığı, dosyayı sümen altı ettiği ortaya çıktı. Akkaş'ın yerine görevlendirilen savcı Yusuf Hakkı Doğan, cinayete ilişkin önemli ayrıntılara ulaştı. Savcı Doğan'ın Yargıtay'a atanmasının ardından, soruşturmaya Gökalp Kökçü devam etti.

KUMPASIN YÜRÜTÜCÜSÜ YILMAZER
FETÖ'cü eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü ve daha sonra İstanbul Emniyet İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne atanacak olan Ali Fuat Yılmazer tutuklandı. Savcılık, Akyürek ve Yılmazer'in yanı sıra dönemin emniyet müdürleri ve müfettişlerin de aralarında olduğu 26 kamu görevlisi hakkında dava açtı.

Hazırlanan iddianamede "FETÖ'nün Dink'e suikast yapılacağını bildiği ve cinayete yol verdiği" vurgulanırken FETÖ kumpaslarının merkezi olarak bilinen Emniyet İstihbarat Dairesi C Şube Müdürü Yılmazer'in "C-5 Büro" adında hükümet onayı alınmadan gizli, yasadışı bir birim kurduğuna dikkat çekildi.

15 TEMMUZ'DA YARALANAN ALBAY
15 Temmuz darbe girişiminin ardından genişletilen soruşturma ise dönemin İstanbul jandarma istihbarat görevlilerine uzandı. Darbe girişimi başarısız olunca örgüt tamamen açığa çıkmıştı.

Cinayetin işlendiği tarihte İstanbul İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü ASAF Tim komutanı olarak görev yapan Yüzbaşı Muharrem Demirkale, Dink'i öldürmek için Agos gazetesi çevresinde bulunan Ogün Samast'ı takip eden jandarma görevlilerinin komutanlığını yapan isimdi.

SESLERİNİ ÇIKARMADIALR
Demirkale, 2016 yılında albay rütbesindeyken 15 Temmuz darbe girişimine katıldı ve Ankara Jandarma Genel Komutanlığı binasındaki çatışmada yaralı olarak ele geçirildi.

Demirkale'nin HTS (telefon görüşme trafiği) kayıtlarında Dink cinayetinden bir gün önce FETÖ savcısı Zekeriya Öz ile bir hattından 3 kez, diğer cep telefonu hattından 2 kez, cinayetten bir gün sonra da bir kez görüştüğü belirlendi.

Onlar bu görüşmeleri yaparken, Demirkale'ye bağlı ASAF timleri de Agos gazetesi ve çevresinde keşif yapıyordu. 2007'de Ergenekon operasyonlarıyla ünlenecek olan savcı Zekeriya Öz, cinayetten sonra polislerin ihmaline ilişkin soruşturmayı yürütecekti.

FETÖ'NÜN ALTIN ÇOCUĞU: MUHARREM DEMİRKALE
Jandarma Tim Komutanı Muharrem Demirkale için ise "FETÖ'nün altın çocuğu" deniyordu. Savcı Gökalp Kökçü, Öz ve Demirkale'nin yanı sıra o dönem İstanbul İl Jandarma Komutanlığında görevli Tuğgeneral Hamza Celepoğlu ve gazeteciler Ekrem Dumanlı, Adem Yavuz Arslan, Faruk Mercan, Ercan Gün'ün aralarında bulunduğu 28'i tutuklu 8'i firari 51 kişi hakkında üçüncü bir iddianame hazırladı.

Bu iddianame İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ana dava ile birleştirildi. Bu son iddianamede, öncekilerden farklı olarak FETÖ'nün cinayete "yol verdiği" değil, "direkt iştirak ettiği" yönünde delillere yer verildi. Cinayetin doğrudan Gülen'in azmettirmesi ile işlendiği öne sürüldü.

DEŞİFRE OLUNCA TEHDİT
Selim Berna Altay dışında Fikret Seçen, Muammer Akkaş, Hikmet Usta gibi ilk başta Dink soruşturması ve davasına bakan hakim ve savcıların tamamına yakını FETÖ'den tutuklandı veya yurtdışında kaçtı. Seçen, Akkaş, Usta ve Öz halen FETÖ firarisi olarak aranıyor.

Öte yandan Ali Fuat Yılmazer, 16 Mart 2017'de mahkemedeki savunmasında "Gülen grubu bugün de benim için terör örgütü değil. Siz ileride hiç yargılanmayacağınızı mı düşünüyorsunuz" diyerek mahkeme heyetini tehdit etti. Azılı FETÖ'cüler zaman zaman benzer tehditlerle hakimlere ve savcılara gözdağı vermeye çalıştı.

DOSYA YARGITAY'DA
13 Haziran 2019'da tetikçi ve arkadaşlarının dosyası, zaman aşımı yakın olduğu için ayrıldı ve mahkeme 17 Temmuz 2019'da dosyası ayrılan 9 sanıktan 7'sine 2,5 yıldan 99,5 yıla kadar hapis, 2 sanığın beraatine karar verdi. Kamu görevlileri ve gazetecilerin yargılanması 26 Mart 2021'de tamamlandı.

131 duruşma yapılan davada 26 sanık mahkum olurken, 39 sanık hakkında beraat ve düşme kararları verildi, 13 firari sanığın dosyaları ayrıldı. Sanıklardan FETÖ'cü eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek ağırlaştırılmış müebbet, eski albay Muharrem Demirkale ve Yavuz Karakaya müebbet hapse mahkum edildi.

Kararda, Dink cinayetinin FETÖ'nün talimatları, amaç ve idealleri doğrultusunda işlendiğini vurgulandı. Davanın istinaf incelemesi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesin'ce karara bağlandı. 61 sanığa verilen cezalar onanırken 11 sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Dosyanın incelemesi şu anda Yargıtay tarafından gerçekleştiriliyor.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN