Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nde gençlerle buluştu: İsveç tam bir terör yuvası

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla gençlerle bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nde gerçekleştirilen buluşmada Başkan Erdoğan, gençlerin sorularını yanıtladı. Erdoğan paylaştığı videoya "Gençlerimizle gerçekleştirdiğimiz Kütüphane Söyleşilerimizde NATO'nun genişlemesiyle ilgili meseleleri etraflıca ele aldık. Yaklaşımımızı açık yüreklilikle gençlerimize de izah ettim…" notunu düştü. Erdoğan, "NATO bir güvenlik teşkilatıdır, içerisinde terör örgütlerinin olmasını kabul edemeyiz. İsveç tam bir terör yuvası. Bir ülke hayır diyorsa NATO'ya alamazlar" ifadelerini kullandı. Erdoğan, Atatürk Havalimanı millet bahçesiyle ilgili, "Ben şimdiden müjdeyi vereyim. İnşallah çok çok mutlu edecek. Bütün o bölgeye Türkiye'nin en büyük millet bahçesi olarak gelip orada hafta sonları hatta hafta içlerini geçirebilecek aileler olacak" dedi.

Giriş Tarihi 19 Mayıs 2022, 01:14 Güncelleme 19 Mayıs 2022, 22:21
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde gençlerle buluştu: İsveç tam bir terör yuvası

İÇİNDEKİLER

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nde düzenlenen "Kütüphane Söyleşileri" kapsamında farklı şehirlerden gençlerle buluştu.

"ENSAR MUHACİR KONUSU SÜRELİ DEĞİLDİR"

İşte Başkan Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar:

"Şu anda bizim bu sürecimize de baktığımızda Suriyeliler acaba keyiflerinden mi Türkiye'ye geldiler, zevküsefa için mi geldiler. Yoksa oradaki savaşta, oradaki ölüm korkusu onları Türkiye'ye hicret etmeye, iltica etmeye mi sevk etti." diye soran Erdoğan, bu insanların Suriye'deki zulümden, savaştan kaçarak Türkiye'ye sığındıklarını dile getirdi.

"Biz, muhacir olarak gördük ve böyle bir hicrete de bizim 'hayır' dememiz mümkün değildi. Zira Osmanlı'dan bu yana Türkiye zaten bu tür şeylerde her zaman kapısını açan, her zaman bu tür ilticalara ev sahipliği yapan bir ülkedir. Bu da tabii Türkiye'nin neyini gösteriyor, büyüklüğünü gösteriyor, Türkiye'nin bu noktadaki misafirperverliğini gösteriyor. Bu misafirperverlikle birlikte de Türkiye'nin dünyadaki şu anda mülteciler noktasında en çok göç alan bir ülke olarak ön sıraya çıktığını görüyoruz. Şu anda Türkiye bu noktada bir numara, dünyada bir numara ve biz bundan da rahatsızlık duymuyoruz. Bundan rahatsızlık duymadığımız gibi bir taraftan da Suriye'nin kuzeyinde biliyorsunuz biz briket evler yapımına başladık. Niye acaba briket evler yapımına başladık? Çünkü bu insanlar çadırlarda kalıyorlar. Yaşam koşullarının adeta sıfır diyebileceğimiz yerlerde kalıyorlar."

"Biz yine kapımızı açtık. Şu anda dünyanın değişik yerlerinde buna benzer konular yok mu? Var. Bir çok Meksikalının duvarları yıkarak Amerika'ya sığındığını görüyoruz ama bizdeki gibi bir ev sahipliğini Amerika onlara yapmadı, yapmıyor. Onlar yapmıyor diye biz yapmayacak mıyız? Ona bakarsanız biz Avrupa'nın değişik ülkelerinde, örneğin Almanya belli bir düzenli veya düzensiz göçü alıyor ama bizim gibi mi? Hayır, o teröristleri alıyor. PKK'lılardan, FETÖ'den önce Yunanistan, Yunanistan üzerinden ne yapıyorlar, Almanya'ya, Fransa'ya gidiyorlar vesaire. Tüm Bunları şöyle değerlendirdiğiniz zaman Türkiye'nin bu noktadaki alicenaplığı ortaya çıkıyor. Bizler Türkiye olarak da şu an itibarıyla özellikle Suriye'nin kuzeyinde bu briket evlerle bir adım attık ve hedefimiz bu briket evlerde 1 milyon mülteciyi barındırabilmek. Onun için de tabii 100 bin, belki 200 bin konuta ne olacak, ihtiyaç olacak. Derdimiz onları bu tür briket evlerle iskan edelim, yani o barınması zor, yağmurda, çamurda yaşanması zor koşullardan onları kurtaralım ve insanca yaşayabilecekleri 2 artı 1, bazıları 1 artı 1, bazıları 3 artı 1 şeklinde inşallah konutlarda bunları oralarda iskan etmek istiyoruz."

"ŞEHİR HASTANELERİMİZİN SAYISI DAHA DA ARTACAK"

"Tabii bu salgın döneminde bizim yapmamız gereken en önemli iş neydi? Hastanelerimizin mevcut sayısını daha da artırmaktı. Bugün şu anda bizim 19 tane şehir hastanemiz var. Bu sayılar daha da artacak. Tabii şehir hastanesi ne demek? Yani en küçüğü 500 oda. Ondan sonrası 1006, 2 bine kadar devam ediyor. Ve biz bu süreçte 3 ay içerisinde örneğin İstanbul'da şu anda, bay Kemal'le anlaşamadığımız ve bilmediği, anlamadığı, 1006 odalı biz Atatürk Havalimanı'na hastane yaptık. Aynı şekilde Anadolu yakasında da mevcut bir havalimanımız vardı, orada da yine 1006 yataklı bir hastane de orada yaptık. Bunların her ikisi de şehir hastaneleri statüsündedir. Bunlar tek katlı ama içerisinde ultrasonografiden, tomografiye, MR'a bütün bunlara varıncaya kadar en ideal şekilde bu hastanelerimizde bunları yaptık."

Eğer bu hastanelerimiz bizim olmamış olsaydı biz ne yapacaktık? O kritik dönemde sağa sola bakacaktık, acaba nereden ne yardım gelir de biz bu işi çözebiliriz diye. Fakat bunları yapışımız işimizi kolaylaştırdı. Ve şu anda bizim bakın yoğun bakımlarda vesaire filan bu hastanelerde ciddi ihtiyacımız kalmadı. Böyle bir noktaya geldik. Fakat tabii bunlar yeter mi? Hayır. Biz özellikle yola çıkarken bir şey söylemiştik. Eğitim, sağlık, emniyet, adalet, ulaşım, tarım, dış politika, enerji bunlar bizim en önemli adımlarımız olacak demiştik ve biz bu adımları gerçekleştirdik, gerçekleştirmeye de devam ediyoruz."

S. ARABİSTAN VE BAE İLE İLİŞKİLER

Bunlar da bizim Müslüman kardeşlerimiz. Bazen nasıl ailenin içerisinde patırtı gürültü oluyorsa aramızda bizim de böyle bazı sıkıntılar yaşandı ama biz bu sıkıntıları şimdi aştık. Gerek Suudi Arabistan'la gerek Abu Dabi yönetimiyle bunları aşarak süratle ticari ilişkilerimizi, sanayi, savunma sanayi, kültürel, turizm bütün bunlara yönelik şimdi planlama yaptık, adımlarımızı atıyoruz."

Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Şeyh Halife bin Zayid Al Nahyan'ın hayatını kaybetmesi dolayısıyla taziye ziyaretine gittiğini hatırlatan Erdoğan, iki ülke arasındaki münasebetleri çok daha güçlü bir platforma oturtmak istediklerini dile getirdi. Erdoğan, "Suudi Arabistan'la hakeza öyle ve şu anda da Suudi Arabistan ile olan ilişkilerimiz çok daha olumlu istikamette o da gelişiyor. Her iki ülkeyle de başlattığımız bu süreç inanıyorum ki her iki ülkeye de çok çok önemli katkılar sağlayacak hem ticari noktada hem özellikle siyasi ilişkiler noktasında. Savunma sanayiine yönelik alanlarda biz birikimlerimizi onlarla paylaşırken onların da birikimlerini kendilerinden istifade ederek paylaşma fırsatını inşallah değerlendireceğiz diye düşünüyorum. Gelişmeler gayet iyi. şu anda sonu da inşallah hayır olur." dedi.

FİNLANDİYA İSVEÇ'İN NATO ÜYELİĞİ SÜRECİ

'NATO bir güvenlik teşkilatıdır, içerisinde terör örgütlerinin olmasını kabul edemeyiz. İsveç tam bir terör yuvası. Bir ülke hayır diyorsa NATO'ya alamazlar. Her şeyden önce NATO konusunu değerlendirmekte fayda görüyorum. NATO ile ilgili adımda malum bu İsveç, Finlandiya tüm bunlar bizdeki terör odaklarını kendi ülkelerinde barındıranlar. Ve onlara yani PKK'ya YPG'ye bu denli ülkelerinde ev sahipliği yapacaklar. Yürüyüşse yürüyüş, paçavralarını af edersiniz köprü üstlerine her yere asacaklar. Bunlar ülkemdeki terör kaynaklarını teşvik edip bunlara ciddi manada parasal destekler de verip bunlara silah desteği veren bu ülkelerle, kendilerine de söyledik. 'NATO bir güvenlik teşkilatıdır. Böyle bir güvenlik teşkilatının içerisinde biz terör örgütlerini olmasını kabullenemeyiz.'

Yani geçmişte girenler girdi. Bunun içinde Almanyası var, Fransası var. Yunanistan ve Fransa zaten bunlar girip çıkmışlardı. Ama sonra maalesef o dönemin Türkiye'deki yönetimi bunların önünü açtı. Ve bunlar tekrar NATO'ya geri dönebildiler. Geri döndüler de ne oldu? Örneğin şu anda Dedeağaç'ta Amerika üs kurdu. Ve FETÖ terör örgütü Yunanistan üzerinden Avrupa'ya seyahat ediyor. Ve kendilerine verdiğimiz teröristlerin isim listesini görmezden geliyor. Ve bunları hala korumaya devam ediyorlar.

Şimdi diyorlar ki 'Talepleriniz nedir bilelim, ona göre İsveç'ten Finlandiya'dan bunları isteyelim.' Biz bir sokulduğumuz delikten bir daha sokulmayı düşünmüyoruz. Yunanistan'da bunu yaşadık. Biliyoruz ki İsveç de Finlandiya da bize aynı numarayı çekecekler. Niye böyle bir gaflete düşelim ki... Kusura bakmasınlar.

"İSVEÇ TAM BİR TERÖR YUVASI"

Biz şu anda bu yetkimizi çünkü NATO'da tam ittifak gerekiyor bir ülke hayır derse NATO ittifakı içerisinde o ülkeyi alamazlar. Bizim de şu anda bu konuyla ilgili kesinlikle iki ülke hakkında hele hele İsveç, kesinlikle tam bir terör odağıdır, tam bir terör yuvası. Bunlar bize silah noktasında yaptırım da uyguladılar. E şimdi Yunanistan'a geliyoruz. Batı'ya 400 milyar avro borcu var, hala Batı bunlara silah desteğini de veriyor. Üs kurmalarına örneğin Amerika'nın müsaade ediyor. E bir taraftan da bizimle görüşmelerinde 'Biz sizinle aramızdaki münasebetleri geliştirmek istiyoruz' falan bunu derken kalkıp iki devletli çözüme yani Kıbrıs'la ilgili 'biz olumlu bakmıyoruz' diyorlar.

Senin olumlu bakmadığın şeye bizim olumlu bakacağımızı kim sana söylüyor.

"PUTİN VE ZELENSKİY İLE BAĞLARI KOPARMAYIZ"
Gerek Rusya gerek Ukrayna'yla ilgili denge politikası güdüyoruz ve bu politikada ne Sayın Putin'le ne Zelenskiy'le bağları koparıp atmaya asla niyetim yok.

ATATÜRK HAVALİMANI POLEMİĞİ

Ben şimdiden müjdeyi vereyim. İnşallah çok çok mutlu edecek. Bütün o bölgeye Türkiye'nin en büyük millet bahçesi olarak gelip orada hafta sonları hatta hafta içlerini geçirebilecek aileler olacak. Bütün bunlarla oyun parklarıyla kültürel merkezlerle orası çok ciddi bir güç inşallah devşirecek. O bölge zaten millet bahçesi noktasında Başakşehir'in oralara kadar fakir. Ama şu anda bu millet bahçesi ile ağacıyla yeşiliyle çok çok güzel bir yer olacak. Tabi bir taraftan da yanında Şehir Hastanesi var. Şehir Hastanesiyle birlikte iç içe olacak. Şimdi düşünün bir tarafta 1006 odalı Şehir Hastanesi yanında millet bahçesi oranın güzelliği ne ile izah edilebilir. Oranın yeşiliyle oyun parklarıyla gayet güzel bir proje hayata geçecek. Şimdiden ben oranın bitmiş halini adeta görüyorum. Bir ihtimal pistleri belki de kaldırmayacağız. Pistler belki de kalacak. Pistlerin dışındaki şuandaki mevcut yeşil alanları biz çok daha farklı bir yeşil alan getirmek suretiyle orayı zenginleştireceğiz. Bununla ilgili olarak proje üzerindeki çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ve 29 Mayıs kutlamasını bu sene orada yapacağız.

"GÜZEL BİR BULUŞMA GERÇEKLEŞTİRDİK"
Erdoğan sosyal medya hesabından, "Gençlerimizle Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nde çok keyif aldığım, onların sorularını cevapladığım güzel bir buluşma gerçekleştirdik" mesajını paylaştı.



Başkan Erdoğan yaptığı paylaşımda, buluşmanın tamamının bugün saat 21'de sosyal medya hesaplarından ve televizyon ortak yayınlarından takip edilebileceğini de ifade etti.

BAŞKAN ERDOĞAN 'NATO' KISMINI PAYLAŞTI
Erdoğan, "Gençlerimizle gerçekleştirdiğimiz Kütüphane Söyleşilerimizde NATO'nun genişlemesiyle ilgili meseleleri etraflıca ele aldık. Yaklaşımımızı açık yüreklilikle gençlerimize de izah ettim…" ifadeleriyle söyleşiden ilgili bölümü paylaştı

Burada öğrencilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğiyle ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine, "Malum bu İsveç, Finlandiya bütün bunlar bizdeki terör odaklarını kendi ülkelerinde barındıranlar. PKK'ya, YPG'ye bu denli ülkelerinde ev sahipliği yapacaklar, yürüyüşse yürüş, paçavralarını köprü üstlerine asacaklar. Bunlar ülkemdeki terör kaynaklarını teşvik edip, bunlara ciddi manada parasal destekler de verecek. Bunlara silah desteği veren bu ülkelerle kendilerine de söyledik; 'NATO bir güvenlik teşkilatıdır, böyle bir güvenlik teşkilatı içinde biz terör örgütlerinin olmasını kabullenmeyiz' dedik. Geçmişte girenler girdi. Bunun içinde Almanya'sı var, Fransa'sı var. Yunanistan ve Fransa zaten bunlar girip çıkmışlardı ama sonra maalesef o dönemin Türkiye'deki yönetimi bunların önünü açtı ve bunlar tekrar NATO'ya geri dönebildiler. Geri döndüler de ne oldu; örneğin şu anda Amerika Dedeağaç'ta üs kurdu. Ve FETÖ terör örgütü Yunanistan üzerinden Avrupa'ya seyahat ediyor ve kendilerine verdiğimiz teröristlerin isim listesini görmezden geliyor ve bunları hala korumaya devam ediyorlar. Şimdi diyorlar ki; 'Taleplerimizde nedir bilelim, ona göre bunları İsveç'ten Finlandiya'dan isteyelim.' Biz bir sokulduğumuz delikten bir daha sokulmayı düşünmüyoruz. Yunanistan'da bunu yaşadık. Biliyoruz ki İsveç de, Finlandiya da bize aynı numarayı çekecekler. Niye böyle bir gaflete düşelim ki? Kusura bakmasınlar. NATO'da tam ittifak gerekiyor. Bir ülke 'hayır' derse NATO ittifakı içerisinde, o ülkeyi alamazlar. Bizim de şu anda bu konuyla ilgili kesinlikle bu 2 ülke hakkında... Hele hele İsveç tam bir terör yuvasıdır" diye konuştu.

'FİNLANDİYA VE İSVEÇ'E 'HAYIR' DİYECEĞİMİZİ SÖYLEDİK'
Finlandiya ve İsveç'in Türkiye'ye silah noktasında yaptırım da uyguladığını hatırlatan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Şimdi Yunanistan'a geliyoruz. Batı'ya 400 milyar euro borcu var, hala Batı bunlara silah desteğini de veriyor, üs kurmalarına müsaade ediyor. Bir taraftan da bizimle görüşmelerinde 'Biz sizinle aramızdaki münasebetleri geliştirmek istiyoruz' derken, kalkıp 'Kıbrıs'la ilgili 2 devletli çözüme biz olumlu bakmıyoruz' diyor. Senin olumlu bakmadığın şeye bizim olumlu bakacağımızı kim sana söylüyor? Kusura bakma. Biz de eğer 85 milyonluk Türkiye isek geçmişte bu delikten bu ülke bir defa sokuldu. Ama tekrar bu delikten sokulmayı kesinlikle istemiyoruz. Onun için de kararlı bir şekilde bu politikamızı sürdüreceğiz ve NATO'ya Finlandiya ve İsveç'in girmesine 'hayır' diyeceğimizi ilgili arkadaşlarımıza söyledik ve yolumuza da bu şekilde devam edeceğiz."

'RUSYA VE UKRAYNA İLE MÜNASEBETLERİMİZİ KESİP ATAMAYIZ'
Erdoğan, Rusya ve Ukrayna savaşıyla ilgili de, "Gerek Rusya gerek Ukrayna'yla ilgili denge politikası güdüyoruz. Ve bu denge politikasında ne Sayın Putin'le ne Zelenski ile bağları koparıp atmaya asla niyetim yok. Sayın Putin ile de Zelenski ile de telefon diplomasimi sürdürüyorum. Özel temsilcimi onlara gönderdim, gönderiyorum. Bundan sonraki süreçte de yine aynı şekilde bunu devam ettireceğiz. Çünkü yeni bir dünya savaşının çıkmasının ne bölgemize ne dünyaya hiçbir faydası yok. Şu anda Ukrayna'dan olan göç ortada. Öbür tarafta bu işin Rusya'ya, Ukrayna'ya olan maliyetleri ortada. Tabi bir taraftan da bizim her 2 tarafla değişik bağlarımız var. Bugün Rusya ile nükleer enerjide bir adımımız var. Yani önümüzdeki yıl içinde inşallah Akkuyu Nükleer Santrali'ni bitirip açacağız. Bizim için çok çok ciddi bir kaynak. Öbür taraftan Ukrayna ile ilgili adımlarımız var. Yine Rusya ile, bizim şu anda kullandığımız doğal gazın yüzde 50'sini temin ediyoruz. Bunlar bizim için stratejik önemde münasebetlerdir. Ve bu münasebetlerimizi kesip atamayız. Ukrayna ile bu gıda alanında, hububat alanlarında birçok şu anda ortaklıklarımız var. Bunları da aynı şekilde devam ettiriyoruz. Ve bölgede bir istikrar unsuru olacak bir devlet varsa bu da Türkiye'dir. Bunu korumak durumundayız" değerlendirmesinde bulundu.

SOKAK HAYVANLARI KONUSU
Sosyal medyadan paylaştığı diğer bir videoda, "Sokak hayvanları meselesini ve bu konuda üzerimize düşenleri gençlerimizle konuştuk..." diyen Başkan Erdoğan, "Belediyelerin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?" sorusunu cevapladı. Bakanına talimat verdiğini belirten Başkan Erdoğan, "Belediyelerimizin bununla ilgili gücü var. Koskaca İstanbul Büyükşehir Belediyesi hayvanlarla ilgili barınak yapmıyor. Bizim Konya belediyemizin, Beykoz belediyemizin gayet güzel bir barınağı var." dedi.


Başkan Erdoğan şu ifadeleri kullandı:

Aşk ile koşan yorulmaz. Belediyelerimizin bununla ilgili gücü var. Koskaca İstanbul Büyükşehir Belediyesi hayvanlarla ilgili barınak yapmıyor. Bizim Konya belediyemizin, Beykoz belediyemizin gayet güzel bir barınağı var. Ortak paydamız, en önemli süreç kısırlaştırmadan geçiyor. Özellikle sokak hayvanlarına yönelik bu adımın atılması gerekiyor. Sokak hayvanlarındaki bu sınırsız çoğalma ciddi bedeller ödettirebilir. Çocuklarımızın köpeklerin saldırısına uğraması bizleri rahatsız edecektir. Düşünün bir anne babanın yavrusu parçalanacak, alkış tutacak hali yok, 'hayvan sevgisi diyebilir mi?' diyemez. Öyleyse tedbir, teşhiş, tedavi ve koruma yöntemlerine yönelik adımlarımızı atıyoruz. Bakanımıza dedim hocalığını kullanacaksın ve adımı atacaksın.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN